TOKİ, çalışanları yarın birbirine düşürecek

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

İktidarı bırakmak istemeyen AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, toplumun en çok önem verdiği barınma konusuyla ilgili yeni projesini açıkladı. TOKİ tarafından yapılacağı açıklanan 250 bin konut projesinin tanıtımı görkemli yapıldı. Görkemli törenin hasılatı da iyi oldu. İlk günden 750 bin dolayında talep geldi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı proje, işyeri ve arsayı da kapsıyor olsa bile konut ön planda olduğu için hep konut projesi olarak anılacak. Öncelikle Türkiye’de yaşayan ve konut sahibi olmak isteyenler için bunun bir imkan olduğunun altını çizmem gerekiyor. 

“İlk Evim İlk İş Yerim” projesi, sunduğu avantaj kadar bizim toplumumuzda barınmanın ne kadar önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor. Bunu bilen iktidar da seçim öncesinde, Türkiye’yi Rusya’ya bağımlı hale getirme yolunda attığı doğalgaz adımından sonra şapkadan ikinci tavşanını çıkarmış oldu. 

 

14 Eylül’de başlayan başvurular 31 Ekim 2022 tarihine kadar sürecek. TOKİ başvuruları, ilgili bankalar aracılığıyla yapılabileceği gibi kişiler, kendileri doğrudan e-Devlet üzerinden de yapabilecek. 

Yapılacak konutlar, büyükşehirlerde olduğu gibi Anadolu’nun bütün şehirlerinde ve belli başlı ilçelerde de inşa edilecek.

Kimlerin başvurabileceğine ilişkin bilgiler de açıklandı. Esas itibariyle kim başvurabilecek, kim kapsam dışı çok net. Kimsenin kafasını karıştırmayacak bir açıklıkla ortaya konmuş durumda.

Bunlar işin net olan tarafı.

Bir de işin bilinmezleri var. Bu projeyle ev sahibi olmak anlatıldığı kadar kolay değil. 

2019’DA AÇIKLANAN PROJEYE BENZEME RİSKİ

Şimdi bu projede insanların gözden kaçırdıklarına bakmak gerekiyor. 

Birincisi; Bu proje de 2019’da açıklanan “yılda 100 bin konut” projesinin akıbetine uğrar mı endişesi. Hatırlayanlar bilir, yerel seçimlerin yapıldığı yıl TOKİ’nin yapacağı konutların duyuruları, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Damat Berat Albayrak ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından duyurulmuştu.

 Yeni açıklanan projenin, 3 yıl önce açıklanandan tek farkı, kürsüde Damat Berat’ın olmamasıydı. 

Videoyu izleme imkanı buldunuz ise, Erdoğan 2020’den itibaren 81 ilde her yıl 100 bin sosyal konut yapacaklarını duyuruyordu. O zaman da yüzde 10 peşin, kalanı için 240 ay (20 yıl) vade tanınmıştı.

Görkemli törenlerle kuralar çekildi. İnsanlar ev sahibi olacakları hayaliyle sevindirik oldu. Yakından takip ettiğim Tuzla bölgesinde kimlerin o dönem hayaller kurduğunu iyi biliyorum. 

Sonrasında ne oldu? Bugün yarın derken, o tarihte insanların “hak sahibi” diye kuraları çekenlerin konut hayalinde henüz bir adım atılmış değil. Sosyal medyaya sadece benim takip ettiğim bölgede mi sorun yaşandı diye bir göz attım, meğer diğer pek çok yerde de hayaller boşa çıkmış.

İkincisi; bu projeden konut sahibi olmayı, banka kredisiyle konut sahibi olmaya benzetenlerin düştüğü hata. Banka kredilerinde genelde sabit ödeme sistemi var.

Başta taksitleri ödemek hayli zor olsa da zaman içinde taksitlerin bütçelerindeki yükü azalır. Vade sonuna doğru da bu ödemeler, çerez parasına dönüşürdü.

TOKİ için başvuruda bulunanlarla yapılan röportajları izlemeye çalıştım. Başvuranların hemen hepsi, bu projeden ev alacakların ödeyeceği paranın sabit olduğunu sanıyor. 650 bin veya 850 bin TL’ye ev sahibi olacaklarına inanmışlar. 

Oysa tablo biraz farklı:

2+1 konutların fiyatları 608 bin TL,
Aylık ödemeler 2 bin 280 TL
240 aya (20 yıl) vade (60 bin 500 TL Peşin, 547 bin TL Taksit)

3+1 konutların fiyatları 850 bin TL
Aylık ödeme 3 bin 187 TL.
20 yıl vade (85 bin TL peşin, 764 bin 880 TL taksit)

Erdoğan bu rakamı açıkladı, ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, akşam çıktığı televizyon programında fiyatları farklı duyurdu:

“Sosyal konutlarda fiyat sınırı 2+1’lerde 770 bin TL olacak. 3+1’lerde ise, 950 bin TL olarak tespit edildi.”

Bir başka nokta ise yine Murat Kurum’la ilgili. Bakan Kurum, asgari ücretlilerin nasıl konut sahibi olabileceklerine ilişkin bir önerisi vardı ki evlere şenlik:

 

“Asgari ücretliler hem kira, hem konut kredisini nasıl ödeyecek?” sorusuna yanıt: “Biraz eşinden, dostundan borç alarak, biraz belki ek mesai yaparak bu bedeli karşılayabilirler.”

Murat Kurum’un barınma ihtiyacı olan öğrencilere tavsiyesiyse unutulacak gibi değil. “Ev kiralamayın, TOKİ’den ev alın” diye özetlenebilecek videonun içeriği, öğrencilerle alay etmekten pek farklı yoktu.

 

Bakanın sözü Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin tasarruf yaparken anlattığına çok benziyor. Kasaptan kilo ile et alacağına kuzu kesip etin fiyatını ucuza getirme önerisinin aynısıydı.

TOKİ’NİN ÇALIŞANLARI BİRBİRİNE DÜŞÜRME YÖNTEMİ

Bu projenin en tehlikeli yanı, dar gelirlilerin orta gelirlilerle arasını açacak olması. Bu projeden aylık geliri 16 bin TL’nin altında (İstanbul 18 bin TL) olanlar yararlanabilecek. Aylık ödenecek taksitlerse yılda iki kez memur maaşına bağlı olarak artırılacak. 

Diyelim ki karı koca çalışan bir memur aile düşünelim. En düşük memur maaşının 9 bin TL olduğunu varsayarsak, böyle bir aile kapsam dışında kalacak. 

Bu projeden yararlanan birisi, memur maaş zammı dönemi geldiğinde yapılacak zam belirlenirken ödü kopacak. 250 bin kişi, memur zammına yapılacak maaş artışına, açıkçası değilse bile bir şekilde direniş gösterecek. 

İktidarın konut projesinin kamuoyuna duyurulmasının da zamanlaması manidar. Bir yıldır alıp başını giden fiyatları seyretmekten öte bir adım atmayan iktidar, birden bire seçim atmosferine girileceği bir sırada sosyal konut projesi hamlesine kalkıştı. 

Bir yıldan bu yana ev sahipleriyle konut sahipleri birbirine girmişken ortalıkta gözükmeyen iktidar, bu girişimi insanları kendisine bağlamanın yöntemi olarak kullanacak. Yeniden bir borçlandırma yolu.

Nasıl mı? Açıklanan bilgiye göre konutlar iki yıl içerisinde sahiplerine teslim edilecek. Yani, “Sen bana gelecek yıl yapılan seçimde oy verirsen, ben sana bir sene sonra ev vereceğim” gibi. 

Bir dönem Anadolu’da seçim öncesi tencere dağıtılarak oy toplandığı anlatılırdı. Kapağını önce verirlerdi. Seçimi kazanması halinde de tencereyi vermeyi vaat ederlerdi. 

GELECEK HÜKÜMETİN KUCAĞINA ATEŞ TOPU

Bugünkü rakamlarla İstanbul’da bir metrekare inşaatın maliyeti TÜİK’e göre 8 bin TL. Vatandaşın gelirinin yüzde 30’undan fazla ödeme yapılmayacağını öngören taksit tutarıyla bu inşaatların yapılması mümkün değil.

Yapılacak işim maliyeti 356 milyar TL. Rakamlar, vatandaştan toplanan taksitlerle bunun yapılmasının mümkün olmadığını gösteriyor. 

Devletin bütçesi 3,2 trilyon TL. Bu bütçeden para transferi demek. Kur Garantili Mevduatla bütçenin sırtına bindirilen 100 milyar TL’nin üzerindeki yükten sonra TOKİ’nin yükünü de kaldırması kolay görünmüyor. 

Seçim öncesi, inşaat sektörünü hareketlendirmek istiyorlar. Bunun getireceği istihdam rahatlaması bekleniyor. 

Seçimi kazanırlarsa önlerinde 5 yıllık bir dönem olacağını düşünerek bir şekilde yönetebileceklerini hesaplıyorlar. Kazanamazlarsa da 500 milyar TL’yi bulacağı hesaplanan bir ateş topunu gelecek iktidarın kucağına bırakmış olacaklar.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin