Merkez Bankası’nın son toplantısı

HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ

Merkez Bankası (TCMB) 25 Nisan Çarşamba günü mutat toplantısını yapacak. Para Politikası Kurulu (PPK) faizin seyrine karar verecek.

Toplantıya bir hafta kala memleket erken seçime kilitlendi. 24 Haziran 2018 Pazar günü sandıkta ‘partili cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği’ oylanacak.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan ilk turda kazanmak için varını yoğunu ortaya koyacak. Seçime giderken ekonomi cephesinden moral bozucu haber gelmesi Erdoğan ile müttefiği Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin ilk tur hesaplarını bozabilir.

TL YAKINDA MAÇA ÇIKIP GOL BİLE ATACAK!

Erken seçimde ikinci tur ihtimalini azaltmak üzere tesis olunan Cumhur İttifakı, döviz darbelerinin altında yığılıp kalmış ekonomiyi ayaklarından sürüyerek de olsa yürütmek mecburiyetinde.

Seçime kadar mefluç ekonominin iyileştiği dillendirilecek, hatta ‘yakında maça çıkıp gol bile atacak’ mesajları verilecek.

Böyle bir senaryoda Merkez Bankası’nın 25 Nisan’da alacağı karar seçim sandığı üzerinde zannedilenden daha fazla tesirli olabilir.

KAPI KAPI DOLAŞIP ‘FAİZ ARTACAK’ DEDİLER

Merkez Bankası’nın faiz artıracağı söylentisini satın alan yatırımcı şayet hayal kırıklığına uğrarsa dövizin ateşi bir anda yükselebilir.

Dolar yeniden 4,20 TL’ye doğru 100 metre koşusuna başlar ki o vakit Erdoğan’ın en son arzu edeceği hâdise cereyan etmiş olur.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek kapı kapı dolaşıp ‘sakin olun, faiz artacak’ mesajı verirken TCMB’nin bütün bunları yiyip yutması çok da kolay değil.

Şimşek birkaç gündür okyanus ötesinde benzer sözler veriyor.

Faizi (geç likidite penceresi) yüzde 12,75’te tutmak veya aşağıya indirmek için kurul üyelerinin hakikaten hayli cesur olması lazım.

Bakanların suç işleme pahasına yatırımcıya verdiği taahhütlerle Dolar 4.17 TL’den, Euro 5.12 TL’den geri döndü.

TCMB FAİZ CANAVARINI ÖFKELENDİRİRSE…

O kadar söz verip 25 Nisan’da tam aksi yönde adımlar atılırsa piyasa bunun intikamını almak için harekete geçecektir.

AKP’nin kendi eliyle büyüttüğü faiz canavarını doyurmak bir yana ona ‘birkaç öğün de aç kal!’ meyanında tavır sergilemesi çadırı hercümerc edebilir.

Bir tarafta faizi artırmaktan başka çaresi kalmamış bir Merkez Bankası, diğer tarafta ‘faizler yüksek, arkamdan iş çevirmeyin’ mesajları veren Erdoğan.

Hangisi ağır basıyor?

Verdiği tavizlerle zerre kadar itibarı kalmamış TCMB mi? 19 ay sonra yapılacak bir seçimi 24 Haziran’a alabilen, hatta aynı güne rastlayan üniversiteye giriş imtihanını ceffelkalem 30 Haziran’a tehir edebilen Erdoğan mı?

Başka bir diyardan bahsetmiyorsak tabii ki Erdoğan ağır basıyor…

ERDOĞAN NE DİYORSA O!

Erken seçim, daha doğrusu baskın seçim Türkiye’de Erdoğan’a rağmen bir karar alınamayacağının en son misalidir.

O dilediğinde ‘erken seçimi nereden çıkarıyorsunuz kardeşim!’ cümlesi ‘erken seçimden niye kaçıyorsunuz kardeşim’ şekline bürünüverdi.

Üniversite imtihanlarının ertelenmesine dair cümleleri muazzam yetkilerin, fiili başkanlığın dahi Erdoğan’ı tatmin etmediğini ele verdi: “Bakın Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) bana bağlı olduğu için hemen oturduk, karar aldık. İmtihanları bir hafta erteledik. Başkanlıkta bu işler daha da hızlanacak.”

Merkez Bankası hangi kararı alırsa alsın birilerine yaranamayacak. Faizi piyasanın beklediği gibi yüzde 0,50 ya da yüzde 0,75 oranında artırırsa ‘faiz lobisi’ memnun kalacak.

Mamafih Erdoğan’ın öfke katsayısını yükselten bu karar bir kenara not edilecek. O malî intifada kararının bedeli ödetilecek.

Nasıl mı?

MERKEZ BANKASI DA SARAY’A BAĞLANACAK

Erdoğan 24 Haziran’da ya da ikinci turun akabinde ‘başkanlık’ mazbatasını alması halinde Merkez Bankası’nın özerkliğine tamamen son verebilir.

Saray’a bağlanan Merkez Bankası, Erdoğan’ın talimatını virgülünü dahi değiştirmeden tatbik eden memura dönüşür.

PPK’nın Mayıs ayında toplantısı yok. 7 Haziran’daki toplantının ertelenebileceği konuşuluyor. Dolayısıyla PPK üyeleri 25 Nisan yaklaştıkça ecel terleri döküyor. Onlar için bu son toplantı bile olabilir. Erdoğan’ın hışmına uğramamak için topu taca atsalar bile birkaç hafta içinde piyasalarda kopacak fırtınanın da ceremesini çekecekler.

Kırk katır mı, kırk satır mı?

MAYIS AYINDA NÜKLEER GERİLİM TIRMANABİLİR

Perşembe ve Cuma günleri ABD ve Almanya tahvil faizlerindeki yükseliş Mayıs ayının çok sıcak geçeceğinin işareti.

ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ile imzalanan anlaşmayı iptal edeceği yönündeki iddialar dünyada tansiyonu yükseltiyor.

İran ile Birleşmiş Milletler’in Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi (ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin) ve Almanya’nın 14 Temmuz 2015’te imzaladıkları Viyana Anlaşması’nın (P5+1) ABD tarafından tek taraflı feshedilmesi halinde petrol fiyatlarının 80 doların üzerine bile çıkabileceği konuşuluyor.

TÜRKİYE’NİN RİSKLERİ ÇOK YÜKSEK

Gerilim piyasalarda şimdiden hissediliyor. Şubat ayından bu yana ilk kez ABD’de 10 yıllık tahvilin yüzde 2.9 seviyesine çok kısa bir süre içerisinde ulaşıldı.

Piyasa ABD-Çin ticarî savaşının yanında ABD-İran nükleer krizinin yükünün altından kalkamaz. Türkiye yüksek tansiyondan en fazla zarar gören piyasa olur.

54 milyar Dolara yaklaşan cari açık, 464 milyar Doları bulan brüt borç stoku, bir ayda 21 milyar TL’yi bulan bütçe açığı ile Türkiye’de döviz ve faiz cephesinde ümit verici gelişme teknik açıdan mümkün görünmüyor.

Bankalarla katılım bankalarında mevduatların dondurulması ya da döviz tevdiat hesaplarının belli bir kur üzerinden TL’ye çevrilmesi gibi akla ziyan hazırlıkların Ankara’da masaya konulması denizin çoktan tükendiğini gösteriyor.

IMF’DEN BORÇ MU İSTENECEK?

Erdoğan’ın ‘IMF’ye borçlanma altın ile olsun’ teklifi Dubai’den gelen altınların bu yolla sisteme dahil edilebileceği şüphesini uyandırıyor. Türkiye’nin IMF’nin kapısını çalabileceğini de gösteriyor.

Dahilde ahval-i umumî böyle iken haricî risklerin had safhaya geleceği Mayıs ayında Türk Lirası’nın daha fazla erimemesi Merkez Bankası’nın 25 Nisan’da alacağı kararla birebir irtibatlı olacak.

Erdoğan gemiyi mevcut haliyle 24 Haziran limanına yanaştırabilirse sandık formaliteden ibaret kalacak.

Onun için şimdilik bütün dikkatini Merkez Bankası’nın 25 Nisan toplantısına verecektir. Faiz artışına rıza bile gösterebilir.

Gemi yeter ki limana yanaşsın. 81 milyona sonradan çıkacak ilave maliyeti yine 81 milyon düşünsün.

Kaptanın tek derdi kamarasını elinde tutabilmek…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin