İyi de enflasyon nasıl düşecek?

YUSUF DERELİ | HABER İNCELEME  

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun enflasyon raporu sunumunu izledikten sonra aklıma takılan tek soru şu oldu: “İyi de TÜİK’in verilerine göre bile Ocak ayında yüzde 45’i aşması beklenen enflasyonu yıl sonuna kadar nasıl yüzde 23,2’ye düşüreceksiniz? Sadece Kur Korumalı Mevduat hesabı ile bankalara baskı yapıp, döviz hesabı olan şirketleri tehdit ederek bunu nasıl başaracaksınız?”

Merkez Bankası’nın enflasyon tahminleri yine yukarı yönlü revize edildi. 2022 yıl sonu için yüzde 11,8 olan enflasyon tahmini 11,4 puan artışla yüzde 23,2’ye çıkarıldı. Daha önce bu oran yüzde 7,8 olarak açıklanmıştı. Önce 11,4’e çıkarıldı, şimdi ise 23,2’ye…

2023 yılı sonunda ise bir önceki raporda yüzde 7 olarak tahmin edilen enflasyon yüzde 8,4 seviyesine yükseldi. Bu revizyonlar bile asıl işi fiyat istikrarını sağlamak olan MB’nın enflasyon tahmin ve öngörülerinin ne kadar başarısız ve gerçeklerden uzak olduğunu göstermeye yetiyor. Hemen söyleyelim; yeni hedeflerin tutma ihtimali de yok!

YENİ STRATEJİ: LİRALAŞMA!

Şahap Kavcıoğlu’nun sunumu 1 saat 38 dakika sürdü. Bir çok şey söyledi, grafikler paylaştı. Ancak devasa bir sorun haline gelen enflasyonla nasıl mücadele edileceğine dair tek bir şey anlatmadı.

“Enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağını öngörüyoruz.” dedi. Merkez Bankası’nın tüm politika araçlarında TL’yi önceleyeceğini anlattı: “Bu kapsamda liralaştırma süreci MB’nin politikalarının asli unsurlarından biridir. Liralaşmanın enflasyonun üzerinde çok olumlu etkisi olacaktır. Dezenflasyon sürecini hızlı bir şekilde başlatacağız. Liralaşma süreciyle enflasyon tek haneye inecek ve Türkiye’nin gündeminden kalkacak.”

Peki bütün bunlar nasıl olacak? Enflasyon nasıl ve ne zaman tek haneye inecek? MB bunun için ne yapacak? Hiç birinin cevabı yok… 

OCAK ENFLASYONU ÇİFT HANELİ GELECEK

Dünya Gazetesi ekonomi yazarı Alaattin Aktaş, bugünkü köşesinde önemli bir analiz kaleme aldı. Aktaş’ın hesaplamasına göre Ocak ayı enflasyon oranı yüzde 13,5-15,5 arasında gelecek. Dolayısıyla Aktaş, yıllık enflasyonun yüzde 52-55 aralığına oturmasını bekliyor.

Alaattin Aktaş’ın yanıldığını, Ocak ayı enflasyonunun yüzde 10 geldiğini varsayalım. Bu durumda yıllık enflasyon oranı yaklaşık yüzde 44,4 olacak.

Ocak ayında yapılan fahiş elektrik, akaryakıt ve doğalgaz zamlarının etkisinin şubatta da süreceği aşikar. Yüzde 80 civarında olan ÜFE’den yaşanacak geçişkenlik de cabası. Gelecek ay enflasyon oranının en iyi ihtimalle yüzde 7 geldiğini varsaydığınızda ise yıllık enflasyon 50,4’e çıkar.

Bu durumda MB’nın yıllık 23,7 enflasyon oranının tutturulması için geriye kalan 10 ayda toplam enflasyon oranının yüzde 8’in altında çıkması gerekiyor. Bu mümkün mü? Bundan sonraki 10 ayda enflasyon toplamda yüzde 20 bile artsa yıllık enflasyon yüzde 40’ın üzerinde çıkıyor.

FAİZ İNDİRİMİNİN, TL’DEKİ DEĞER KAYBIYLA İLGİSİ YOKMUŞ!

Şahap Kavcıoğlu ayrıca liradaki değer kaybının faiz indirimleriyle ilgisi olmadığını savunuyor. “Türkiye’de herkesin dolar aldığı, dolar sattığı bir noktada kurun yükselmemesi mümkün değil. Bunun faiz indirimi ile hiçbir ilgisi yok.” diyor.

Kavcıoğlu’na göre eksi yüzde 22 reel faiz olan bir ortamda, faizi düşürmenin dolarizasyona hiç bir etkisi yok! O halde neden her faiz indiriminde TL değer kaybetti? Kaldı ki madem TL’nin değer kaybında faiz indirimlerinin etkisi yok, son toplantıda neden faiz indirilmedi?

Şahap Kavcıoğlu’nun bu açıklaması aslında enflasyonla TL’deki değer kaybı arasında bir ilişki olmadığı anlamına da geliyor. İzaha muhtaç…

HERKES MERSİN’E, MB TERSİNE…

Geçtiğimiz hafta Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de geçtiğimiz cumartesi ekonomist ve akademisyenlerle bir araya gelmişti. Nebati, “Merkez Bankası bağımsızlığı diyeceksiniz ama yok öyle bir şey… Siyasetçi olarak biz sorumluyuz. Faiz artmayacak artık, bunu unutun! Merkez Bankası’nı ve politika faizini önemsizleştirdik.” demişti.

İktidar temsilcileri gerçekten böyle düşünüyorsa, yüzde 14 olan politika faizi neden sıfırlanmıyor?

Enflasyon küresel bir sorun. Bir çok ülke ÜFE’den TÜFE’ye geçiş olmaması ya da sınırlı kalması için para politikasını sıkılaştırıyor. Yetmiyor, talebi kontrol altına almak için politika faizini artırıyor. Daha dün FED Başkanı Gerome Powell, enflasyonla mücadelede para politikasının ne kadar önemli olduğunu anlattı. Faiz artışı sinyali verdi.

MB’nın temel görevi fiyat istikrarı yani enflasyonla mücadele. Ancak AKP rejimi, enflasyonla mücadeleyi, MB ve politikalarını ‘önemsizleştirerek’ yapıyor…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin