‘Parti müftüsü’ Hayrettin Karaman’a bir soru!

AHMET KURUCAN | YORUM

2013 yılından bu yana, “AKP dindarlığın içini boşaltıyor.” diyenlere,  “Yanılıyorsunuz. Dindarlığın değil dinin içini boşaltıyor!” diye defalarca cevap verdim ve bu konuyla ilgili yazılar yazdım. O zamanlar geniş zaman kipiyle yazdığım gözlem ve değerlendirmemi şimdi geçmiş zaman kipiyle tahakkuk etmiş bir gerçek olarak yazıyorum; dinin içi boşaltıldı. Meselenin şakaya tahammülü olsa bu sözün arkasından ne deyimler yazarım ama mesele çok ciddi.

Neden böyle bir giriş yaptım? Siyasi değerlendirmelerine güvendiğim bir dostumun YouTube kanalında duyunca bakayım dedim. Hayrettin Karaman’ın son yazısına atıfla bir değerlendirmede bulundu. Allah var; aylar var ki açıp okumuyorum ‘Parti Müftüsünün’ yazılarını. Halbuki yıllar öncesinde hiçbir yazısını ve konuşmasını kaçırmazdım.

“Bir Varmış Bir Yokmuş” isimli 3 ciltlik hatıratını bile altını çize çize okumuştum. İyi ki okumuşum, hiç pişmanlığım yok. Şimdilerde ‘Bir Varmış Bir Yokmuş’ cümlesini onun için rahatlıkla söyleyebiliyorum çünkü. Bir insanın 90 yıllık ömrü içinde nasıl fikri ve ameli bir değişime uğrayabileceğini ve siyasetin insana neler yaptırabileceğini gördüm bu sayede.

Neyse! Bana parti müftülüğünden rejim müftülüğüne yükselen ve “Yolsuzluk hırsızlık değildir!” diyen müftünün yazısını okudum. “Herkes Sorumlu” başlığını atmış yazısına. Şöyle hızlıca bir göz gezdireyim dedim. Son satır dikkatimi çekti: “Ha gayret! Aziz Müslümanlar, ha gayret!” 

Bunu okuyunca “Ne oluyoruz!” dedim kendi kendime. Neye az kaldı? İslamcı ideologlardan biri olduğunu cümle alemin bildiği Karaman, acaba yakında hilafetin ilan edileceğini mi öngörüyor diye düşündüm ve yazıyı baştan dikkatlice okumaya başladım.

Özetle Türkiye’de benim ilk paragrafta beyan ettiğim dinin içinin boşaltması değil de dindarların dinden elini gevşetmesi diye ifade edebileceğim bir gerçekten söz ediyor ve ardından bunun sorumluluğunun sadece iktidara verilemeyeceğini söylüyor.

El-hak doğru.

Dahili ve harici başka sebepler de var ama burada ister ana unsur kim ve neler acaba? Eğer bunu metastas yapan kötü bir kanser tümörüne benzetecek olursak kanserin ilk çıkış yeri neresi? Olaylara dün-bugün-yarın perspektifinden bakabilen ilim adamlarına “22 yıl geriye gitsek 50 yıl ileride oluruz!” tesbitini yaptıran AKP iktidarı olmasın? Onun her türlü gayri İslami, gayri ahlaki, gayri siyasi, gayri hukuki ve gayri edebi projelerine fikirleri ve fetvalarıyla yönlendiren birileri olmasın?

Yazının son paragrafında “modern deccalların” altedilmesinin ancak manevi savunma ve inşa ile olacağını söylüyor Karaman. Burada iki hususu açıklaması lazım. Bir, modern deccal nitelendirmesini kime yapıyor? Kimdir bu modern deccallar? 

Kendisine yardımcı olayım; evet veya hayır cevabı vermesi yeterli benim için. Milli iradeyi gasp edenler olabilir mi? Kamusal harcamaların yapıldığı vergi gelirlerini yandaş firmalar söz konusu olduğunda affedenler olabilir mi? Masuniyet karinesi hiç hesaba katmaksızın iktidara muhalif olan herkesi terörist ilan edenler olabilir mi? 

Ağzına alınmayacak hakaretleri de içine boca ederek günde onlarca defa yalan söyleyen bir siyasi olabilir mi? İktidara yürürken ‘yasaklar, yolsuzluk ve yoksulluk’ ile mücadele edeceğiz deyip sonra bu üç limanda ülke gemisine demir attıranlar olabilir mi? 

İkincisi, manevi savunma ve inşa nasıl olacak? Devletin tüm imkanları ellerinde olan İslamcı idarenin ülke sathındaki binlerce İmam Hatip okulları ile, her vilayete açtığı İlahiyat fakülteleri ile, 150 bini aşkın Diyanet personeli ile 22 yıldan beri yapamadığını kim, nasıl ve ne zaman yapacak?

Toplam peygamberlik hayatı 23 yıl süren bir peygamberin ümmeti olan ve onun izinden gittiğini ilan eden bu idare acaba bu 22 yılda onun hem de bedevi bir ortamda 23 yılda yapabildiğinin kaçta kaçını yapmış?

Soruyu şöyle de sorabilirim, 22 yılda Efendimizin 23 yılda inşa ettiği İslami değerlerin kaçta kaçını yıkmış, hak ile yeksan etmiştir bu iktidar? Hepsini yıktı denilemez ama kaçta kaçı çok adil bir soru bence.

Her defasında bu parti müftüsünün değerlendirmelerini kaale almayacağım diyorum ama bu defa da dayanamadım. Allah diyorum ve gerisini size havale ediyorum.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

6 YORUMLAR

  1. Bütün hesabı ötelere kalmasın. Allah bu dünyada da ibret-i alem için cezasını versin. Bu mübtezel, uşaklık ettiği hırsızla birlikte yargılansın inşallah!

  2. Dini, ülkeyi ve halkı perişan hale getiren çoğu karadeniz kökenli, siyasetçi,din adamı, akademisyenler, sözde iş adamı, sözde hukuk insanları mafya ve kadrolara yerleştirilen liyakatsiz memurlar yüzündendir. Bunları iyi inceleyin ve uzak durun. Her kritik yerde bunlar var.

  3. Kanaatim bu insanlara soru sormak israfı kelamdır artık. Şundan eminim ki hiçbirinizi okumuyorlar. Dövdüğünüz birinin bağırışlarına niye önem versin ki? İki şey için çok geç. 1. Onların bizi duyması ve söylediklerimize önem verip muhasebe yapması, 2. Pişmanlık. Pişmanlık için mağlubiyet lazımdır. En azından bu durum için görünürde bişey yok. İçten mağlup olsalar bile görünürde hiç emare yok.
    Belkide bu dönemde yapmamız gereken kendi içimize dönük yoğun gayret olmalı. Şuna da inanıyorum ki; hiçbiri korkudan yazılarınızı okumuyor. Hepsinin herşeyi takip ediliyor.

  4. yazının başlığı çarpıcı ….bildiğim kadarıyla İzmir İslam enstitütüsünden mezun bir çok eski toprağın hocası …yorum yok ……

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin