Messi’siz Barcelona!

HABER-ANALİZ | HASAN CÜCÜK 

Barcelona ve Lionel Messi tam 21 yıldır birbirinden ayrılmaz bir ikiliydi. İspanya’dan binlerce km uzakta Arjantin’de dünyaya gelen Messi, futbol dünyasına adını Barcelona ile ezberletti. Futbol yeteneğinin gelişmesinde Barcelona bir numara rol oynadı. Bir anlamda ‘’Arjantin’de doğdu, Barcelonalı oldu.’’ Ayrılmaz ikilinin birlikteliği önceki akşam gelen son dakika açıklamasıyla sona erdi. Messi’nin Barcelona’ya vedası, futbol dünyasının son yıllarda gördüğü en büyük deprem oldu. 

Messi’nin durumu ‘Böyle ayrılık olmaz’ ile ‘Dediler zamanla hep azalırmış sevgiler’ arasında gidip geliyor. Önce ‘Böyle ayrılık olmaz’ şarkı sözünden yoruma devam edelim. Messi artık 34 yaşında. Her ne kadar hâlâ tartışmasız dünyanın en iyisi olsa da artık kariyerinde sona yaklaştı. Barcelona’nın ünlü altyapısı La Masia’dan içeri adımını attığında 13 yaşında bir çocuktu. Öncesinde meşin yuvarlakla henüz 5 yaşındayken babasının antrenörlüğünü yaptığı Grandoli takımıyla tanışmıştı. Ardından Newell’s Old Boys takımının altyapısına geçen Messi’ye, 11 yaşına geldiğinde büyüme hormonu eksikliği teşhisi kondu. 

Arjantin’in ünlü ekibi River Plate, Messi’nin tedavisine yardım etmek istese de aylık 900 dolarlık tedavi masrafını karşılayacak paraları olmadığını söylediler. Messi’nin yeteneğinden İspanya’da bulunan akrabaları sayesinde haberdar olan dönemin Barcelona sportif direktörü Carles Rexach, Messi ailesinin geri çeviremeyeceği bir teklif sundu. Buna göre, Messi Barcelona’da denenecek, sınavı geçerse İspanya’ya taşınmaları halinde sağlık masrafları kulüp tarafından karşılanacaktı. Böylecek Temmuz 2000 yılında Messi’nin Barcelona günleri resmen başlayacaktı. 

Messi, ünlü altyapı La Masia’da geçen yıllarının ardından 2004-05 sezonunda ilk kez A takım formasıyla tanıştı. Geleceğin büyük yıldızı 6 lig maçında 77 dakika oyunda kaldı. Şampiyonlar Ligi’nde ise bir maçta 90 dakika oynadı. Shakhtar Donetsk, Messi’nin devler arenasındaki ilk maçı olarak kayıtlara geçti. La Liga’da ilk kez ise Espanyol karşısında sahne aldı. Oyunda ise sadece 8 dakika süre aldı. 

Messi, 2005-06 sezonuyla birlikte Barcelona kadrosunda yerini almaya başladı. O yıllarda takımın yıldızı bir başka süperstar Ronaldinho idi. Sambacı gözlerin üzerinde olduğu isimdi. Messi ise yeteneğinin artık görmezden gelinemeyeceği bir noktaya gelmişti. Sezon boyunca 17 maçta sahne alırken, bunun 11’inde sahaya ilk onbirde çıkıyordu. Attığı 6 golle sonraki sezon için mesajını güçlü şekilde gönderiyordu. 2006-07 sezonuyla birlikte Barcelona’nın Messi’li yılları güçlü şekilde başladı. O artık adını herkesin ezberleyeceği bir yıldızdı. Bir futbolcuda aranan tüm özelliklere sahipti. Hızı, zekası, gol vuruşları, tekniği mükemmeldi. Barcelona’nın yeni kralıydı. Sadece Barcelona’nın mı? Elbette değil, dünyanın artık en iyilerinden biriydi. 

Messi’nin en büyük avantajı Barcelona kadrosunun iskeletini La Masia kökenli oyuncuların oluşturmasıydı. Kaptan Carles Puyol, Xavi, İniesta, Pedro, Busquets, Pique ünlü altyapının ürünleriydi. Küçük yaştan itibaren birlikte oynayan ve aynı futbol mentalitesiyle yetişen La Masia kökenliler, Barcelona’nın altın çağını yaşatıyordu. 2008’de takımın dümeninin bir başka La Masia’lı Pep Guardiola’ya teslim edilmesi, Barcelona’nın zirve yılları oluyordu. Saha kenarında Guardiola saha içinde Messi  takımı yönetiyordu. 

Messi, aynı futbol dilini konuştuğu oyuncularla farkını ortaya koyuyordu. La Masia’dan yolu geçmeyen Henry, Zlatan İbrahimovic ve Eto’o gibi futbol dünyasının starları kalıcı olmuyordu. Xavi ve İniesta’nın varlığı Messi’nin en büyük avantajıydı. Her iki isim tekniği ve futbol kumaşının yanında adeta Messi’nin kafasından geçenleri okuyordu. Birbirlerine inanılmaz ara paslar atıyorlar, ezbere oynuyorlardı. 

Messi, Barcelona forvet hattında ilk David Villa ile uyumu sağladı. Ardından Luiz Suarez ve Neymar’la mükemmel bir üçlü oluştu. Halkadan ilk Neymar, daha sonra Suarez koptu. Özellikle Suarez’in takımdan gönderilmesi yıldız oyuncunun büyük tepkisini çekti. 

Aslında Messi son yıllarda tek başına çiçek gibiydi. Şarkı sözündeki gibi ‘Dediler zamanla hep azalırmış sevgiler’ modundaydı. La Masia’lı arkadaşları birbir takımdan koptu. Xavi ve İnesta’nın vedası Messi’yi yalnız bıraktı. Neymar ve Suarez’in gitmesiyle iyice tek başına kaldı. Yüzlerce milyon Euro ödenip kadroya katılan Coutinho, Dembele ve Griezmann’la kimya uyumunu tutturamadı. Bir anlamda Barcelona bahçesinin son gülüydü. 

Yıllarca formasını giydiği kulübünden kopma noktasına geçen sezonun başında Luiz Suarez’in Atletico Madrid’e gönderilmesi getirmişti. Ayrılmak istediğini ilk kez deklare etti. Serbest kalma bedelinin 750 milyon Euro olması, mecburen sözleşmesi bitene kadar kalmasını sağladı. Mart ayında yapılan başkanlık seçiminde Joan Laporta’nın kazanması, ‘Messi kalıyor’ sevinci yaşattı. Zira, Messi açıktan Laporta destek olmuştu. Kulübün altın çağını yaşatan Laporta’nın yeniden göreve gelmesi, suların durulacağı olarak yorumlanıyordu. 

Yorumlar doğru çıkacaktı. Başkan Laporta, Messi’nin kesin kalacağını söyleyip, taraftarı rahatlatıyordu. Copa America sonrası imza atması bekleniyordu. İki tarafta anlaştı ama önlerine La Liga’nın ekonomik engelleri çıktı. Messi’nin temmuz 2000’de başlayan Barcelona yılları resmen 5 Ağustos 2021’de sona erdi. Geriye dünya üzerinde başka bir futbolcuya nasip olmayan başarılar kaldı. Artık Barcelona Messi’siz olacak. 

Yeni adresi konusunda PSG ve Manchester City adları öne çıkıyor. Messi’nin ayrılığıyla sadece Barcelona değil, La Liga’da büyük yara alacak. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin