Tahran’daki elçilik saldırısı ve İran-Azerbaycan arasında olanlar

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

İran’ın başkenti Tahran’da Azerbaycan Büyükelçiliği’ne yapılan kanlı saldırı, Kafkasya’da taşların yerinden oynayacağının göstergesi. Düşmanının düşmanını dost belleyen yaklaşımın getirdiği gerginlik, yeni dönemin habercisi.

Tahran’da dün Azerbaycan Büyükelçiliği’ne kalaşnikoflu bir saldırı düzenlendi. Yerel saatle sabah 8.30’da elçiliğe araçla gelen eli silahlı bir saldırgan, kapıya ateş ederek içeri girdi. Saldırganın, açtığı ateş sonucu güvenlik amiri Üsteğmen Orhan Asgarov hayatını kaybetti.

 

Saldırı, pek çok soru işaretini beraberinde getirdi. Kanlı girişimin İran ile Azerbaycan ilişkilerinin hayli gergin olduğu bir döneme denk gelmesi, hem komplo teorilerinin artmasına hem de ilişkilerin daha da gerginleşmesine neden oldu. 

Saldırının ardından Bakü’deki İran büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. İran elçisine, derhal Azerbaycan aleyhindeki kampanyalara son vermesi istendi. Ardından da Tahran Büyükelçiliği’nin güvenliğinin sağlanamadığı gerekçesiyle boşaltılacağı duyuruldu. 

1961 Sayılı Viyana Sözleşmesi uyarınca, büyükelçiliklerin dış korumaları, o elçiliği kabul eden ülkeler tarafından sağlanıyor. 

Saldırı görüntüleri izlendiğinde İran makamlarının ciddi bir güvenlik zafiyetinin olduğu görülüyor. Saldırgan aracıyla gelip elinde kalaşnikofla içeriye dalarken, kapıdaki İranlı görevliye, zafer işareti yaparak selam veriyor. 

İranlı güvenlik görevlisinin, saldırganın gelmesi ve içeri girmesi sırasında lakaytlığı dikkat çekici. İçerideyse çok farklı bir tablo yaşanıyor. Saldırganın kalaşnikofla gelmesi, bir katliam yapmak üzere hazırlık yaptığını gösteriyor.

Ancak içeride onu bir sürpriz bekliyor. İlk saldırıda Orhan Üsteğmeni silahıyla öldürüyor ama hemen ardından güvenlik görevlisi Vasıf Tağıyev, silahsız bir şekilde müdahale edip saldırganın elinden silahı alıyor. 

 

AZERBAYCAN VE İRAN’DAN YAPILAN AÇIKLAMALAR

Saldırıdan sonra her iki ülkeden yapılan açıklamalar, taban tabana zıt bir şekilde geldi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, saldırıyı bir terör eylemi olarak niteledi. İran makamlarıysa olayın bireysel bir girişim çerçevesinde tutmaya çalıştı. 

Saldırgan, olaydan hemen sonra İran makamlarınca teslim alındı. Bundan sonrası daha ilginç gelişti. Saldırının bireysel girişim olduğu iddiasındaki İran makamları, bu tezlerini ispatlamak için resmi televizyon kanallarına açıklama yaptırdılar. Yapılan röportajlar, İran devlet televizyonlarında yayınlandı. Ülkedeki her türlü sesi kısan Tahran yönetimi, teröriste mikrofon uzattı.

Yasin Hüseyinzade isimli saldırgan, eşinin Azerbaycan vatandaşı olduğunu ve Nisan ayında elçiliğe geldikten sonra ondan haber alamadığını öne sürdü. Defalarca elçiliğe gidip geldiğini ve bir sonuç alamayınca silahlı çözüm aradığını anlattı.

Eğer inanılırsa saldırgan, “öfkeli babanın kalaşnikoflu intikamı” hikayesi anlatıyor.

Böyle bir durum olsa, saldırgan birinci hedef olarak kendisini eyleminden vazgeçirecek ilk kişi olan kapı dışındaki güvenlik görevlisini etkisiz hale getirirdi. Ona saldırmak yerine selam verip geçiyor. Selamın muhatabı da neredeyse sıfır tepkiyle karşılık veriyor.

Azerbaycan’ın önemli yayın organlarından olan Müsavaat Gazetesi, saldırının ardında İran istihbarat teşkilatı SAVAK’ın olduğunu gündeme getirdi. Azerbaycan makamları ise, saldırının asıl amacının İran yönetiminin Bakü’ye vermek istediği mesaj  olduğu görüşünde. 

MOLLA REJİMİ, TEBRİZ’DEKİ GÖSTERİLERDEN ÇOK RAHATSIZ

İran’da 30 dolayında eyalet var. Bu eyaletler içinde biri Batı Azerbaycan, diğeri Doğu Azerbaycan olmak üzere iki Azerbaycan eyaleti var. Türkiye ve Azerbaycan’da ise bu bölgeler tek isim altında “Güney Azerbaycan” olarak anılıyor. 

Geçtiğimiz yıl Mahsa Amini’nin öldürülmesiyle başlayan protestolar, en yoğun şekilde bu eyaletlerde yaşandı. Molla rejimi, bu gösterilerden öteki yerlerdeki protestolardan daha fazla çekindi. 

Tahran’ın bu protestolardan çekinmesinin bir sebebi de birinci ligin en önemli takımlarından olan FC Tractor’un (Tractor Sazi FC) ateşli seyircisi idi. Tebriz takımı FC Tractor’un her maçı, İran rejimine başkaldırı niteliğinde geçiyor. 

Dünyada Türk taraftarı en çok olan takım olarak bilinen FC Tractor’un seyircileri, yalnız “Sen yaşa Azerbaycan” sloganları atmıyor. Aynı zamanda “Türkiye, Türkiye” diye haykırıyorlar, kimi zaman bozkurt selamı verip uluma sesi çıkarıyorlar. Kimi zaman ise “Ana dilde medrese, olmalıdır herkese” sloganları atarak Türkçe ana dilde eğitim mücadelesi yürütüyorlar.

Tahran’daki büyükelçilik saldırısından sonra FC Tractor takımı resmi hesabından yaptığı açıklamada, saldırı kınandı ve “Bu saldırı, İran’da oluşturulmak istenen Azerbaycan düşmanlığının resmidir” denildi.

Molla rejimi, protestoların devam ettiği dönemden başlamak üzere Aras Batı Azerbaycan bölgesinde 4 önemli askeri tatbikat gerçekleştirdi. 

Dahası, Azerbaycan’ı bir tür diplomatik yönden taciz etmek için önceki hafta 19 Ocak’ta Erivan Valisi Tahran’a çağrıldı ve Tahran ile Erivan kardeş şehir ilan edildi

Azerbaycan’ın, eski vatan toprağı bildikleri Karabağ’ı 2020’deki geri alma mücadelesinde İran, Ermenistan’a destek verdi. Azerbaycan da, güney komşusunun damarına basmak için İsrail ile ilişkilerini iyileştirme yoluna gitti. Geçtiğimiz yıl İsrail’de büyükelçilik açtı.

Türkiye ile Azerbaycan arasında 1991’de bağımsızlığını kazandığından bu yana ilişkiler hep sıcak oldu. Eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in dile getirdiği “Bir millet, iki devlet” ifadesinin kimi zaman havada kaldığı dönemler oldu. Ancak Karabağ Savaşında Türkiye’nin katkısından sonra İran, bu işbirliğinden fazlasıyla mutsuz oldu.

Saldırı, bağımsızlık mücadelesi veren Güney Azerbaycan’ın kendinden koparılmasından çekinen İran’ın, bu niyetlerin önünü kesme çabası olarak görülüyor. Nitekim, İran’da yaşayan Ermeniler, elçilik baskınından sonra İçişleri Bakanlığı’ndan izin alarak gösteriler düzenlediler. Gösterilerde, “Türk’e ölüm” sloganları atıldığı belirtiliyor.

Tahran’daki saldırı ve Türkiye-Azerbaycan aleyhindeki gösterilerden sonra Batı Azerbaycan’ın yönetim merkezi olan Urumiye’de Urumiye-Tahran Peyman voleybol takımları arasındaki maçta, “Azerbaycan var olsun, istemeyen kör olsun” sloganları atıldı. 

 

Tahran’daki Azerbaycan Büyükelçiliği’ne yönelik kanlı girişim, yönlendirilmiş bireysel bir saldırı da olabilir. Şu bir gerçek ki son aylarda İran’la Azerbaycan arasındaki ilişkilerde bir kırılma noktasına gelindiği anlaşılıyor.

Bu olay ile beraber, Türkiye’yi de içine çeken potansiyel sorunlar yumağının ucu açıldı demektir. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin