‘Sürdürülebilir Kalkınma’ kavramı ve Hizmet

Yorum | Yasemin Aydın*

Sürdürülebilir Kalkınma kavramı, geleceğe yönelik hayatı ve o hayatın kalkınma standartlarını, insan ve kainat arasında denge kurarak, doğal kaynakları sorumsuzca tüketmeden, gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılanmasına da imkân verecek adil bir şekilde sağlamayı hedeflemektedir. Doğal olarak da sosyal, ekolojik, ekonomik, mekânsal ve kültürel boyutları vardır. Bu kalkınma, her bir ferde hakkı olduğu kadarının dağıtılmasını öngören bir çerçevededir.

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin de ifade ettiği gibi: “Müslüman âlimler tabiatı bir kitap olarak görmüşler ve hatta ona ‘kainat kitabı’ demişlerdir. Böylece, kainatın da tıpkı Kur’an gibi Yüce Yaratıcı’yı tanıttığını vurgulamışlardır. Ayrıca, bu kitabın insanlara, hususiyle de inananlara emanet edildiğini belirtmişlerdir. Binaenaleyh, yeryüzünde Allah’ın halifesi olan mü’minlerin vazifesi bu emanete hürmet etmek ve onu titiz bir şekilde korumaktır.”

Bu bağlamda, ilhamını Hocaefendi’nin öğretilerinden alan Hizmet Hareketi’nin de sürdürülebilir kalkınmayı doğrudan faaliyetlerinin merkezine alan bir inisiyatif olmasını, gayet tabii karşılamak mümkündür.

“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır,” (Buhari, Megazi, 35) Hadis-i Şerifine mazhar olma adına Hizmet, insanlara faydalı olmanın yollarını öncelikle araştırmış ve en kilit noktaya da eğitimi koymuştur.

BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma hedefleri

1990’lardan itibaren sadece Türkiye’de değil, hemen hemen bütün dünya ülkelerinde okullaşma üzerinden faaliyetlerinin karşılık bulması, eğitimin ne denli kesin ve açık bir evrensel “fayda” olarak insanların zihinlerinde yer bulduğunu göstermektedir. Yakın dönemde Türkiye’de otoriterleşen devletin sebep olduğu mağduriyetler, istisnaî bir durumdur ve bu tespiti geçersiz kılmaz.

Dünya liderleri 24-27 Eylül 2015 tarihlerinde New York’taki BM Genel Merkezi’nde bir araya gelerek 2030 yılına kadar dünyada yoksulluğun ve imkân eşitsizliğinin bütün boyutlarıyla ortadan kaldırılabilmesi ve insanlığın ortak refahının, mutluluğunun sağlanması için Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni kabul etti.

17 maddede tanımlanan bu hedefin içinde şunlar var: Her türlü yoksulluğu, nerede olursa olsun sona erdirmek, açlığı bitirmek, gıda güvenliğini ve erişimini sağlamak; insanların sağlıklı bir yaşam sürmelerini ve herkesin her yaşta refahını temin etmek; anne sağlığı; AIDS/HIV ile mücadele etmek; herkesi kapsayan eşit derecede kaliteli eğitimi verebilmek, herkese hayat boyu eğitim imkânı tanımak; toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların, kız çocuklarının toplumsal konumlarını güçlendirmek; herkes için suya ve halk sağlığı hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak, halk sağlığı hizmetlerinin sürdürülebilir yönetimini garanti altına almak; sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik kalkınmayı temin etmek, tam ve üretici istihdamı, insan onuruna yakışır işleri ortaya koymak; ülkelerin içinde ve aralarındaki eşitsizlikleri gidermek; kentleri ve insanî yerleşim yerlerini herkesi kucaklayan, güvenli, güçlü ve sürdürülebilir kılmak; sürdürülebilir tüketimi ve üretimi sağlamak; iklim değişikliği ve etkileri ile mücadele etmek; çölleşmeye karşı tedbirler almak, toprakların verimlilik kaybını durdurmak ve geriye çevirmek; biyo çeşitlilik kaybını gidermek; sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve herkesi kucaklayan toplulukları teşvik etmek; herkesin adalete erişimini garanti altına almak; her seviyede etkin, hesap verebilir ve kuşatıcı kurumlar inşa etmek.

Bu hedefler sadece birer başlık değil. Dünyanın her bölgesinden gelen tecrübe ve uzman birikimi ve yıllarca süren bir çalışma sayesinde, kulağa hoş gelen bu hedeflere ulaşacak metotların uygulanması ve kâğıt üstünde kalmaması amacıyla oldukça somut ve geniş bir yol haritası ortaya konmuş durumda.

Bunun yanı sıra insanlığa hizmet etmek, faydalı olmak, Sevgili Peygamberimiz’in (sas) sözüne mazhar olmak isteyenler için de güzel bir çalışma alanı açmakta.

Hocaefendi de, “İnsan her an yeni derinliklere açılma azmi içinde olmazsa, onun için renk atma da, sararıp solma da, hatta çürüyüp dağılma ve kendi enkazı altında kalıp ezilme de kaçınılmaz olur,” sözleriyle yenilenme cehdinin ne denli hayati olduğunu ifade ederken, her günü yeni bir diriliş faslı gibi görmeyi, bütün varlığı, içinde bulunduğumuz devrin büyüteçleri altında okuyup değerlendirmeyi düstur edinmemizi tavsiye ediyor.

Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü neden kuruldu?

Biz, Avrupa’da sosyalleşmiş ve hasbelkader Sürdürülebilir Kalkınma konusunda belirli bir tecrübe biriktirmiş üç kadın olarak, Hizmet’ten aldığımız ilhamla bu alanda yoğunlaşma fikriyle yola çıktık. Gerek Hizmet dışı, gerek Hizmet içi fikirlerine güvendiğimiz, alanında uzman insanlarla uzun görüşmelerimiz neticesinde, hem “yenilenme cehdi” hem de kendi potansiyelimizi insanlık adına en verimli şekilde kullanma adına en temelde Sürdürülebilir Kalkınma’yı merkezine alan bir kurum inşa ettik: Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü.

Bu enstitü, aşırı yoksulluk içinde yaşayan 836 milyon insan için; her yıl açlıktan ölen 3 milyondan fazla çocuk için; her yıl ziyan edilen 1.3 milyar ton gıda için; dünya üzerinde okula gidemeyen 57 milyon çocuk için; temiz suya erişimi olmadığından önlenebilir hastalıklarla her gün hayatını kaybeden en az 5 bin çocuk için; savaşlardan, şiddetten, adaletsizlikten dolayı yerinden yurdundan olan 70 milyona yakın insan için; bütün insanlık tecrübesinden süzülen birikimi, kendi değerlerimizle harmanlayarak insanlığa faydalı olmaya çalışan, insanlığın kolektif dertlerine çözümler arayan bir kurum olmayı hedefliyor.

Sürdürülebilir Kalkınma kavramını, sadece insanların temel hak ve gereksinimlerinin adil bir şekilde teslim edilmesi olarak değil; insanların mutluluğunu da kapsayacak şekilde bedenî sağlığın yanı sıra manevi durumunu da hedefe alan çalışmalara katkı sağlama ve yeni projeler ortaya koyma, böylece Hizmet Hareketi’nin en temel değerlerinden olan “yaşatma için yaşama” idealini hayata taşıma çabası olarak görmekteyiz.

Bu çıktığımız yolda, sizlerin de dualarını beklemekteyiz.

*Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü- Kurucu Başkan

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

5 YORUMLAR

  1. Tebrik ediyorum, yolunuz açık olsun.
    Yeni girişimlere ihtiyaç var demek kolay, yeni bir girişime gerçekten cesaret edip yola koyulmak, hiç de kolay değil.

  2. dini bir zeminden baglamdan sosyal bir alana gecis icin gayet mantikli basliklar , farkli bir acilim denemissiniz, hizmetin zaten yapmakta oldugu faaliyetleri bu basliklar altinda da daha duzenli bir sekilde ele almak mumkun.
    iyi bir acilim denemesi tesekkurler kolay gelsin size ve basarilar

  3. Çok güzel bir başlangıç, canı gönülden kutlarım. Özellikle bayanların inisyativ alarak böyle bir girişimde bulunmaları art bir güzellik olmuş. Allah muaffak eylesin. Yazınızdan da çok hassas olmaya çalışmıştığınız, bazı merci ve anlayışlardan tepkı ve yönlendirme olabileceğini hissettiğiniz intibası sezinleniyor. Cesur olun, çok faydalı işe giriştiğinizin bilinci motive kaynağınız olsun.
    Tekrar sizi ve mesayı arakadaşlarınızı kutlar Yaradan yar olsun diyorum.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin