Müebbet alan Harp okulu öğrencisi: “Dik duracağız anne, bize vatan haini diyenler düşünsün”

Yalova’da kampta olan Hava Harp Okulu öğrencileri 15 Temmuz gecesi ‘İstanbul’da terör tatbikatı var’ denilerek hiçbir şeyden habersiz otobüslere dolduruldu. Tek kurşun sıkmadan teslim olan öğrenciler müebbet hapis cezası aldı. Harp okulu öğrencilerinden Furkan Çetinkaya’nın annesi Melek Çetinkaya oğlunun karar duruşmasında söylediklerini aktardı. “Karar duruşmasında dedi ki “Dik duracağız anne, suçum yok. Bu ülkeyi kuran kahramanın idam hükmü almış bir subay olduğunu unutmayın. Bizi vatan hainliği ile yaftalayanlar düşünsün.”

Krons News haberinde o gece yaşanaları ve Furkan’ın hikayesi anlatıldı. Hava Harp Okulu birinci sınıf öğrencisi Furkan Çetinkaya’nın da içinde olduğu otobüste Yüzbaşı Sinan Canlı’nın sesi duyuldu: “Çocuklar, benim de üzerimde para yok, aramızda köprü geçiş parasını denkleştirelim, sonra hesaplaşırız!” 100 lira tutan ücret Ahmet Büyükateş ve diğer öğrenciler tarafından ödendi ve tekrar okullarına, İstanbul’daki Hava Harp Okulu’na ulaşmak için yola koyuldular.

Ne ‘acil durum anonsu’nun yapıldığı 10:30’da ne nizamiye kapılarından çıktıkları 00:07’de ne de yolda kimse bir açıklama yapmıştı. Sadece “İstanbul’da terör tatbikatı var” dendi. Fakat kamp yapmak için geldikleri Yalova’dan itibaren lüks bir siyah araç sürekli kendilerini takip ediyordu. İçindeki şoför gözlerini ayırmadan öğrenci konvoyuna bakıyor, kulağından telefon hiç ayrılmıyor, talimat alır veya verir gibi sürekli el kol işaretleriyle konuşuyordu. Bu anormal durum herkesin dikkatini çekmiş olacak ki araçtaki komutanlarına durumu bildirdiler. Sinan komutan da, “Dikkatli olalım çocuklar” demekle yetindi sadece.

Şoförler yolu bilmediği için yolda otobüsler farklı yönlere gitti. İkisi Boğaziçi Köprüsü’ne, ikisi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne ulaşmıştı bile. Harbiye öğrencisi Furkan Çetinkaya’nın da içinde olduğu 3 aracın önü Sultanbeyli’de kesildi. Herkes şaşkındı…

NEREYE GİDİYORSUNUZ, DARBE OLDU!

Yola dökülen insanlar camlara doğru telefonlarını göstererek, “Nereye gidiyorsunuz, darbe oldu!” diye bağırıyor, öğrencileri ve araçlara nezaret eden komutanları dışarıya davet ediyorlardı. Hep birlikte gecenin bir yarısı karanlığın ortasında İstiklal Marşı söylüyorlardı. Daha sonra sosyal medya hesaplarından videolarda da görüldüğü gibi, halk askerler lehine tezahüratta bulunuyor, “Bunlar hain değil, en büyük asker bizim asker!” diyerek slogan atıyorlardı. A Haber’e de yansıyan görüntülerde insanların genç Harbiyelilere sarıldığı bile görülüyordu.

Fakat bundan sonraki hayatlarını derinden etkileyecek sonu bilinmeyen bir film daha yeni başlıyordu.

Kendilerine eşlik eden iki polisle birlikte sabah saat 06:00’a kadar araç içinde bekletildiler. Bu arada gün ağarırken başka gruplar da geliyor, otobüsteki askeri öğrencilere sözlü tacizde bulunuyor, küfrediyor ve araçlara saldırıyordu. Hatta otobüsleri taşlayanlar ve üzerine çıkanlar bile vardı. Genç harbiye öğrencileri kendilerine cevap vermeyince, “Bunlar Türk askeri değil mi, dediğimizi anlamıyorlar” diye kışkırtmaya devam ediyorlardı. Fakat bazı sağduyulu vatandaşlar, “Arkadaşlar yapmayın, onlar masum, bir tane mermi bile atmadılar. Polis silahlarını bile toplamadı. Onlara güvenin” diye provokatörleri uzaklaştırdı.

Derken iki polis daha geldi. Öğrencileri silahları ve teçhizatlarıyla birlikte gece İstiklal Marşı söyledikleri noktadan alıp en yakın emniyet müdürlüğüne götürdü. 40 kişilik nezarethaneye 120 öğrenci sığdırıldı.

BÜTÜN ÖĞRENCİLER TUTUKLANDI, SİLİVRİ’YE GÖNDERİLDİ

Dört gün boyunca bolca küfür işitip dayak yedikten sonra hâkim karşısına çıkarıldılar. Hâkim herkesi tek tek dinlemedi, “Aranızdan bir sözcü seçin, o konuşsun” dedi. Sonunda da “Ekleyeceğiniz bir şey var mı?” diyerek hepsini tutukladı. Ardından Silivri Cezaevi’ne götürüldüler.

Çocuğu yaz kampında olduğu için aramayan, ‘Öğrencidir, orada daha güvenlidir’ diye sevinen anne Melek Çetinkaya (42) gelen bir telefonla irkildi. 15 Temmuz’dan iki gün sonra bir Pazar günü emniyetten arayan yetkililer, “Çocuğunuz gözaltında, sağlığı iyi, merak etmeyin, boşuna da arayıp gelmeyin” dediler ve telefonu kapattılar.

Zaten Orhanlı ve Sultanbeyli’de emniyet müdürlüklerine giden ve karakolların kapısını çalan aileler de bir cevap alamıyordu.

Perşembe günü ise Melek Çetinkaya’ya çocuğunun tutuklandığı ve Silivri Cezaevi’ne götürüldüğü bildirildi.

HABERİN TAMAMI İÇİN BURAYI TIKLAYIN

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin