Uzman psikoloğun ‘çiftçi’ olma denemesi, ziraat mühendislerine takıldı!

HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ  

Malatyalı Uzman Psikolog Fatih Bora Ekim, geçtiğimiz yıllarda memleketinde yaşanan don olayı nedeniyle çiftçiliği bilimsel olarak yapmaya karar veriyor. “Bu böyle gitmez!” diyerek çiftliğin yönetimine el koymaya karar veriyor. Ancak öyle şeyler yaşıyor/görüyor ki; bunalıyor ve vazgeçiyor. Ekim’in konuyla ilgili paylaşımları, Türkiye’de tarım sektöründe  yıllardır yaşanan ve çözülemeyen ‘plansızlığı’ gözler önüne seriyor.

Plansızlık, yıllardır Türkiye’de tarım sektörünün en önemli sorunlarından biri olarak gösterilir. Tarım politikası neredeyse tamamen ‘ithalata’ dayanan Türkiye’nin bir ‘üretim’ planlaması bile yok. Konunun uzmanlarına göre sektörde tam anlamıyla bir ‘kargaşa/kaos’ hakim. Bu konuda yazılmış onlarca bilimsel rapor bulmak mümkün. Türkiye’nin özellikle son dönemde ithalata bağımlı hale gelmesinin temel nedeni olarak da gösteriliyor plansızlık ve kargaşa…

PLANLAMA OLMAMASI VERİMİ DÜŞÜRÜYOR

Planlamada cevabı aranan temel soru; hangi bölgede, hangi üründen ne kadar ekilmeli? Amaç sınırlı kaynakların, belirli bir amaç doğrultusunda en verimli şekilde kullanılmasını sağlamak. Planlamayla sadece verimliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda kısıtlı imkanları da ekonomik olarak kullanma imkanına sahip oluyorsunuz.

PLANSIZLIK, İTHALATA BAĞIMLI HALE GETİRDİ

Plansızlık ise kaynakların heder edilmesi ve verimliliğin düşmesi anlamına geliyor. Bu ise ithalata bağımlılığı daha da artırıyor. Tarımda bir üretim planının olmaması çiftçiyi kendi başına, kafasına göre üretim yapmaya itiyor. Sonuç olarak hem verimlilik düşüyor, hem su ve toprak dengeli kullanılamadığı için kayıp artıyor.

Malatya’da önceki gece sıfırın altında seyreden hava soğukluğu nedeniyle bazı kayısı bahçelerinde don meydana geldi. Darende Ziraat Odası Başkanı Orhan Karaca, “Meyve ve ağaçlar hasarlı durumda. Hasarımız çok büyük. Çiftçiler zor durumda. Devlet büyüklerimizden destek bekliyoruz.” dedi.

MALATYALI BİR UZMAN PSİKOLOGDAN ‘TARIM’ DENEMESİ

Malatyalı Fatih Bora Ekim bir uzman psikolog. Ekim’in sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlar Türkiye’de tarım sektöründeki plansızlığı net olarak ortaya koyması açısından önemli.

Fatih Bora Ekim, sosyal medya hesabından Malatya’daki kayısı bahçesinden bir fotoğraf paylaştı. “Dün gece Malatya’da sıcaklıklar 0’ın altına düştü ve kayısılar gene yandı. 3 yıl önce de aynısı olmuştu. Ben de ‘bu böyle gitmez’ deyip çiftliğin yönetimine el koymaya kalkmıştım. Bakın başıma neler geldi, anlatayım:” dedikten sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

ZİRAAT MÜHENDİSİ: BURADA KİMSE BÖYLE ŞEYLER YAPMAZ!

Bir işi yapacaksak bilimsel yapalım diye önce tarım il müdürlüğüne gittim. İki ziraat mühendisi var odada. Kendimi tanıttım, bahçeyi modernize etmek istediğimi söyledim. Ne yetiştirmeliyim karar vermek için önce toprak ve su analizi yaptıralım dedim.

Ziraat mühendisleri güldü. Burada kimse öyle işler yapmıyormuş. “Peki ne ekeyim” diye sordum. Verdikleri cevap çok bilimseldi: “Osman Amca şu karşıda ceviz dikti, çok da güzel oldu. Şimdi herkes ceviz dikiyor. Çay içer misin?”

TİCARİ ANLAMI OLMAYAN CEVİZ EKİMİ TAVSİYESİ

İki bardak çayımı içip eve döndüm, girdim internete. Ekilen ceviz neymiş diye baktım. Meğer 400 metre rakıma kadar ticari anlamı olan Kaliforniya cevizi ekmeye başlamış insanlar. Malatya 900 metre ve üstü! Tavsiyeyi verenler de ziraat mühendisleri ve fidancılar.

Araştırmayı derinleştirmeye artık mecburdum. Araştırırken Amerikan Tarım Bakanlığına (USDA) rastladım. Bu aşağıda gördüğünüz harita USDA’nın iklim haritası. Sitesine girer detaylı bakarsanız hangi enlem ve rakımda hangi ürünün yetiştirileceğini size söylüyor.

ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN UMRUNDA DEĞİL

Malatya ile aynı enlem ve benzer rakımda olan bölgeleri tek tek inceledim. Malatya ile benzer koşullarda olan bölgede kayısı üretimini ticari olarak önermiyor USDA. Yapmayın demiyorlar ama hobi olarak yapın diyorlar. Oysa Malatyalı yıllardır kayısı yetiştirmek için uğraşıyor.

Ceviz türleri, badem türleri, sürekli okuyorum. Hummalı çalışmalarım sonunda anladım ki burası için ideal ağaç pikan cevizinin bazı cinsleriymiş. Yerel ziraatçilere soruyorum, bilen yok. Devletin ziraat mühendislerinin zaten umurunda değil, onlar çay içip sohbet ediyorlar.
İnternet araştırmam sonucunda Antalya’da pikan cevizi fidesi satan bir fidancı buldum. Hemen adamı aradım, hangi cinsler olduğunu sordum. 2-3 pikan cevizi gelmiş, onlar da deniz kenarı bölgede yetişen cinsler.

PROSEDÜRLER NEDENİYLE BUNALDIM, BIRAKTIM!

Tam Amerika’dan pikan cevizi ithal etme prosedürünü araştırmaya başlamıştım ki bunaldım artık. “Ziraatçi olmadan tek başıma ne işlerle uğraşıyorum” deyip bıraktım. Çiftliği hayal kırıklığı ile babama devrettim ama madem ceviz dikeceksin bari Fransız veya yerli ceviz dik dedim.

Ben çiftçilikten bunalıp vazgeçtim. Köylü bu işlerle zaten uğraşmıyor, uğraşamıyor. Devlet kurumları atıl durumda. Çalışanlar sadece maaş alıp, çay içiyorlar ve bürokratik angarya ile uğraşıyorlar. Sonra neden bir şey ekip biçmiyoruz, neden ithal ediyoruz diye düşünüyoruz…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin