Pakistan’da zorla dini değiştirilen, evlendirilen kızlar

HABER İNCELEME | YÜKSEL DURGUT 

Pakistan’daki kadın hareketi, 1970’lerin sonunda General Ziya-ül Hak rejiminin yürürlüğe soktuğu kanunlara karşı bir itiraz olarak başlamıştı. Hareket, kadınları temel insan haklarından mahrum bırakan yasalara karşı örgütlendi. General Ziya iktidarının sonuna kadar da kampanyalar ve protestolarla canlılığını korudu.

Ancak kadınların bu mücadelesi, Pakistan’da bugüne kadar hiçbir iktidar tarafından kabul görmedi. Bugün, Pakistan’daki kadın hareketleri yeniden canlandı. İmran Han’ın başbakanlık koltuğuna oturduğu 2018’den beridir gösteriler düzenliyorlar. Dünya Kadınlar Günü’nde bir araya gelip yürüyorlar, ilahiler, şarkılar söylüyor ve seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bu yürüyüşün adı Aurat.

Peki, Pakistanlı kadınların mücadelesinin temel meselesi ne? Neden evlerinden çıkıp sokakları geri alabilmek için yürüyorlar?

Dünya kamuoyunda yakın zamanda kaçırılan, zorla dini değiştirilen, zorla evlendirilen ve istismara uğrayan genç kızlarla ilgili hikâyeler sıkça gündeme gelir oldu. Tüm bu hikayeler trajik olsa da, bu yaşanan vakalar münferit olaylar değiller. Bunlar Pakistan’da ihmal edilmekte olan ve süregelen daha büyük bir sorunun parçası. Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 8’ini oluşturan dini azınlıkların kadınlarına yönelik sistematik bir cinsel istismar kampanyasından bahsediyoruz.

YASAL BOŞUKLAR KIZ ÇOCUKLARINI KORUMUYOR

Bütün bu vakalarda ortak bir tema var: Hıristiyan kızlar kaçırılıyor, zorla dinleri değiştiriliyor, zorla evlendiriliyor ve istismara uğruyor. Aileleri yasal yollara başvurduğunda ise sonuç alamıyorlar. Kanunlardaki boşluklar, her zaman istismarcıların lehine işliyor. Genelde de bu vakalar rafa kaldırılıyor.

Kaçırıldığı sırada 14 yaşında olan Huma Yunus’un başına gelenler bu konunun en çarpıcı örneklerinden biri. Ailesi, Huma’yı geri alabilmek için büyük uğraşlar veriyor. Kızlarını buluyorlar, olayı mahkemeye taşıyorlar. Ancak mahkeme, bir kızın ilk reglden sonra evlenmeye hazır olduğunu belirterek, burada bir sorun görmediğini ilan ediyor. Katolik bir kızın zorla dininin değiştirildiğini ise görmezden geliyor.

14 yaşındaki Myra Shehbaz adlı diğer bir kız da benzer bir kaderi paylaşıyor. Ailesi kızlarını geri alabilmek için mahkemeye başvuruyor. İlk olarak Faysalabad’daki Bölge Mahkemesi, kızın bir kadın sığınma evinde rehabilite edilmesine hükmediyor. Ancak Lahor Yüksek Mahkemesi daha sonra kararı bozuyor ve 14 yaşındaki kızın, onu kaçıran kişiye iade edilmesini emrediyor.

Yine Saneha Kinza 15 yaşında Hristiyan bir ailenin kızı. Zorla kaçırılıyor ve ardından kendisinden yaş olarak iki misli büyük bir erkekle evlendiriliyor. Ailesi Faysalabad polisinin yardımıyla onu geri almaya çalışıyor, ancak çabaları sonuçsuz kalıyor.

Kızlarını geri almayı başarabilen aileler de var. Zorla kaçırılan 14 yaşındaki Pumy Muskan ailesine mahkeme kararı ile geri döndü. Pumy kendisini kaçıran erkeğin baskısı ile din değiştirmek zorunda kalmış ve zorla evlendirilmişti. Ailesi, onu geri alabilmek için mahkemeye başvurdu. Bu davada Lahor Yüksek Mahkemesi reşit olmayan bir kızın din değiştirebilmesinin mümkün olmadığına karar verdi ve ailesine geri verilmesine hükmetti. Ancak evine geri dönen genç kız aldığı tehditler nedeniyle, bu kez evden kaçmak zorunda kaldı.

HER YIL BİNDEN FAZLA KIZ ÇOCUĞU KAÇIRILIYOR

Bu yaşanan vakalar kadın yürüyüşleri ve STK’lar aracılığıyla uluslararası arenada ilgi gördü. Ancak, sadece Pakistan’da her yıl Hindu ve Hristiyan topluluklarından 1000’den fazla kız aynı kaderi paylaşıyor. Hepsi de çocuk yaşta, azınlık dinlere mensup ve korumasız.

Aslında Pakistan’da yaşanan bu vakalar çok daha büyük bir sorunun yalnızca bir yüzü. Yetkililer bu konuyu yalnızca cinsel istismar yönünden inceliyor. İşin ideolojik yanına odaklanmıyor. Uzmanlar, yapılanın dini azınlıkları hedef alan “cinsel yağmacı” bir davranış biçimi olduğunu savunuyor.

Vakalarda, kolluk güçlerinin bu tür vakaları araştırmada tecrübesiz oldukları da ortaya çıkıyor. Kanunlardaki boşluklar, soruşturma aşamasındaki acemiliklerle birleşince, Pakistan’da kadınların ne kadar korumasız kaldığı görülüyor. Oysa failin elini güçlendiren yasaların değiştirilmesi ve dini azınlıklara mensup kadınlara kanunla koruma sağlanmalı.

Ancak aşiretlerin gücü, siyasetçilerden fazla olduğu için pek bir gelişme sağlanamıyor. Ziya-ül Hak’tan bu yana kadınlar ilk kez daha fazla görünürlük elde etseler de, sistemsel bir değişimin yaşanması için çok daha fazlasına ihtiyaç var. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelen şiddete “bahane” üreten zihniyetin de değişmesi gerekli.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Ben yeni öğrendim…
    Benim meselelerimi öğrenmeyenler de olabilir.

    Ben öğrendiğim bu meseleyle ilgili, hiç olmazsa el açıp: “Allah’ım dünyada bilmediğimiz ne acılar yaşanıyor. Üstelik Müslüman olduğunu iddia eden insanlar, 14 yaşında kız kaçırıp, zorla dinini değiştirip evlenebiliyorlar ve bu sayı yılda bini bulabiliyor. Hepimizi sıratı müstakime ulaştır ve oradan ayırma” derim.
    Benim meselelerimi öğrenenlerin de böyle yapmasından hoşlanırım.

    Bu haberi, yıllardır Pakistan’daki okullarda görev yapmış arkadaşlarıma sormak isterim.
    “Eğer Pakistan’daki okullar kapatılmasaydı bu haber yapılır mıydı?” diye sormak isterim.
    “Acaba, bundan başka ve başka yerlerde olan neler vardı bimediğimiz?” diye düşünürüm.

    Türkiye’nin Pakistan Büyükelçiliği ve Pakistan’ın Türkiye Büyükelçiliği bu haberle ilgili neler der onu da merak etmeye başladım…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin