‘Kendinize haksızlık etmeyin!’

fethullah gulen hocaefendi 8 - 17 mart tarihleri arasinda zaman gazetesi genel yayin yonetmeni ekrem dumanli ya roportaj verdi. 15 mart 2014 / selahattin sevi

YORUM | AHMET KURUCAN

Geçmişte yaptığım ziyaret takvimi ve ziyaretler arası sıklığı nazarı itibare alacak olursam oldukça uzun zaman geçti en son ziyaretimin üzerinden. Kronik rahatsızlıklarının yanı sıra yaşın da getirmiş olduğu bedeni rahatsızlıklara bir bütün olarak bakacak olursanız sıhhatli denebilecek bir konumda gördüm iki gün önceki ziyaretimde Hocaefendi’yi. Moral durumu hayatını adadığı din, vatan ve insanlık hizmeti adına kendisine ulaşan sevinçli haberlerle sevinen üzüntülü haberlerle de üzülen bir pozisyonda devam ediyor. Nitekim bu tespitin ispatı sayılabilecek bir örneği bir kez daha müşahade ettim o akşam. Kemal Gülen’in sunduğu MC TV akşam haberlerini birlikte izledik. Türkiye’nin hali pürmelâli denebilecek haberleri izlerken yüzünün almış olduğu şekli görmenizi isterdim. 

Benim de 1985 yılından beri şahidi olduğum üzere hüznün yüzünde adeta yuva yaptığı kıvrımların daha net çizgiler halinde nasıl kalın hatlarla şekil değiştirdiğini ve keskinleştiğini görmeniz mümkündü. “Dokunsanız ağlayacak” derler ya halk arasında, aynen öyle, neredeyse her biri insanı hüzne gark edecek o haberleri dinlerken adeta dokunsanız ağlayacaktı. Zaten daha fazla dayanamadı, istek parçayı bilmediği için öldürüldüğü ifade edilen Onur Şener ve karısını öldürüp ardından intihar eden Hakim Serkan Tüzün haberini de izler izlemez yeter deyip kapattırdı televizyonu.

Ortamda tam anlamıyla bir sessizlik hakimdi. Yanlış anlaşılmasın, sükunetin hakim olduğu bir sessizlik değil aksine bir gerginliğin hakim olduğu sessizlik. Böylesi durumlarda sohbete kendisinin başlaması en salimidir. Orada bulunan yakın dairedeki 5-6 insan da bunun idraki olan kişilerdi. Onun için olsa gerek hiç kimsenin ağzını bıçak açmadı. Herkes yüzünü onun yüzüne çevirmiş ya şimdi dinlediği haberler üzerinden bir şeyler der ya da odasına çekilir beklentisi içindeydi. İkisini de yapmadı. Birkaç dakika salonda bulunan herkesi bakışlarıyla süzdü. Tam o arada salonda bulunan yetkin doktora spesifik bir ilaçla alakalı soru sordu.  

Muhabbet ortamı böyle alan değiştirince ortam rahat bir nefes aldı. Kendisi de kısmen de olsa rahatlamış ve konuşmaya başlamıştı. Rahatsızlıklarından dem vurdu. O rahatsızlıkların kendisine gün içinde de gecede de hemen hemen hiçbir şey yaptırmağından bahsetti ve “Bir işe yaramıyorum” cümlesi ile bitirdi sözlerini. Son cümlesi hariç belli seviyede de olsa empati yaparak anladığımı ve anlamlandırabildiğimi söyleyebilirim o cümleleri ve haleti ruhiyesini. Hayatının her bir dakikası hatta her bir saniyesi dolu dolu geçmiş bir insanın böyle düşünmesi gayet normal. Ama normal olan bir şey daha var, hayatın tabii akışı, Allah’ın kainata koymuş olduğu tabiat yasaları, dini literatür ile ifade edecek olursam kevni kurallar. Peygamberler de dahil her beşer için geçerli bu kurallar.

Fakat “bir işe yaramıyorum” cümlesi ne kadar doğru? Nitekim salonda olan birisi de böyle düşünmüş olacak ki oturduğu çekyat üzerinden daha rahat duyması için Hocaefendi’nin yanına yaklaşarak bu düşüncenin yanlışlığını ifade etti. “Haddimi aşıyor muyum bilmiyorum ama söylemeden edemeyeceğim.” diye söze başladı. Bu sözler üzerine dikkat kesildi hemen herkes. Acaba haddini aşkın ne diyecekti bu kişi? Madem haddini aşacak neden söyleyecekti? 

Şöyle başladı: “Sizden de kaç defa duyduk bu hadisi. ‘Kim güzel bir âdet başlatırsa kendisine hem o âdetin hem de ona tâbi olup onunla amel eden kimselerin sevabı kadar sevap yazılır.’ Siz şu an bir şey yapmıyor, bir işe yaramıyorum diye düşünebilirsiniz ama sizin yetiştirmiş olduğunuz yüzlerce talebe, yazmış olduğunuz onlarca kitap, yapmış olduğunuz sayısız konuşmalar ve ortaya koyduğunuz projelerle dünyanın yüzlerce ülkesinde hala devam eden eğitim, diyalog, insani yardım ve benzeri hizmetleri yapan binlerce insan var. Böyle düşünmeniz doğru değil.”

Aslında bir hakikatin ifadesi olan ama kendi algısına göre medih ve övgü dolu bu sözleri konuşmaya başlar başlamaz başını öne eğen Hocaefendi daha fazla dayanamadı ve “Sizin hüsnü zannınız. Teşekkür ederim. Ben kendimi öyle görmüyorum” cümleleri ile konuşmayı sonlandırmak istedi. Ama o söz sahibi susmadı ve bir cümle daha söyledi: “Kendinize haksızlık etmeyin. Siz bir ömre onlarca insanın hayatını sığdırmış bir insansınız.” 

Bu cümle üzerine kısa bir süre sessizlik hakim oldu salonda. “Estağfurullah. Ben kendimi öyle görmüyorum. Hüsnü zannınıza teşekkür ederim” dedi ve hemen Alvarlı Efe Hazretlerinin şiirlerinden bir kıtayı söylemeye başladı. Üst üste iki defa tekrar etti bu dörtlüğü ama benim hissettiğim şu oldu, şiirin her bir kelimesini adeta içselleştirmiş ve toprağa artezyen vurulduğunda çıkan ilk su gibi gönlünün derinliklerinden fışkırıyordu kelimeler ve mısralar. Aslında ezberinde var olan onlarca, yüzlerce şiirden gazelden bunu seçmesi de tesadüfi değildi. “Siz bir ömre onlarca hayat sığdırmışsınız” diyen muhatabına gerçek hedefin ne olduğunu veya ne olması gerektiğinin dersini veriyordu. Söylediği kıta şuydu: 

“Hüner Hakk’a kul olmaktır, 
Hüner irfanı bulmaktır; 
Hüner bir ibret almaktır, 
Bu gaflet âlemi almış.” 

Mesaj hem verilmiş hem de alınmıştı. Sohbeti de meclisi de daha fazla uzatmanın manası yoktu. Müsaade istedi ve odasına çekildi. 

Ben Alvarlı Efe Hazretleri’nin bu şiirinin tamamını aktarayım. Ardından da bunu kaside/gazel formatında okuyan Latif Efe ile irfan türküsü  formatında seslendiren Bekir Salim Ağabey’in youtube linkini bırakayım. Her ikisini de dinlemenizi hararetle tavsiye ederim. 

“Bu dert meyhanesinde kimi gördün şaduman olmuş;
Bu gam-hane-i mihnette beladan kim eman bulmuş!
Bu bir devvâr-i gaddardır, Gözü gördüğünü hep yer
Ne şah-u ne geda bunda, Ne bir ferd payidar olmuş
Hüner Hakk’a kul olmaktır, hüner irfanı bulmaktır; 
Hüner bir ibret almaktır, bu gaflet âlemi almış.
Muhammed Lütfi’ye lütfet eman ey Hâlık-ı Alem 
Belayı ekber oldur ki özünü gaflete salmış.”

Latif Efe kaside/gazel formatında:

Bekir Salim irfan türküleri formatında:

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin