“Vatan Sağolsun”a mağlup olmak!

Yorum | Levent Kenez

Geçen yazıya “başka bir zaman diliminde” devam edelim. Şu an bizi savaşa soktular maalesef.

Savaşa hayır demekten bir saniye bile tereddüt etmeyin. Çünkü bu savaşın amacı ne ülke güvenliği ne de ileri de olacak menfi gelişmeleri engellemeyi amaçlıyor.

Vatana en büyük ihaneti edenlerin vatandaşa “Vatan sağolsun” dedirterek cehenneme çevirdiği bir vatandır Türkiye.

Bu bir operasyon değil bu bir seçim kampanyasının işaret fişeğidir.

Şimdi iğrenç bir hamasetle, karşı çıkan herkesi vatan haini ilan etmekle, an ağır küfürlerle hedef alacaklar. Bunları zerre ciddiye almadan savaşa karşı çıkmak lazım.

Savaştayız ama başkomutan parti kongrelerine devam ediyor, düğünlere gidiyor, başbakan AVM’lerde hayat devam ediyor diyor.

Savaştayız ama hiç bir görevi olmayan ve bir ebleh  olduğunu defalarca ispat etmiş şehzade operasyon odasında İHA’ları seyrediyor.

Bu kadar da ciddiyiz yani.

Karşımızda kimse duramaz naraları atıyorlar, iki gün önce Moskova’ya gittin izin almaya gittiler.  Hayır deselerdi bir uçağın içeri giremezdi. Lütfen hava savunma sistemlerini kapatın bizim uçaklar girip çıksın diye yüz sürdüler. Bombalayacağın yerleri gösterdin. Adamların olmaz dediği yerleri sildin planlarından. Adamlar ABD ile aran iyice bozulsun diye biraz şov yapmana izin verdi. Senden sonra vurduğun yerleri Esad’ın ordusu gelip alsın diye şimdiden plan yapıyorlar.

CHP’nin oyu yüzde 25, HDP’nin 10-13. Artı eksileri olur ama taban aşağı yukarı böyle.

Kalan yüzde 60-62 kemik sağ seçmen. Ne olursa olsun oyunu sağ partilerden birisine atıyor.

Sağ seçmenin konsolide edilmesi için artık ezberlenmiş replikler ve yöntemler var. Saray’da oturmuş bunun gereğini yapıyor ekipleri. Ellerinin altında bütün bir medya olunca mesajlarını iletmeleri çok kolay. Türk-İslam sentezinin en yobaz ve en faşist araçları ile ülkeye psikolojik operasyon çekiliyor. Yarın Batı’cı olmak gerekirse onun da bayrağını kimseye bırakmazlar. Şüpheniz olmasın.

Sağ seçmeni gütmenin en basit yolu dini duyguların sömürülmesi. Camide Fetih suresi okutmalardan,şehitlik edebiyatına, selalardan bilumum aklınıza gelen bütün samimiyetsiz dini ritüeller bu kapsamda.

Diğeri devletin bekaası sorunu. Şimdi savaştayız etrafımız ateş çemberi böyle bir zamanda maceraya gerek yok. Böyle zamanlarda güçlü lider güçlü devlete ihtiyaç var. Böyle zamanlarda sen ben yok devlet var. Bunun epey alıcısı olduğunu biliyoruz.

ve elbette Kürt düşmanlığı. Bu düşmanlığın yapıldığının turnusolü cümlelere Kürt kardeşlerimiz ile başlamaktadır. Nerede Kürt kardeşlerimiz diye başlayan bir laf duyarsanız bilin ki arkasından en ırkçı söylemlerden birisi gelecektir. Seçimlerde ihtiyaç duyulan milliyetçi oyları yakalamanın en kolay yollarından bir tanesi budur. Her ne kadar MHP, AKP ‘ya destek olacağını açıklamış olsa da seçim tecrübelerinden ve son referandumdan biliyoruz ki bu destek bütün bir parti oylarını mobilize edemiyor. İYİ Parti’ye de oy verecek olan milliyetçi kesimlerin bilinç altındaki Kürt düşmanlığına oynamak epey fonksiyoneldir. Bunu yapmanın artık ezberlenmiş yolu HDP’nin şeytanlaştırılması, Demirtaş’ın tahkir edilmesi, HDP’li siyasetçilere göz açtırmamak.

Sağ seçmen üzerine yapılan psikolojik harbin unsurlarından bir tanesi de gazete ve haber kanalları dışında kalan bütün iletişim unsurlarıdır. Diriliş Osmanlı, Payitaht Abdülhamit gibi. Bu dizilerin siyasi propaganda dışında tek bir amacı yoktur. Ünlülelerin kullanılması da başka bir taktiktir. Satın alınmaya dünden teşne bu ünlüler referandum performanslarının üstüne çıkacaklarının sinyalini vermişlerdir.

Operasyonda Allah korusun can kayıpları yaşanırsa PKK ve ABD sorumlu olacağı için iktidar açısından bir kayıp yoktur. Korkusundan savaşa destek veren muhalefetin bunların hesabını sormayı bir kenara bırakın bu şehitlerin üzerinden iktidarın estireceği havada sokağa adım bile atamayacaklar. Operasyon yapılan bölgede siviller hayatını kaybederse dün medya ile yapılan toplantıda verilen muhtırada bunların haber yapılması zaten yasaklanmıştır. Kimsenin haberi olmayacak. Zaten ülkenin büyük bir kesiminde ölen sivillerin bir anlamı ve değeri de yoktur.

Rusya ve İran çıkarları dışında bir tek söz söylemesi mümkün olmayan Perinçek’in yayın organı Aydınlık gazetesinin dünkü birinci sayfasını dikkatli okuyan birisinin ne olduğunu rahatlıkla anlayacağı bir ortamdayız. Ergenekon artıklarının nasıl heyecanlandıklarını görmemek mümkün değil. İlker Başbuğ’un sınırımızda Suriye ordusu olmalı demecinin sadece askeri mantıkla söylenmiş bir söz olmadığını bilmek lazım. Sınırımızda Suriye ordusu varken ne yaptığınız acaba? Sınırlar delik deşikti. Aynı karakolun defalarca baskına uğramasına bile önlem alamayan adamlar kurmay zeka diye akıl satıyor.

Sözün özü “yerli ve milli olmak” üzerine kurulu bu psikolojik harbin bedeli, daha da artan kutuplaşma, muhalefetin dayak üzerine dayak yemesi, şiddete dönüşme ihtimali azımsanmayacak yüksek tansiyon, ve daha da bozulacak ekonomi olacak. Kendi elleri ile ülkeyi bir kibrit çaksan patlayacak hale getiriyorlar.

Ne diyelim Vatan Sağolsun.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin