Network Marketing yazıma dair bazı mülahazalar

YORUM | Dr. YÜKSEL ÇAYIROĞLU

Network Marketing Sistemi’nin İslam Fıkhı Açısından Tahlili” yazımızla ilgili bazı tenkitler yapıldı, sorular dile getirildi. Bir fikir ve düşüncenin, bir fıkhî tahlilin kritiği yapılabilir, tenkit edilebilir. Bunlar hak ve hakikatin ortaya çıkması, meselelerin doğru anlaşılması açısından faydalıdır. Ne var ki yapılan tenkit ve itirazlara haklılık payı kazandıran da ilmî bir çerçevede ortaya konulması ve müdellel olmasıdır. Biz gücümüz yettiği ölçüde bir meseleyi İslam fıkhı açısından ele alıp incelemeye çalıştık. Bunu yaparken de İslam fıkhının bu tür konulara bakış açısını ve pek çok âlimin, ilim heyetlerinin, fetva meclislerinin, fıkıh komisyonlarının yaklaşımını ortaya koymaya çalıştık. Bu konuda her hangi bir yanlışlık, yorum hatası varsa yapılması gereken itiraz edilen noktaların ilmî kriterlerle ortaya konmasıdır.

Bu yazıyı niye kaleme aldım? 

Meselenin ne kadar hassas, tartışmalı ve netameli bir konu olduğunu bildiğim ve konuyla ilgili derin bir araştırma yapmadığım için önceleri gelen soruları bu konuda yazılmış başka yazılara havale ettim ya da kısa izahlarla yetindim. Fakat ısrarlı talep ve sorular beni işin içine çekti.

Ayrıca mensupları arasındaki ilişkilerin uhuvvet, ihlas, samimiyet ve yardımlaşma temelleri üzerine oturduğu dinî ve sosyal yapılarda, bu tür ağların ileri vadede ilişkileri yıpratabilecek olması da yazıyı yazmamda teşvik edici oldu.

Nitekim yazıyı yazdıktan sonra gelen çok sayıdaki telefon, mail ve mesajda aldığım tepki ve yorumlar da bu endişelerimde haksız olmadığımı gösterdi. Çok sayıda okuyucu bu konudaki rahatsızlığını ifade etti. Twitter paylaşımlarımın ve Tr724’deki yazımın altına yazılan yorumlarda da bunu görmek mümkün. Pek çok okuyucu ve takipçi ağ pazarlamanın sebep olduğu mevcut sıkıntılardan duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getirdi.

Dünyadaki çok önemli âlimlerin ve fıkıh heyetlerinin güçlü argümanlar ileri sürerek mahzurlu gördüğü bir sisteme, dinî hassasiyeti olan insanların meselenin önünü ardını iyice araştırmaksızın rahatlıkla girdiğini görünce, en azından konunun farklı boyutlarını onlara arz etmek ve daha bilinçli hareket etmelerini sağlamak istedim.

Yoksa birilerinin kazancına mani olmak veya birilerine zarar vermek gibi bırakalım Allah’tan korkan bir mü’mine insan olan insana dahi yakışmayacak niyet ve düşünceler aklımdan dahi geçmedi, geçmez de. Bir insanın bu tür ağlara üye olması onu benim gözümde hiçbir şekilde küçültmeyeceği gibi, bu tür insanların hedef alınmasını da kesinlikle tasvip etmem. Çünkü herkesin kendisine göre farklı gerekçeleri, düşünceleri veya durumları olabilir. Meselenin şahsileştirilmesi doğru olmaz.

Üstelik her kim olursa olsun birilerinin bu sisteme girmesi veya mesafeli durması da verilecek hükme tesir etmemelidir. Falan şahıs bu sistemin içindeymiş, filan bu sisteme girmemiş düşüncesiyle adım atılması doğru olmaz. Herkes meseleyi okumalı, dinlemeli, araştırmalı, düşünmeli ve neticede kendi aklıyla ve vicdanıyla karar vermelidir.

Niye belirli bir markayı değerlendirmedim? 

Çünkü önemli olan ölçülerdir, ilke ve prensiplerdir. Bunlar bilindikten sonra her markayla ilgili sağlıklı değerlendirmeler yapılabilir. Ayrıca bugün X, yarın Y firması olur. Önemli olan network marketing sisteminin mantığını anlayabilmektir.

Peki, MLM (multi-level marketing) sistemini kullanan firmalar arasında fark yok mudur? Elbette vardır. Fakat bunlar teferruata ait farklardır. Sistemin omurgası, işleyişi ve temel felsefesi hepsinde aynıdır. Dolayısıyla bunlar fıkhî açıdan çok fazla üzerinde durmayı gerektirecek farklar değildir.

Gerçi bakarsanız network marketing sistemini kullanan her firma kendisinin diğerlerinden farklı olduğunu söyler. Yaptıkları açıklamalarla kendilerinin daha çok para kazandırdıklarını, daha legal olduklarını, daha hakkaniyetli ve adaletli kâr dağıttıklarını, ahlakî normlara daha çok riayet ettiklerini, saadet zincirleriyle arasına daha çok mesafe koyduklarını vs. iddia ederler. Hatta Müslüman toplumlarda faaliyet gösteren bazı firmalar kendilerinin daha İslamî olduklarını söylemekten de geri durmazlar.

Ne var ki farklı firmaların sistemleri üzerine yaptığımız araştırma ve kıyaslamalarda biz çok büyük farklılıklar görmedik. Komisyon oranları, ürünlerin iade şartları, sisteme giriş ve çıkış kuralları, distribütör ağının nasıl kurulacağı, hangi katmana kadar komisyon alınacağı, basamak atladıkça ne tür prim ve bonuslar kazanılacağı, ürünlerin nasıl satılacağı, aktif üyeliği devam ettirebilmek için ne gibi zorunlulukların bulunduğu gibi detaya ait konularda elbette her firmanın kendine özgü kuralları, şartları ve işleyişi vardır. Hatta firmaların dağıttıkları komisyonlara, üyelerine, kullandıkları pazarlama sistemine verdikleri isimler dahi farklıdır.

Fakat bu konulardaki farklılıklar söz konusu firmaları network marketing olmaktan çıkarmaya yetmiyor. Daha önceki yazımızda detaylı olarak üzerinde durduğumuz network marketing sistemleriyle ilgili temel ahlakî ve dinî eleştiri noktaları hemen hepsinde mevcut.

Konuyu yeterince araştırdım mı?

Kesinlikle evet. Hem de kendime göre oldukça detaylı ve etraflıca araştırdığımı düşünüyorum. Konuyla ilgili İngilizce, Arapça ve Türkçe çok sayıda akademik ve popüler makale/yazı okudum, verilmiş fetvaları inceledim, Youtube üzerinden çok farklı firmanın ürün ve iş sunumlarını izledim, bizzat sistemin içinde distribütör olarak faaliyet gösteren farklı kişilerle uzun görüşmeler yaptım. Elimden geldiği ölçüde meselenin detaylarına vâkıf olmaya çalıştım.

Dahası konuyu ekonomi uzmanlarıyla konuştum, onların değerlendirmelerini aldım. Farklı ilahiyatçı hocalarımızla uzun müzakere ve tartışmalar yaptık. MLM’lerle ilgili sosyal bilimlerde yapılan saha araştırmalarını inceledim, anketlere baktım, paylaşım sitelerindeki çok sayıda kişinin tecrübelerini okudum.

Yazıyı bitirdikten sonra da 4-5 farklı ekonomistin ve 10’un üzerinde ilahiyatçının yorumlarını aldım. Bu kadar önemli bir meselede eksik ve hatalı bir bilgi kalmasın, gözden kaçan bir şey olmasın diye. Küçük bazı tashih ve tavsiyelerin dışında hepsi yazıyı tahsin ettiler, isabetli buldular. Aslında bunları söylemek istemezdim. Ama yazının ceffelkalem yazılmadığını ifade etmek ve bir kısım sorulara cevap olması adına gerekli gördüm.

Şunu da belirteyim: Hiçbir iddiam yok. Kendimce isabetli gördüklerimi yazdım. Yazıda eksik ve hatalar olabilir. İyi niyetle bunları bildiren dostlara minnettar kalırım. Elbette farklı zihinler, farklı nazarlar farklı değerlendirmeler yapabilir, yapacaktır da. Neticede üzerinde konuştuğumuz konu iman esaslarından biri değildir. Hatta sübût ve delâleti kat’î olan bir nasla yasak edilen bir mesele de değildir. En nihayetinde bu, sosyoloji, psikoloji, tıp, hukuk, ahlâk gibi farklı branşların yanında fıkhı da ilgilendiren tartışmalı güncel fer’î bir meseledir.

Benim yapmaya çalıştığım şey de hem konuya dair fakihlerin değerlendirmelerine dikkat çekmek hem de anlayabildiğim ve görebildiğim kadarıyla kendi değerlendirmelerimi kamuoyuna arz etmekten ibarettir. Elbette kabul edip etmeme, bu tür sistemlere üye olup olmama okuyucuya kalmıştır.

Taraf mı tuttum? 

Çok yakışıksız bir itham olsa da maalesef taraf tutma suçlamasını yöneltenler bile oldu. Hemen ifade edeyim: Dinî meselelerde taraf olmaz, hatır gönül ilişkisi gözetilmez. Naslar ve deliller esas alınır. Onlar nereye götürürse de oraya gidilir. Ne birilerinin gönlünü yapmak için yazı yazılır ne de birilerini hedef tahtasına koymak için. Zira bu, Allah’ın ayetlerini dünya menfaati karşılığında satmak demektir ve çok ağır bir vebaldir. Ayrıca böyle bir tavır bana göre ilmin izzetiyle oynamak, hakikate saygısızlık yapmak ve güven kredisini suiistimal etmek demektir.

Nasıl tepkiler aldım?

Gelen tepkilerin ezici çoğunluğu müspet oldu. Tanıdığım tanımadığım çok farklı branşlardan hocalar, akademisyenler, dostlar teşekkürlerini bildirdiler. Onların yazdıklarından veya söylediklerinden sanki çoklarının böyle bir yazı beklentisinde olduğu intibaı edindim. Fakat genellikle bu işle uğraştığı anlaşılan az sayıdaki insandan ciddi tepkiler de geldi. Sitede yayınlanan yazının veya twitter paylaşımlarımın altına yazılan yorumlarda bunu görmek mümkün.

Özellikle twitterda özelden yazanların, “sosyal bir yaraya parmak basıldığı”, “çok büyük bir probleme neşter vurulduğu”, “şu anda karşı çıkanların da ileride teşekkür duyguları içinde olacakları”, “kendilerine yapılan üyelik tekliflerinden bıktıkları”, “geç kalınmış bir yazı olduğu” vs.  şeklindeki sözleri ve çok sayıda insanın teşekkür mesajı göndermesi bu konunun üzerinde durulması gereken önemli bir problem olduğunu gösterdi.

Niye ürünler üzerinde durmadım? 

Çünkü buradaki asıl tartışmalı konu MLM’lerin işleyiş sistemi ve felsefesiydi. Elbette ürünlerin helal içerikli, yasal, sağlıklı ve güvenilir olması, piyasa değerinde satılması da önemlidir. Fakat ürünlerle ilgili mesele sadece network marketing için geçerli değildir. Bütün firma ve markalar için geçerlidir. Bizim odaklandığımız konu ürünler değildi; ürünlerin satış mekanizmasıydı.

Network marketing üzerinde konuşmaya başlayınca bazıları hemen belirli firmaların ürünlerini methetmeye, onların sağlık açısından ne kadar gerekli ve faydalı olduklarını anlatmaya başlıyor. Zaten kimsenin ürünlere bir şey dediği yok. Kaldı ki bu, benim alanım da değil. Bilakis doktorların ve gıda mühendislerinin araştırma yapmaları ve görüş beyan etmeleri gereken bir alan.

Yazıyı hüküm vermeden mi bitirdim?

Eğer yazı baştan sona dikkatle okunur ve meseleye bütüncül bakılabilirse konuyla ilgili dinî mahzurların neler olduğunu anlaşılır. Bu basit bir akit değil ki kestirmeden bir şey söylensin. Bu kadar kompleks bir sistem, çok farklı açılardan yaklaşmayı ve değerlendirmeyi gerektirdi.

Üstelik dinî hükümlere sadece helâl ve haram açısından bakılması da doğru değildir. Siyah ve beyaz arasında yüzlerce ton olduğu gibi, haramla helal arasında da çok farklı tonlar vardır. Fakihler genellikle hakkında kesin delil bulunmayan konular hakkında “haram” tabirini kullanmaktan kaçınmış, belirli fiil ve muamelelerle ilgili dinî mahzuru ifade etmek üzere “terki evla”, “la be’se bih”, “tenzihen mekruh”, “tahrimen mekruh”, “caiz değil”, “mahzurlu”, “uzak durulması gerekir”, “bu benim hoşuma gitmez”, “ben bunu kerih görüyorum” gibi çok çeşitli ifadelere yer vermişlerdir.

MLM’lerdeki sakıncalar her ticarette yok mu? 

Elbette yazıda ifade edilen problemler pek çok ticari iş için söz konusu olabilir. Fakat bu, çoğu durumda şahısların ahlaksızlığından ve kötü niyetinden kaynaklanır. MLM’lerde ise sistem problem üretmeye, haksızlık ve mağduriyetlere müsaittir. Sadece şahısların iyi niyetli ve ahlaklı olması yetmez. Dolayısıyla şahıslardan kaynaklanan problemlerle, sistemsel problemleri ayrı tutmak gerekir.

Son olarak şu hatırlatmayla sözlerimi noktalamak istiyorum: İnsanlar arasındaki ailevî, içtimaî veya iktisadî muamelelerin fıkhî cephesi ele alınırken salt akılla hareket edilmemeli ve meselelere sathî bir bakış açısıyla yaklaşılmamalıdır. Bilindiği üzere “muamelat” bölümü İslâm fıkhının en geniş bölümünü oluşturur. Fakihler ayet ve hadislerdeki hüküm ve ilkelerden hareketle bu alana dair muazzam bir miras ortaya koymuşlardır. Bir taraftan mutlaka örf ve maslahatların değişkenliği dikkate alınmalı fakat diğer yandan güncel meselelere fıkıh mirasının bize kazandırdığı bakış açısıyla yaklaşılmalıdır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

23 YORUMLAR

  1. Tesekkur ediyoruz. Yaziniz tamamen gercekleri yansitiyor. Malesef isin icine ticaret menfaat para giriyorsa orda abilik ablalik hizmet yoktur. Benim kirildigim anlamada gucluk cektigim sey, bu ticareti yapan, hizmet abi abla kredisini kullanip menfaat para kazaniyor. Her tarihte hizmeti kullanan/kullanacaklar olur. Bu arkadasliga dostluga kardeslige Zarar veriyor. Guven zedeleniyor, insanlar uzaklasiyor kiriliyor. Guvendigim sozune itimat ettigim, abi dedigim birisinin teklifiyle girmistim ama, husrana ugradim.

    7/24 saat seminerle surekli asiri sisirilmis laflarla reklam ediliyor. Sahit oldugum konusma
    “Falan abiyi Nasil ikna ederiz, onun cevresi cok, onu bir sekilde ikna edelim, ordan cok para kazaniriz” Diger taraftan:
    1-Urun cok pahali
    2-Ticarette Dogru sozlu guvenilir olmak sart. Ikna, palavra eksik bilgiyle muhatabini ikna edip onun uzerinden para kazanma var.
    3-Vaad edilen firsatlar var ama binlerce insana sende satarsan ucretsiz araba, bedava ailenle tatil veriliyor.
    Malesef butun bunlari birlestirince kendince uyanik bir tayfa, h kredisi uzerinden menfaat ve para kazaniyor. Ticaretinizi yapin, milyoner milyarder olun SAF TEMIZ DUYGULARI SUISTIFADE ETMEYIN.

    • Məncə abi və abla ölçü deyil. Hər kəs neyin doğru vəya yanlış olduğuna vicdanı cavab verir. Esas ölçü Allah və İslsmdı. Eger işinizi doğruluq üzrə qurmusuzsa, gerisini Allah bilir. Çünki hər kəs özümüz kimi ola bilmez. Biz öz prinsiplerimizi qoymalıyıq.

      • Bu fikirlə ki, razıyam ki. Başqasını öz çıxarın üzərinə devet etmemelisrn. Sırf qarşındakına faydan olsun deye devet edə bilersen. Heç kesin saf duyğusundan sui istifadə etmək olmaz

  2. Sayın hocam yazınızı bitirmeden son 2 paragrafta demissiniz ki MLM lerde sistem problem üretmeye haksızlık ve mağduriyetlere müsaittir diyorsunuz. Bir adam sisteme kaydolur ve adam bulamaz ürünü kimseye pazarlayamaz bu ticaretten kâr edemez belki biraz vakti israf olur ve belki üründen istediği bekledigi etkiyi göremeyebilir ama bu bir mağduriyet değildir ki. Bunun haricinde hangi ticareti yaparsanız yapın satış yapamaz müşteri bulamazsanız iflas eder o iş için yaptığınız bütün masraflar( MLM için verdiğiniz paranın kat be katı) çöpe gider ama mağdur oldum demezsiniz. Bu Bir ticarettir kuralına göre uygular muvaffak olursunuz para kazanırsınız ya da nasibiniz yoktur veya oyunu kuralına göre oynamamışsınızdır kaybedersiniz. Kişilerin davetlerinde usül hatası varsa ürünü haddinden fazla abartıyorlarsa bu sistemin kötülüğünü değil o kişilerin kişisel hatasıdır sisteme mal edilmemelidir.

    • Değerli Kardeşim, bu yazı Yüksel beyin ikinci yazısı ve 26 paragrafı var. Birinci makalede de yine 26 paragraf vardı.
      Siz bu 52 paragraftan sonra, yorumunuza “…son iki paragrafta demişşiniz ki…” diye başlamışsınız ama son iki paragraftaki 9 cümleden sadece bir tek “MLM’lerde ise sistem problem üretmeye, haksızlık ve mağduriyetlere müsaittire” yorum yapmışsınız.
      Onu da bırakın, önceki bütün konuyu, hemen paragraf başındaki “MLM’lerdeki sakıncalar her ticarette yok mu?” başlığını da görmemiş gibi ele almışsınız.
      Elbette ki her ticarette kar ve zarar ihtimali vardır. Yüksel bey, “yok” mu demiş?
      İki yazıdan anladığınız bu ise bir daha okumanızı öneririm.

  3. Yüksel bey, Rahmetli Süleyman Demirel gibi yazmışsınız. Oda çok konulup aslında hiç bir şey söylemedi. Sizde aynı onun gibi uzun bir yazı yazmışsınız ama bir şey söylememişsiniz. Öncelikle size söyleme gereken şey internette firmaların video larını izleyerek bu sektörü araştırdığınızı düşünüyorsanız yine yanılgıya düşmüşsünüz demektir. Bence iki veya 3 firmaya dahil olun yaşayarak öğrenerek üstelik her firmanın çalışma sistemini tanıyarak daha güzel analizler yapılabilir diye düşünüyorum.

    • Osman Abi, Nurhan Damcıoğlu’nun, “Ah be Osman! Nerde kaldın? Gözüm yola bakakaldı” diye bir kantosu vardı. Yorumu okuyunca aklıma geldi.
      Hoca, “Yazıyı yazmadan önce Türkçe, Arapça, İngilizce bir sürü makale, fetva okudum; alan araştırması, anket ve tecrübeyi inceledim. Youtube’dakilere baktım. Sadece ekonomistlerle ve ilahiyatçılarla değil, distribütörlerle de görüştüm. Yazıyı yazdıktan sonra 4-5 ekonomist ve 10’un üzeride ilahiyatçıya da gösterdim; onların da görüşünü ve desteğini aldım” diyor. Sen kalkıp “internette firmaların videolarını izleyerek bu sektörü araştırdığınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz” diyorsun.
      “Ah be Osman! Nerde kaldın? Gözüm yola bakakaldı”

    • Yazar konuyu hertaraflı ele almış,analiz etmiş…bir şey söylemek ve nasıl devam edeceğine karar vermek bireylere kalmış…herkes ihtiyacı olanı bulmuştur zann ederim,bulmayanlar da kararlarını çoktan vermişlerdir..

  4. Yüksel Bey,ben ilahiyatçı değilim,Yazınızı okudum,Ama okurken birşeyler hep eksik kalıyor.Bu Network marketing işine giren çok arkadaşımız var ve bunların içinde yüzlerce İlahiyatcı olduğunu düşünüyorum.Siz burada yapmış olduğunuz araştırmalar sonucunda bir yazı kaleme aldınız,Bu araştırmalarınızda bu işi yapıp rızkını temin etmeye çalışan ilahiyatçılarda bu konu hakkında fikirlerine başvurdunuz mu?
    Mesela siz medya yoluyla binlerce insana yazınızı okutuyorsunuz.
    Bu işi yapıp sizin yazdıklarınızda hataları veya eksikleri cevap niteliğinde yazmak isteyen ilahıyatçılara fırsat verseniz ve onlarda kendi savundukları fıkıh bilgilerini burada yazsalar,bizde ona göre karar versek olmaz mı?

    Ben şahsen bir mesele hakkında her iki görüşü dinlemeden hüküm vermenin doğru olduğunu düşünmüyorum.

    Ben şahsen bu işin caiz olduğunu savunanların yazısını burada görürsem o zaman buranın tarafsız bir gazetecilik yaptığını düşünürüm.Yanlış anlamayın yazınızda taraf tuttuğunuzu kastetmiyorum.

    Çalışmalarınızda Başarılar

    • Özer bey, bu tip yazıları okurken -emin olun bazıları için- birşeyler hep eksik kalacaktır. Eksik kalan kısımları yazarsınız, onun cevabını beklersiniz…
      “Network marketing işine giren “yüzlerce ilahiyatçı” arkadaşımız var” demişsiniz. Bu ses tonu, bazı ürün pazarlamacılarının yorumlarda çok bahsedilen mübalağalarına benziyor. Eğer öyleyse ve ilahiyatçılar özellikle bu işe el atmadılarsa, öğretmenler, mühendisler, doktorlar vs., binlerce arkadaşımız bu işin içinde demektir. Eğer öyleyse özellikle ilahiyatçılar açısından “Vah esefa!”
      Bu işin içine giren arkadaşlarımızın, hangi ilahiyatçılardan hangi fetvaları aldıklarını merak ediyorum.
      Nerede bu ilahiyatçılar?
      Yüksel beye “yazdıklarınızda hataları veya eksikleri cevap niteliğinde yazmak isteyen ilahıyatçılara fırsat verseniz” demişsiniz. Yüksel beyin tr724 idaresinde olduğunu ve fırsat vermediğini düşünmüyorum. Tr724’deki kimsenin de böyle bir sansür uygulayacağını düşünmüyorum.
      Bu “yüzlerce” ilahiyatçıdan -hiç olmazsa bazıları- yazılarını yazdılar ve tr724’e gönderdiler de, tr724’ün yayınlanmadığını mı duydunuz yoksa?
      Sadece tr724’de değil, link gönderirseniz başka yerlerden de okuyabiliriz.
      Hani eğer “esbab” medya cihetiyle “bilkülli sükut ettiyse”, sosyal medya üzerinden de etkili bir iletişim kurabiliyoruz.
      Yüksel beyin makalelerinin, bana kaç farklı yerden geldiğini oturup hesaplamam lazım. İşin içindeki yüzlerce ilahiyatçının yazdıklarından biri bile henüz elime geçmedi…
      Saygılarımı sunarım…

      • Hiçbir ilahiyatçı, Yüksel beyin yazısına cevaben yazıldığı ve yayınlanmadığı iddia edilen yazının altına ismini yazmamış, yazamamış, yazılmasını istememiş, yada isminin böyle netameli işlerle anılmasını istememiş yada kendisinin de dahil olduğu anlaşılsın istememiş…. Velhasıl adının beraber anılmasını istemediğin bir işi niye yaparsın?????

  5. 1-1-1-0-0-0-1-0-0-1. Ya ev sahibi takım kazanmış; ya berabere bitmiş. Toplam 5 galibiyet. Deplasmanda kazanan yok…
    Değerli Hocam, bu sayılar son iki makalenizden öncekilerinin altındaki yorum sayıları.
    14 Haziran’dakinin altında an itibariyle (Manila saati 17:21) 40 yorum var.
    Bugünkünün altında şimdiden üç yorum oldu bile; artacağı da belli gibi…
    Tr724, makalelerin altında kaç defa okunduğu bilgisini verebilecek “tıklanma” sayılarını göstermiyor ama -mehtemelen- şimdiye kadar en çok okunan yazılarınızdan bir bu oldu.
    Ele aldığınız önceki konuların, çok daha önemli konular olmasına karşın, bunların bu kadar çok yorum almasının nedenlerinden biri -sanırım- pek çok arkadaşımızı doğrudan etkileyen ekonomik yönü.
    Konunun ne kadar önemli olduğu bu yazılarınızdan sonra ortaya daha çok çıkıyor.
    Kullandığınız dili itinayla seçmeniz, nezaketiniz, ifadelerinizdeki özen nedeniyle ayrıca tebrik ederim.
    Allah, sizden ve bu tip meselelerin fitne kapısı olmasının önüne geçmeye çalışan bütün herkesten razı olsun.

  6. Osman haklı Yüksel bey, alkolün haram olduğunu yazmak için bir/birkaç yüz saat araştırma yapman yetmez. Atacan “iki veya 3 tek”. Bak o zaman ne analizler dökülüyor (!)

  7. Bu yara bu kadar derine işlemeden müdahale edilebilseydi daha iyi olabilirdi.
    Ders alınması gereken yerlerden biri: “bırakın dışarıdan haber almayı, içerideki problemlerden bile zamanında haber alamıyor, müdahale edemiyoruz”.
    Ayrıca:
    “pek çoğumuz itibariyle, belli konulara öyle odaklanmışız ki, hemen yanıbaşımızdaki kardeşlerimizin yaptığını göremiyoruz”
    “o kadar hassas bir ortamdayız ki, kardeşimizden bir kısmı hiç konuşmadan-danışmadan bu tip işlere giriyor” ya da
    “o kadar hassas bir durumdayız ki, kardeşimizi gereği gibi uyarmıyor/uyaramıyoruz”
    “Pek çoğu itibariyle ilahiyatçılar -bile-, daha önce verilmiş fetvaları -bile- yazmaya -bile- korkar olmuşlar…”
    Allah hayırlısını versin inşallah…

  8. Üstad, açıklama yazınız da kararlılığınızı ve ceffel kalem makale yazmadığınızı gösterdi. Ulema ciddiyeti ve kararlılığı ve özen gösterdiğiniz için tebrik ediyorum. Ümit verdiniz, gelecek için. Ebu Hanife ve Kerhi çizgisini hatırlattınız.
    Teşekkürler

  9. Aynen öyle…
    Birilerine benzersiz bir keman konçertosu dinletiyorsun.
    Adam konser boyunca uyuyor; bütün musikiye kulak tıkıyor.
    Sonra son bir iki notayı anlamadığı için beğenmeyip başlıyor eleştiriye…

  10. https://www.yeniavaz.com/az/news/index/141943/islama-gore-sebeke-marketinq-sisteminin-hokmu-arasdirma
    Salam! Burda mənə qaranlıq qalan meqamlar var.
    “Caiz görməyənlər əsas səbəb olaraq distribyutorların sonradan şəbəkəyə qoşulan üzvlərin satışlarından heç bir qarşılıq olmadan qazanc əldə etmələrini göstərirlər. İslamda qazanc anlayışının təməlində əmək, sərmayə və risk ünsürlərinin olması vacibdir. Ancaq şəbəkə marketinq sistemində sonradan şəbəkəyə qoşulanların satışlarından gələn komissiya və ya bonuslarda bunların heç biri yoxdur”
    Bes satışın teşkilinde eger bir emek varsa, meselen öyredilirse düzgün satış etmeyi. Sırf pul qazanacam deye satış etmemeyi insanların ehtiyacını ödesin və cibinə uyğun olsun. Onda nece? Eger burda ciddi emek varsa niye haram olsun ki, qazanc. Çünki burda zaman vaxt serf olunur. Bunun üçün telimler keçirilir. Düzgün addım atılsın. Hətta biri onu baha satanda belə müdaxilə varsa, yenə de qazanc harammı sayılır? Məncə burda ümumi yanaşmaq doğru deyil. Bu sistemi baxır kim ne cür istifade edir. Eger başqasının deyil öz xeyri üçün edirse, bele burda sorun var.
    “Bu haqda ortaya qoyulan digər mühüm bir dəlil isə şəbəkə marketinq sisteminin quruluş fəlsəfəsi olaraq “ğarar”, yəni əqdin haqsız qazanca yol açacaq şəkildə qapalı olmasıdır. Şəbəkə marketinq sisteminə daxil olan üzvlər gələcəkdə firmanın nə qədər məhsulunu sata biləcəkləri və ya yeni üzvlər tapa biləcəkləri qeyri-müəyyəndir. Buna görə də şəbəkə marketinq sistemi İslam fiqhi baxımından aqibəti məchul bir əqd hesab edilir”
    Elbette bu insanların nece işlemesi elaqelidir. Eger ki, burda boş vedler versen mence doğru olmaz. Ona hansı iş sisteminde olduğunu demək önəmlidir. Eger deyilmese doğru olmayan budu. Çox işlese tez olacaq gec işlese gec olacaq.
    Qazanc itirmə ehtimalı yoxdu. Çünki öz ehtiyaclarını alaraq da bu işi qurmaq mümkündür. Tek satış önəmli deyil. Seçim özünün isteyer özü üçün alsın, isteyer satsın, ister maaş üçün işləsin . Öz seçimidir. Her bir halda mehsul sifariş verdikdə düzgün addım atılmalıdır.
    Doğru şəbəkə marketinq sisteminde bir üstünlük de var ki, sonradan gelen distrubyuter onu devet eden sponsurunu da işine göre gelib keçə bilər. Yeni hemişə üstdəki qazanacaq deye bir şey yoxdu.

    Bu yazıda dırnaq içeridinde qoyulan sizin yazının Azerbaijanca tercümə edilib. Altında ise menim fikrimdi.Sadaladığım hallarda yenə qazanc harammı sayılır? Azerice yazmışam bilmirem size fikrimi tam çatdıra bildim ya yox.

  11. Arkadaslar network marketing sistemine girmeyin. Ben bu sisteme cok sevdigim birinin israri uzerine girdim. Bu sistem sizi ve bunu size tavsiye edenin itibarını bitiriyor. Para kazanmayi oyle urun satarak yapamazsiniz. Ne amazonda ne de ebay da satabiliyorsunuz. Bu urunler takviye gida oldugu icin ekstra izin almaniz gerekiyor. Ayrica urunler de denildigi gibi mucizevi bir urun degil. Benim ve esimin saglik problemleri var. Ve biz bu urunu 1 aydan fazla inanarak kullandik. Ama hic bir faydasi olmadi. Baskasinin seker hastaliga iyi geldi gibi soylemelrine de inanamiyorum. Zaten meyve suyunda yogun seker var. Sekerli su icildigi zaman da şeker hastalarina iyi gelmekte. Benim hastaligim bagisiklik sistemi ile alakali. Ama bagisikligimi kesinlikle arttirmadi bilakis bagisikligim dustu. Esimde ucuk cikti. Ucuk bagisiklik dustugu zaman ortayacikan bir hastalik. Lutfen size rica ediyorum ne sisteme inanin ne de urune inanin.

    • Sevgili seyyah, ben 4. evre akciğer kanseri olan annemin kanser sürecinde 4 yıla yakındır deri yoluyla emilimle, ürün kullanıyoruz ve gayet güzel bir süreç yaşıyoruz. Ayrıca 6 ayda sedef rahatsızlığımdan sonuç aldım. 4 aydır da kalp ritim bozukluğu sorunumdan sonuç aldım. öyle 1 ay ürün kullanmakla iyi olacak olsaydınız,bu tarz ürünlere maddi anlamda ulaşmak çok zor olurdu kanımca. Kan hücresi bile 3 ay da oluşuyor. Bir kere, en az 3 ay düzenli ürün kullanımı yapmak gerekir. Çevremde 7 ayda insülin bırakan hasta tanıdığımda var, 6 ayda bel fıtığından kurtulanda. o yüzden siz fayda görmemiş olabilirsiniz ama yorumunuzla ,istemeden de olsa,başka insanların şifa bulmasına engel olabilirsiniz. Bu arada Rabbim sizinde eşinizin de şifasını versin inşallah.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin