O sözden sonra Türkiye de bu savaşın içinde

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Korkulan senaryo gerçekleşti ve Rus lider Putin, Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Lugansk bölgelerinin bağımsızlığını tanıdı. Dahası bu bölgeleri korumak için kuvvet göndermeye başladı. Bugün, artık dünyada yeni bir dönemin başladığı tarih. Türkiye de bu savaşın tarafı olduğunu Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamayla ortaya koydu.

Bu köşeyi takip edenlerden çok sık aldığım bir eleştiri var. Çok karamsar bir tablo çizdiğimi söylüyorlar.

Fazla aydınlık bir tablo çizemediğim için özür dilerim. Ben de bu tür eleştirilere çok kısa bir soruyla cevap veriyorum: Havanın bozacağını duyurduğu için meteorolojiye kızmak doğru mu?

Rusya’da bulunan ve benim de çok değer vererek takip ettiğim bazı isimler var. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmayacağını söylüyorlar, buna ilişkin de gerekçelerini sıralıyorlardı. O isimlerin yazdıklarını okudukça insan bir şeyin merkezinde olduğunda yapılan propagandanın bir şekilde etkisinde kalıyor demek ki diye düşünmüştüm.

Bütün adımlarını işgale hazırlık yönünde sürdüren Rusya lideri Vladimir Putin, dünyayı kör ve aptal sayarak yolunda yürüdü. Batılı ülkeler Rusya’nın 16 Şubat’ta Ukrayna’yı işgale başlayacağı açıklaması yaparak, “Elini görüyoruz” mesajı verip Moskova’yı durduracağını var saydı.

Bu sırada Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova, kişisel Telegram hesabından, “Ukrayna’yı işgal tarihimizi önceden yazın ki tatilimi ona göre planlayayım” diyerek Batı’nın bu yaklaşımıyla dalga geçmeye çalıştı.

Putin, dün gece milli güvenlik toplantısından sonra çıkıp yıllardır alttan alta yürüttüğü ve altyapısını hazırladığı politikaları hayata geçireceğini duyurdu. 2014 yılında destek vererek bağımsızlığını ilan ettirdiği Ukrayna’nın Donetsk ve Lugansk “halk cumhuriyetlerinin” bağımsızlığını tanıdığını açıkladı.

Putin bu sözlerinin ardından bir açıklama daha yaptı. Rus birliklerine, bu bölgelerin bağımsızlıklarını sürdürebilmeleri için “barış koruma gücü” göndermeye başladığını duyurdu.

Putin’in açıklamaları sadece bunlardan ibaret değil. Dünya tarihini yeniden yazacak sözler de sarf etti. Ukrayna’nın temelde olmaması gerektiğini öne süren Putin, “Ukrayna sürekli bir devlet olma durumunu oluşturamadı. Tarihi olarak burası Rusya toprağı” dedi.

Bütün bunlar, eski SSCB üyesi olan Ukrayna’nın Avrupa Birliği ve NATO’ya girme yolundaki girişimlerinden dolayı başına geldi. Moskova’ya göre, hiçbir eski SSCB üyesi ülke, onay vermediği bir paktın içinde olamazlar.

Batıyla güçlü işbirliği adımlar atmak isteyen Gürcistan, 2008’de benzeri bir durum yaşadı. 1992-93’te ayrılma yolunda adım atan Abhazya’nın bağımsızlığını 15-16 yıl sonra tanıyarak hem Batı’ya, hem Gürcistan’a haddi bildirildi.

RUSYA YENİ İTTİFAKLAR İMZALIYOR

Başta ABD ve öteki Batılı ülkeler, Rusya’nın Donbas bölgesinde attığı adımları durduramazsa, eski SSCB’nin fiziki temellerinin atılma yolu açılmış olacak.

Putin’in Rusya İmparatorluğu’ndan milli devletler oluşturulmasını ve SSCB’nin bunu onaylamasını hata olarak nitelendirmesi Asya ve Avrupa’da çok geniş bir coğrafyayı tehdit anlamına geliyor.

Putin, “Burası tarihi olarak Rusya toprağıydı” argümanını ortaya koyduktan sonra demek oluyor ki artık bölgedeki hiçbir devlet güvende değildir.

İki gün önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Moskova’daydı. Rus haber kaynağı Rusen II Press, Aliyev’in ziyaretini “Azerbaycan ve Rusya müttefiklik anlaşması imzalıyor” diye duyurdu.

Hatırlarsanız, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, ülkesindeki kargaşayı ancak Moskova yönetiminin gönderdiği takviye birliklerle bastırabilmişti. (Daha doğrusu öyle görüntü verilmişti.) Tokayev, Aliyev’den bir hafta önce Moskova’yı ziyaret edip Putin’e minnet ve bağlılıklarını sunmuştu.

Donbas’taki gelişmeleri Donetsk’teki Rusya destekli isim olan Denis Puşilin’in Putin’e teşekkürünü “Rusya devletine bağlı medya” lejandı ile yayın yapan Sputnik Türkiye, büyük bir keyifle duyurdu.

Rus birliklerinin “barış koruma gücü” olarak Donbas bölgesine girmesi, bölgedeki Rus yanlıları tarafından Rus bayrakları sallanarak ve havai fişek gösterileriyle kutlandı.

Bugün dünyadaki en büyük tehlike nedir diye sorulacak olsa, açlığın yol açabileceği sonuçlardan sonra ikinci sırada kendini güçlü gören liderlerin “ölü imparatorluklar nostaljisi” diyebiliriz.

Bu nostaljiyi bazı liderler dini motivasyonlarla, bazıları da milliyetçi yaklaşımlarla yaşıyor. Putin’in geçmişe atıfta bulunan sözleriyle ileride nelere ve nerelere göz dikebileceğini kestirebilmek hiç kolay olmayacak.
Putin bu adımları atarken Batı hep seyirci kaldı:

Putin, 2008’de Gürcistan’dan Güney Osetya-Abhazya’yı kopardı.
Putin, 2014’te Kırım’ı ilhak etti.
Putin 2022’de Donbas’ı Ukrayna’dan kopardı, bağımsızlığını tanıdı.

Görselliği de hayli ilginç olan takvimdeki 22.02.2022 günü, tarihte unutulmayacak.

TÜRKİYE ARTIK ARABULUCU DEĞİL SAVAŞIN BİR TARAFI

Ekim 1917 devriminden sonra bizde bazı kesimler Rusya’ya özel bir ilgi ve sevgiyle yaklaştı. Batı ve demokrasi karşıtlığıyla bir Rusya sempatisi oluşanlar için, son açıklamaları Putin’i olduğu gibi görmemizi sağlamış olmalı.

Türkiye, düne kadar Ukrayna’nın yanında durup tarafsız görünmeye çalışarak iki düşman ülke arasında arabuluculuk görevi sürdürme çabasındaydı. Arabulucu rolüne soyunan bir ülkenin lideri, gerginliğin en zirvede olduğu günde iki ülke arasındaki temaslarını mı artırır, ülkeler arasında mekik diplomasisi yürütür.

Arabuluculuk yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu en kritik günde 540 milyon dolar ticaret hacmimiz olan Senegal’de ticaret hacmini 1 milyar dolara çıkarma peşindeydi.

Arabuluculuk yapacağım diyen isim, savaşın ilan edildiği günde Afrika’da dolaşarak konuya ne kadar Fransız olduğunu ortaya koydu.

Bu tablo İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 24 Ocak’ta yoğun karın yağdığı günde Boğaz’da balık yemesinden daha büyük bir aymazlık.

Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın Donbas bölgesine girmeye başlamasından sonra önemli bir açıklama yaptı. Açıklamada, Putin’in Donetsk ve Luhansk’ı tanıma kararını sert bir şekilde kınadı ve alınan kararın kabul edilemez olduğunu bildirdi.

Dışişleri’nin, “Rusya’nın söz konusu kararını kabul edilmez buluyoruz ve reddediyoruz” açıklamasından sonra Türkiye artık bu savaşın bir tarafı olduğunu ilan etti. “Ukrayna’nın yanında, Rusya’nın karşısındayız” dedi.

Ayrıca Türkiye, kendi vatandaşlarının Ukrayna’nın doğu bölgelerinden ayrılmaları tavsiyesinde bulundu.

Image

BATI’NIN UYGULAYACAĞI YAPTIRIMLAR TÜRKİYE’Yİ DE VURACAK

20 Şubat tarihli Rusya-Ukrayna savaşı en çok ekmeği vuracak başlıklı yazımda, ABD’nin Rusya’ya karşı Türkiye’yi yanında tutmak için Halkbank dosyasını askıya aldığını hatırlatmış ve bu dosyayı sallaması halinde iktidarın tavrının ne olacağını söylemiştim. Buradan hareketle de bazı kişisel önerilerde bulunmuştum.

Şimdi ABD, Moskova’ya karşı bir dizi ekonomik önlem alacak. Muhtemelen İran’a uzun yıllardan bu yana yaptığı gibi Rusya’yı uluslararası para transfer sistemi swift’ten atabilir. Bu Rusya’nın mali anlamda elini kolunu bir ölçüde bağlayabilir. İkinci olarak Rusya ile belli alanlarda iş yapan şirketlere ABD’de iş yapma yasağı getirebilir.

Bunlar, dolaylı yoldan Türkiye’yi etkileyecek adımlar. Rusya’nın petrol, doğalgaz ve gıda ihracatını sınırlayabilir. Türkiye kullandığı doğalgazın yarıya yakınını Rusya’dan ithal ediyor.

Enerjiyi sadece sanayi alanında düşünüyor pek çok insan. Bu yaklaşım doğru ama çok eksik. Enerjinin sürdürülebilirliği yumurtadan süte, buğdaydan domatese kadar her şeyi ilgilendiriyor.

Siz siz olun, almanız gereken tedbirlerinizi alın. Herkesin tedbiri kendine göre. Bunu da unutmayın.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin