Sultan Erdoğan’ın Güneydoğu Seferi [Ali Mirza Yazar]

21 Haziran 2015’te o dönem sadece Erdoğan’ın damadı olarak anılan Berat Albayrak’ın e-postasına ABD’den bir mail gelir. Mail, Kürt meselesiyle ilgili uzunca bir raporu içeriyordu. Kürtçe ve Kürtlerle ilgili ‘uzmanlığı’ olduğu söylenen Cüneyt Arvasi’ye ait bu ‘rapor’, Açılım Süreci’ni ve Türkiye’nin rolünü ele alıyordu.

Bu e-postadan Erdoğan’ın haberi var mı bilinmez ancak içeriğiyle mutabık kaldığı, 7 Haziran seçimlerinden sonra 180 derece değişen Kürt politikasından anlaşılıyor.

Kürtler bölünürse AKP ‘vatana ihanet’le yargılanır!

Cüneyt Arvasi’nin olduğu iddia edilen bu raporda, özetle, Açılım Süreci’nin önce Kuzey Suriye’de, ardından Türkiye’de bağımsız/özerk bir Kürt devletini netice vereceği endişesi belirtiliyor. Bunun faturasının ise ‘vatana ihanet’ yaftasıyla AKP’ye kalacağı vurgulanıyor.

PKK-KCK’nın bu süreçte çok sempati topladığından hareketle, “PKK hareketlidirilerek asli fonksiyonuna döndürülmeli, çözüm sürecinde oluşturmaya muaffak olduğu barışçıl vitrin dağıtılmalı ve mutlaka ‘terör örgütü’ sınıfında tutulmalıdır” deniyor.

Bölgesel Kürt politikalarında değişim

Erdoğan’ın Kürt meselesinde manevra almaya başlamasının tek sebebi, HDP’nin parti olarak seçimlere girip “Seni Başkan Yaptırmayacağız!” sloganını kullanması değildi. İlk rahatsızlık, PYD lideri Salih Müslim’in sıklıkla Ankara’ya çağrılarak, Kuzey Suriye’deki Kürt hareketlenmesinin sorguya çekilmesiyle başladı.

Beşşar Esad, Kuzey Suriye’yi Kürtlere bırakarak Türkiye’yi ‘rahatsız etme’ politikasını girmişti. Suriye Kürtleri uzunca bir zamandır böyle bir fırsat arıyordu. Türkiye’nin endişesi ise, burada kurulacak bağımsız ya da özerk bir Kürt oluşumunun Türkiye’ye de ‘örnek olabileceği’ idi.

PYD’nin ilerleyişi ile birlikte HDP’nin Meclis’te AKP’yi durdurma ihtimali yükselince, Erdoğan ipleri kopardı. Önce “Kobani düştü, düşecek” diyerek Türkiye’deki PKK-KCK çevresini rahatsız etti. 6-8 Ekim 2014’teki Kobani eylemleri, Erdoğan’a gözdağıydı.

‘Çözümde Kürtler şımardı’ söylemi

Ancak belli ki Erdoğan müzakere sürecini bitirmek için buna benzer bahaneler arıyordu. Sokağa dökülen Kürtler, ‘çözüm’ aleyhtarlığını büyüttü. 7 Haziran seçimlerinde bu sandığa da yansıdı. 7 Haziran ile 1 Kasım arasında terörün yeniden ‘en önemli gündem’ hâline gelişi ve askerî operasyonların hızlanması, beklenen fırsattı.

7 Haziran 2015’ten 7 Haziran 2016’ya kadar Türkiye terörle mücadeleye 600’e yakın şehit verdi. Güneydoğu’da şehirler yerle bir edildi. Yüz binlerce Kürt çevre illere göç etmek zorunda kaldı. Bölgedeki ‘restorasyon’un (Davutoğlu, ‘Sur’u Toledo yapacağız’ demişti!) ikinci ayağı HDP’ye yönelikti.

15 Temmuz’dan önce de dillendirilen plan şöyleydi: Dokunulmazlıkları kaldırarak HDP’li milletvekillerini hedef gösterme, HDP’li belediyelere kayyım atama, HDP’ye yakın sivil kuruluşlara el koyma, kapatma ve son olarak HDP’yi kapatma

Darbe girişimi planları hızlandırdı

‘Allah’ın lütfu’ darbe girişiminin ardından Erdoğan-AKP bütün planlarını hızlandırma imkânı buldu. Önce HDP’li belediyelere kayyım atandı. Ardından HDP çevresine yakın görülen TV ve gazeteler, kültür dernekleri, vakıflar vs. kapatıldı. Son olarak Diyarbakır gibi sembolik bir şehrin belediye başkanı Gültan Kışanak, gözaltına alındı.

Şu sıralar Güneydoğu’da HDP yanlılarının haberleşme ve bir araya gelmesini engellemek için internet kesik. 26 Ekim itibariyle Diyarbakır, Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Bingöl, Erzincan, Mardin, Batman, Siirt, Van, Elazığ, Tunceli, Gaziantep, Urfa, Kilis ve Adıyaman şehirlerinde internete erişimin ya tamamen kesik ya da belirli saatlerde kesik olduğu belirtiliyor.

6 milyon insanın etkilendiği bir kesintiler sebebiyle, bölgedeki ekonomik faaliyetler ve hastaneler de iş göremez hâle geldi.

Önceki gün de HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, Kışanak’ın gözaltına alınması sonrası yaptığı sokağa çıkma çağrısı sebebiyle soruşturma başlatıldı. Bununla birlikte partinin diğer Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’a da Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “yurt dışına çıkış yasağı” getirildi.

Dün gece Resmi Gazete’de yayınlanan KHK’larla da, Dicle Haber Ajansı gibi HDP’ye yakın 15 medya kuruluşuna yönelik kapatma kararı uygulandı.

Muhalif Kürtleri sokağa dökme planı

Bütün bunlar, Erdoğan’ın değişen Güneydoğu planlarının ikinci aşaması olarak görülüyor. İlk aşamada PKK yeniden terör örgütü hüviyetine döndürüldü. İkinci aşamada HDP’nin bölgedeki etkinliği kırıldı. Üçüncü aşamada ise, hâlen sokağa çıkacak şekilde bu siyasî harekete destek verenler ezilecek. Yani son hedef, bölgedeki AKP karşıtı Kürtleri sokağa çekerek, ‘ezip geçmek’. Bunun için her türlü tahrikin yapılacağı aşikâr.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin