Toplumu savaş değil ahlaksızlık bitirir!

YORUM | M.NEDİM HAZAR

Hazreti Mevlana  ahlakın olmadığı yerde kanunun anlamsız ve işlevsiz olacağını anlatır Mesnevi’sinde. Cicero ise toplumların ekonomik sıkıntılardan, parasızlıktan dolayı değil ahlaksızlıktan dolayı çökeceğini söyler.

Kin ile beslenen tayfa için ise ahlak zaaftır ve zalim zafiyetten hiç mi hiç hazzetmez.

Hüseyin Avni, Sultan Abdülaziz döneminin paşalarından biriydi.

Başarılı askeri hizmetleri esnasında gösterdiği ahlaki zaaftan dolayı sürgüne yollanmış, akabinde gittiği Avrupa’da hem tedavi görmüş hem de intikam aşkıyla keskinleşmişti. Türk tarihinin ilk organize darbesini (Mayıs-1876) kurgularken halkın ve iktidarın tüm zaaflarını çok iyi bilmesinin başarısındaki etkisi büyüktü. Talebelerin yürütülmesi, gazetelerin bilinçli dezenformasyon ile sarayı itibarsızlaştırılması işini Mithat Paşa ile beraber ustaca yapıyordu.

Avrupalı dostlarıyla oluşturduğu Mahmut Nedim Paşa’ya ‘Nedimof’ algısı kısa sürede işe yaramış, Sultan Aziz, önce kabineyi değiştirmek durumunda kalmış, ardından Hüseyin Avni Paşa’yı tekrar Seraskerlik (Genelkurmay Başkanı) makamına getirmek zorunda kalmıştı.

Bütün bu tavizler de işe yaramamış ve sonu kanlı biten bir darbe sürecinin başkahramanı olmuştu Hüseyin Avni Paşa. Sultan Abdülaziz’in elbette kendi dünyasında bir tasavvuru vardı ve donanmayı güçlendirerek başta Avrupa olmak üzere Rusya’ya karşı ağırlığı olan bir devlet pozisyonunda tutmayı amaçlıyordu. İktidarı devirme planlarını yaparken, büyük tartışmalar yaşanıyor ve kapalı kapılar ardında alternatif yeni yönetimler hesaplanıyordu. İşte bu tartışmaların birinde amacın sadece özgürlük olduğunu düşünen ve buna samimi olarak inanan Sadrazam Mütercim Rüştü Paşa, meşrutiyetin yeterli bir amaç olduğunu ileri sürüp, kanlı entrikaların devlet ve idareci ahlakıyla bağdaşmayacağını ileri sürdüğünde, belindeki silahına davranan Avni Paşa o meşhur repliği patlatacaktı: Ahlak zaaftır paşa!

Ahlak… Önemli bir kavram. En ahlak dışı yöntemlerin, yönetimlerin, sistemlerin bile kendi içinde bir ahlakı olması zaruri. Beğenin-beğenmeyin, katılın ya da reddedin her şeyin bir ahlakı olmak zorunda. İsyanın bile!

Ülkemizde yıllardır yaşananlara bakınca toplumun çökme noktasına gelmesinin temel öznesinin ahlaki problemler olduğunu anlamak hiç de zor olmasa gerek.

Yaşananlara bakıldığında, bu güne kadar sadece simülasyon olarak test edebildiğimiz özgürlük ve demokrasi kavramlarının en büyük gediği ahlak duvarında verdiğini görüyoruz. Özellikle iktidarın ahlakı bir zaaf olarak algılayanların eline düştüğüne ne mene bir silaha dönüştüğünü de görüyoruz ne yazık ki! Üstelik bu bahsini ettiğimiz ahlakın iman, inanç ya da inançsızlık ile doğrudan bir ilişkisi yok. Kendilerini İslam ve iman şemsiyesi altında ifade eden bir takım zevatın dahi ahlakı bir kenara bırakıp, menfaat devşirmeye çabaladıklarına şahit oluyoruz.

Siyasi bir görüşün güdümünde olan televizyon, radyo, dijital ya da yazılı medya mecralarının bu eksiklik ile hareket ettiklerinde korkutucu bir canavara dönüşebildiklerini görmek mümkün.

Bu anlamda sayısız örneği buraya sıralayabiliriz. İster iktidar tarafından olsun, ister muhalefet, ister zulmedenlerden olsun ister zalime seyirci kalanlardan.. Fark etmiyor… Ahlaki açıdan aynı defo ile malul bir toplumumuz var.

İster iktidar kanadını, içinden ahlakın çekip alındığı her hareket, davranış ve hamlenin aynı vicdansız pozisyona geldiği aşikar.

Cenab-ı Hak ibadetleri belli zamana ve şartlara bağlamış ama ahlaklı olmanın bir zamanı ya da disiplini yok. 24 saat ve ömür boyu ahlaklı olmak zorundasınız.

Ahlakı yönden çökertilen toplumların ekonomik, iktisadi ve sosyal yönden ayakta durabilmeleri neredeyse mümkün değil. Ve bu ahlaksızlık marazı hele de kendini dinin temsilcisi ve sahibi olarak görenlere tebelleş olmuşsa korkarım ki tedavi pek mümkün olmuyor. Toplum, kendini idare edenlerin ahlaksızlıklarını normalmiş gibi algılıyor ve ahlaki olan tüm her şey standart dışı sayılıyor. Ve galiba en büyük ahlaksızlıklardan biri de, kendi menfaati için savaş çıkarmak olsa gerek. Siz bu savaşı kendi toplumunuza bir “beka meselesi” olarak yedirebilirsiniz ama tarih sizin yaptığınız servisi çiğnese bile yutmaz, bir süre sonra kusar ve geçmişteki tüm ahlaksız zorbalar gibi insanlığın en lanetli sayfalarına yerleştirir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin