Verin lan 5000 liramızı! [Barbaros J. Kartal]

CHP’nin darbe raporu kamuoyuna açıklandı. AKP savcılarının saçma sapan iddianamelerinde olduğu gibi bir sürü edebiyat, ideoloji güzellemeleri ve gereksiz tonlarca sayfa var. Hele cemaatin tarihsel gelişimi ile ilgili yazılanlar tam komedi. Kime para yedirdilerse çok emek vermiş ama çok kalitesiz bir mal ortaya çıkarmış. Rapor bir taşla iki kuş vurmayı amaç edinmiş. Cemaat ve AKP’yi hedef alan “Bu haltı ikiniz beraber yediniz” şeklinde özetlenecek klasik bir yaklaşım söz konusu. Erdoğan’ın propaganda mekanizmasının ürettiği kavramları kullanarak muhalefet yapılamayacağını bir türlü öğrenemediler, bundan sonra da görmeleri mümkün değil. CHP Hitler döneminde muhalefet olsaydı “Evet Yahudiler hain, pis, alçak ve ölmeyi hak ediyorlar ama..” diye başlayan cümlelerin muhalefeti olurdu. AKP’nin yargıyı ele geçirdiğini ve savcıların AKP’nin birer memuru olduğunu ifade ettikten sonra onların hazırladıkları iddianameleri veri kabul etmek pek dürüstçe değil.

Neticede cemaat için gök kubbede söylenmedik laf kalmadı. İddialar o kadar komik şeylere evrildi ki cemaat hiçbir şey yapmasa kendi kendine beraat edecek hale geldi desek mübalağa olmaz. Cemaate ne kadar çok çakarsak o kadar objektif algılanırız tuzağına düşmelerine rağmen CHP’nin raporu okunmayı hakediyor.  Teknik olarak 15 Temmuz ile ilgili güzel noktaları özetlemiş CHP. 15 temmuz kumpasının ana omurgasını yakalamış diyebiliriz. Ancak ne var ki bunu açık açık söylemiyor, topu bir yere kadar getirip orada bırakıyor. Çok rahat gidip gol atma imkanı yapmıyor. Herhalde bir bildikleri var.

Mesela CHP Hulusi Akar’a soruyor, aynı soru Fidan’a da sorulabilir ama yok. Soru çok önemli:

“Bu tören sonrası MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la Özel Kuvvetler Komutanlığı bahçesinde baş başa 18:00 – 00:30 arası yaklaşık 6,5 saat boyunca neler konuştuğunuzu açıklar mısınız?”

Bilindiği gibi darbeden bir gün önce Akar ile Fidan uzun bir görüşme yapmışlardı. Katıldıkları toplantıya teamül olarak ne bir genelkurmay başkanı ne de MİT müsteşarı katılmıştı o güne kadar. Uzun uzun baş başa ne görüştüler hiç kamuoyuna açıklanmadı. CHP’liler devamını getirmemiş Akar gittikten sonra Hakan Fidan Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ile görüşmeye devam etti. Özel Kuvvetler denince neresi olduğu tam olarak kafada oturması için, eski adının Seferberlik Tetkik Kurulu olduğunu hatırlayalım. 15 temmuz darbe girişiminde özel kuvvetlerin adı sıkça geçiyor malum. Ömer Halisdemir’e önce öldür emri verilen sonra da onun öldürülmesinin emredildiği yer orası.

CHP Fidan’a sorması gerekirken Akar’a sormaya devam ediyor:

15 Temmuz günü öğlen saatlerinde O.K. isimli Pilot Binbaşının 3 helikopterle MİT Müsteşarını kaçırmak üzere o gece harekete geçileceği ihbarı ile kalkışmayı öğrendiğiniz ve harekete geçtiğiniz anlaşılıyor. Bu ihbar sonrası MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın makamınıza geldiği ve yaklaşık 20:20’ye kadar kaldığı ve 21:00 sıralarında darbecilerin size müdahale ettiği anlaşılıyor. Bu bilgiler ışığı altında, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın darbeci olan emir subaylarınızı ve darbeci askerleri aşarak Genelkurmaydan serbestçe çıkması hakkında ne düşünüyorsunuz? Hakan Fidan’ı almak üzere 3 helikopterle operasyon hazırlığı yaptığı iddia edilen darbecilerin Hakan Fidan’ın gözlerinin önünde çıkıp gitmesine izin verip 30 dakika sonra da size müdahale etmesini hayatın olağan akışına uygun buluyor musunuz?

Bu soru can damarı sorulardan bir tanesi. Darbeciler Fidan’ı almak için hazırlık yapacak, helikopter ayarlayacak derken alınacak adam ayağı ile kapıya kadar gelecek ama dokunmayacaksın. Fidan gidince darbe başlayacak. CHP üstü çok çok kapalı Akar’a bu iş emir komuta içinde bir hareket miydi diye soruyor… TR724’ün ilk kez dile getirdiği ihbarcı pilotun gerçek kimliği ve çok önceden MİT’e çalıştığı iddiası ile birleşince Fidan bu işin neresinde cevaplanmadan 15 temmuz’u anlamak mümkün değil.

CHP soruyor:

Özel Kuvvetler Komutanı Korg. Zekai Aksakallı’nın Ankara’da görülen darbe davasının duruşmasında dile getirdiği “TSK’da kriz ve olağanüstü durumlarda ilk haber alınır alınmaz tedbir olarak ‘personel kışlayı terk etmesin’ emri verilir. Birlik komutanları kışlalarında, mesaiye devam edilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz’da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır. Uygulansaydı darbe girişimi baştan açığa çıkardı” şeklindeki ifadesi basına yansımıştır. 15 Temmuz 2016’da bu emir neden verilmemiştir? ÖKK Komutanının bu açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu soru şimdiye kadar çok soruldu ve asla tatmin edici bir cevap gelmedi. Askeriyeyi bilenler o kadar az katılımın olduğu ve  öğle saatlerinde öğrenilen bu girişimin engellenmesinin askeri açıdan çok kolay olduğunu ifade ediyor. Aksakallı neden böyle konuştu kimse sormuyor,  aslında aba altından sopa gösteriyor: Beni satanı ben de satarım.

CHP’ye havuzdan verilen tepkiye bakarsanız sanki bu soruları sormaya hakkı yokmuş gibi davranıyorlar. Resmi söylem parça parça dökülüyor. CHP bu soruları halka indirmeli. Ulaşabildiği kadar herkese anlatabilmeli.

Darbe üzerinden rant elde edenler hayatını kaybeden insanların kanları, yakınlarının göz yaşları üzerinde bir gemi yürütüyorlar.  Bu gemiyi canını aldıkları, hayatını kararttıkları insanların ahı batıracak.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin