Maya Krizi’nden koronavirüs karantinasına 

ÖZEL HABER | HASAN CÜCÜK 

Son birkaç aydır tüm dünyanın gündeminde olan koronavirüs Danimarka’ya şubat sonunda ulaştı. İtalya’ya ailesiyle birlikte kayak tatili için giden TV2 çalışanı bir gazeteci, dönüşte boş gelmedi. Koronavirüsü Danimarka’ya getiren ilk isim olan gazeteci Jakob Tage Ramlyng evinde 14 gün boyunca karantinaya alındı. Ramlyng’un temas ettiği 16 meslektaşı daha karantinaya alınırken, virüsü ülkeye sokan ismin tedavi sonunda iyileştiği açıklandı. Gazeteci Ramlygn iyileşti ama virüs hız kesmedi. Kış tatilinden dolayı İtalya ve Avusturya’ya kayağa gidenlerin getirdiği koronavirüs hızla yayılınca, hükümet çareyi ülkenin kepenklerini 14 günlüğüne indirmekte buldu. Bu karar 1998’de yaşanan Maya Krizi’ni akıllara getirdi.

Bundan yaklaşık 22 yıl önce Danimarka’da 11 günlüğüne hayat yine durmuştu. Sendikalarla işverenler arasında yapılan yıllık olağan toplu sözleşme görüşmeleri olumlu sonuçlandı. Son kararı vermek üzere anlaşma maddeleri üyelerin oylarına sunuldu. 1956 yılından sonra ilk kez üyeler, sendika temsilcileri ile işverenler arasında varılan anlaşmaya yüzde 55,8 oranında hayır dedi. Hayır kararının gerekçesi, çalışanların yıllık tatilinin 6 hafta olma isteğinin kabul görmemesiydi. 27 Nisan 1998’de 450 bin çalışan greve gitti. Posta hizmetleri durdu, gazeteler basılmadı, çöpler toplanmadı, benzin istasyonlarında akaryakıtlar tükendi, marketlere yeterli gıda gitmedi. Grevden dolayı marketlere akın eden halk kısa sürede rafları boşalttı.

Marketlerde maya kalmadığı için krizin adı Maya Krizi olarak kaldı. 5 Mayıs’ta bu kez işverenler lokavt ilan ederek 60 bin çalışanın daha çıkışını verdi. Ülke krize teslim olunca mecburen devreye hükümet girdi. Dönemin başbakanı Poul Nyrup Rasmussen, tarafları yeniden bir araya getirdi. Varılan anlaşmayla 11 günlük kriz sona erdi. Çalışanların, yıllık 5 hafta olan tatil izni 2000 yılından itibaren 6 haftaya çıktı. Maya Krizi’yle ilgili ilginç bir not ise, marketlerde maya tükendiği için yurt dışından gelen mayalar karaborsaya düştü. Norveçli bir zengin işadamı, özel uçağıyla Danimarka’ya maya taşıyarak, bedava dağıttı.

Danimarka’da kronavirüs salgını sonrası alınan kararlar akıllara doğal olarak Maya Krizi’ni getirdi. Ülke bu kez 14 günlüğüne kepenk indirecek. Daha doğru ifadeyle şimdilik. Çünkü virüs ülkede hızlı yayılıyor. Avusturya ve İtalya’ya tatile gidenlerin Danimarka’ya taşıdığı koronavirüsü taşıyanların sayısı Pazartesi günü 35 olarak açıklandı. Ancak gün içinde sayı sürekli artış gösterdi. Başta Başbakan Mette Frederiksen başta olmak üzere tüm yetkililer sürekli basın toplantısı düzenleyerek, gelişmeler hakkında halkı bilgilendirdiler. Panik havası oluşmuyordu ama sayının katlanarak artması doğal bir korkuyu beraberinde getiriyordu.

Nitekim Çarşamba akşamı başbakanlıktan son dakika bilgisi olarak geçilen ‘Başbakan Mette Frederiksen saat 20:30’da basın toplantısı düzenleyecek’ notu sıradışı kararların alınacağının habercisiydi. Tam saatinde basın toplantısına başlayan Mette Frederiksen’in yanında sağlık bakanı, dışişleri yetkileri ve emniyet müdürü vardı. Açıklayacağı kararların günlük yaşamı etkileyeceğini belirterek başladı sözlerine. ‘Biz zorlukları bugüne kadar omuz omuza aştık’ diyen Frederiksen, zor bir süreçtende birlikte çıkılacağını söyledi. Tüm eğitim kurumları iki haftalığına kapatıldı. Kamu çalışanları evlerine gönderildi. Bir anlamda devletin fişi çekiliyordu. Sadece kritik görevde olan kamu çalışanları mesai yapacaktı. Pazartesi günü hükümet koronavirüse karşı yeni önlemleri açıklamıştı. Ancak kararların açıklandığı gün 35 olan vaka sayısının başbakanın bu kararları açıkladığı saatlerde 514’e ulaşması, herkesin hayatına dokunan kararları almayı zorunlu kıldı.

Başbakan Mette Frederiksen’in açıklamasından sonra halk marketlere akın etti. 1998’de yaşanan Maya Krizi’nin benzeri manzaralar ortaya çıktı. Raflar kısa sürede boşaltıldı. Yetkililerin ve süpermarketler zincirinin paniğe gerek yok, yeterli gıda stoğumuz var garantisine pek aldırış edilmedi.

Danimarka’nın nüfusu 5,8 milyon. Alınan kararlardan 1,3 milyon kişi doğrudan etkilendi. Ülkede trafik Perşembe sabahı hiç olmadığı kadar sakindi. Bunda kararlar kadar, etkili olan fırtına da katkısı vardı. Sabahın ilk saatinden itibaren yine süpermarketlere akın oldu. Ancak panik hali pek göze çarpmadı. İki hafta ülkede hayat minimum seviyede olacak. Sokaklar zaten boştu artık iyice ıssız olacak.

Danimarkaca, gıda stoklamanın adı ‘hamstring’. Bu kelime kemirgen bir hayvan olan Hamster’den geliyor. Hamster’in yediklerinin bir kısmını yutmayıp, daha sonra yutmak üzere ağzında depolanmasından dolayı Danimarkaca stoklamanın adı ‘hamstring’ olarak tanımlanmış. Son bir not ise, başta Başbakan Mette Frederiksen olmak üzere ilgili bakanlar ve yetkililer sürekli basın toplantısı düzenleyip, gelişmeleri ve yeni önlemleri an be an halka dururuyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin