Şahsım devleti!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

Türkiye’nin üst düzey bir devlet adamından ziyade Ortadoğulu tiranların sözcüleri tipolojisindeki Cumhurbaşkanı yardımcısı öylesine rahatça, öylesine hoyratça hain ilan ediverdi ki, akıl alır gibi değil. İki tane sinsinin, bir tane densizin, üç buçuk tane siyasal İslamcı yobazın gammazladığı, hatta isme bile gerek yok birilerinin hissiyat üzerine fişlediği milyonlarca insanı “hain” diye yaftaladı vaktiyle yeşil sermayenin patronu olarak Anadolu insanını tırtıklayan nevzuhur devlet adamı.

Sarayın inşa ettiği hilkat garibesi bir rejimle yönetiliyor ülke. Anayasa dahil, hiçbir kanun, yönetmelik, kural filan yok sarayı bağlayan. Bunu çekinmeden bizzat kendileri de itiraf ediyor zaten. Hem kavlen, hem uygulamalar ile.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Normal ve demokratik bir ülkede olsa yer yerinden oynayacağı, ortalığın karışacağı hukuksuzluklar yaşanıyor her gün. Lakin bizde yaprak bile kımıldamadığına göre, belki de şu an icraatın başındakilerin haklı oldukları tek şey bu mesele olsa gerek. Görüyorlar ki ne yapılırsa yapılsın, doğru düzgün bir itiraz, eleştiri ya da karşı çıkışta bulunan yok, bir adım ileri atılıyor sürekli.

Mesele eskinin değişmesinden ziyade yeniye isim konulamaması sanırım. Gerçi ‘başkanlık sistemi’ gibi beylik bir kalıp kullanılıyor ama bizzat kendileri de biliyor ki, arzu edilen ve el’an devam eden yönetim modeli başkanlık filan değil. Bir tür ‘paşa gönlüm ülkesi’ne dönmüş durumdayız.

Tepedekilerin kanunları yok sayması kademeli olarak alt tarafa da bir şekilde sirayet ediyor. Trajediden komediye kadar renkli bir skalada irili ufaklı pek çok örneği neredeyse her gün yaşanıyor. Mesela müessesenizi teftişe gelen görevlilere hukuki dayanak sorduğunuz zaman bir valinin çıkıp ‘ben kendim doğrudan görev yazısıyım’ demesi ülkenin içinde bulunduğu rejimin tipik göstergesi.

Aslında yeni bir şey değil bu durum. Neredeyse insanlık tarihi kadar eski. Başa gelen yöneticilerin bir süre sonra kendilerini devlet ile özdeşleştirip, kendilerini devlet olarak görmesi. Yazık ki her böylesi deneyimin finali çok acı ve ağır oluyor ama bugünkü yazımızın konusu bu değil sevgili okur.

Kendinizi devlet olarak görmeye başladığınız an bütün kanunlar, yönetmelikler, bilmem neler fuzuli, anlamsız ve vakit kaybı olarak görünüyor size. Ancak pek çok şey de netleşip berraklaşıyor.

Mesela ‘hain’ kavramı bir anda terminolojik yerinden kayıyor ve size göre konumlanıyor. Sizi sevmeyenler ya da sizin sevmedikleriniz bir anda hain oluveriyor.

Sizin doğrularınız devletin doğrusu oluyor. Çünkü siz devletsiniz!

İşin enteresan tarafı sizin yanlışlarınız bile devletin doğrusu oluyor ve buna yanlış diyenleri de hemencecik hainler safına itebiliyorsunuz. Ve elbette tarihte görülmemiş kadar büyük bir hain kümesi oluştururken, kendi doğrularınıza göre gündelik kahramanlar da üretebiliyorsunuz bu zihin yapısıyla. Ne ki, gerek hainlik, gerekse kahramanlık kadroları sabit olmuyor. Her an değişebiliyor ‘insan devlet’ sisteminde. Üstelik kim olduğu da önemsizleşiyor. Yıllarca beraber olduğunuz, her şeyini yakından bildiğiniz insanlar bile sizinle fikir ayrılığına düştüğü an hainler safına konuluyor taraftarlarınızca. Ve bir anda eski defterler birbiri peşi sıra ortaya dökülüyor. Neticede devlet medyasında ‘vay be eskiden de hainmiş alçak!’ içerikli haber ve yorumlar akıl almaz bir hızla yer almaya başlıyor.

Sizi seven devleti sevmiş oluyor, sizin sevmediklerinizden ise devlet nefret ediyor ve üzerine çullanabiliyor. Kişisel anlamda çok merhametli ya da vicdanlı olabiliyorsunuz ama devletleşince bir anda zalimler tarihine altın harflerle yazılabilecek kadar mutasyona uğrayabiliyorsunuz. Her türlü suç devlet adına meşrulaşabiliyor ki, tarih bunun acı örnekleriyle doludur. Cinayet işleyebiliyor, hırsızlık yapabiliyor, her türlü haksızlığı meşru olarak görüyorsunuz. Çünkü siz devletsiniz, devlet sizsiniz!

Şahsi kariyeriniz bir anda devletin geleceğine dönüşürken, seçim bile devlet ve millet düşmanlarının silahı olarak görülüp gayrimeşrulaşabiliyor. Örnekleri çoğaltmak kolaylıkla mümkün ama sanırım meseleyi izah edebildim.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Karunların hizmetçisi zatin diktatörlük zalimlik eylemini gizlemek için, perdelemek için ihdas edilmiş başkanlık sistemi, bu adamları da kendisi söyleyemediği (söylerse mızrak çuvala sığmayacağı için) şeyleri söylemek için kullanıyor. her şey ortaya çıkarsa da bahane hazır; sistem buna sebebiyet verdi, sistemi de halk seçti. Minareyi çalan kilifini uydururmuş. Uyan ey milletim.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin