İstanbul seçimleri iptal, ülkede yeni bir süreç

YORUM | RAMAZAN F. GÜZEL

31 Mart tarihli yerel seçimin üzerinden bir ay geçti, çok tartışmalar oldu, en çok da İstanbul seçimleri konuşuldu. Gelinen noktada Pazartesi günü itibari ile İstanbul seçimleri iptal edildi.

Türkiye gündemini ve Erdoğan’ı tanıyanlar için bu sonuç beklenen bir durum idi. Kaldı ki bu yazının asıl başlığı, “Erdoğan neden bu seçimleri iptal ettirecek?” idi. Pazar günü başlanmış bu yazıda “Erdoğan’ın neden İstanbul seçimlerini YSK’ya iptal ettirmek zorunda olduğunu ve sonuçların neden bu yönde olacağını” gerekçeleri ile izah etmeye çalışacaktık… Ama YSK kararından sonra değerlendirme yapılması istenince yazı bugüne kaldı.

İPTALE GEREKÇE…

Yüksek Seçim Kurulu, AKP’nin İstanbul geneli ve Büyükçekmece; MHP’nin İstanbul geneli ve Maltepe için verdiği olağanüstü itirazları Pazartesi günü karara bağladı ve “iptal” dedi. YSK, yeni seçim tarihi olarak 23 Haziran 2019’u belirlerken, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını iade etmesine yönelik bir karar da verdi.

4’e karşı 7 oyla alınan “Seçimlerin yenilenme kararı”na CHP’den “rezalet, hukukun katli” gibi tepkiler gelmişti. Fakat bu beklenen bir sonuçtu. Ki, Türkiye’de son 4 yıldır süren hukuksuzlukların, zorbalıkların doğal bir sonucu idi bu. Muhalefet, bu antidemokratik ve gayrihukuki uygulamalara genel bir tavır koymadığı ve üretilen diskurları toptan reddetmediği için iş bu noktaya kadar geldi… Ve burada da durmayacak, devam edecek.

Şimdi, AKP’nin “İstanbul seçimlerini iptal edilmesi talebi” gerekçelerine bir göz atarsak:

-“Tam kanunsuzluk” itirazı,

“Kısıtlı seçmen” iddiaları,

“Sandık kurullarının teşkili”ne dair itirazlar.

AKP, “kısıtlı seçmen sayısı”nın 41 bin 132 olduğunu iddia etmişti, sonradan bu sayının 776 olduğu ifade edilmişti.

Sandık kurullarının teşkili konusunda ise 19 bin 623 sandık başkanı ve üyesinin kamu görevlisi olmayanlardan oluşturulduğu iddia edilmişti.

Ayrıca Pazar günü -İstanbul seçimlerine ilişkin- son dakika golü olarak “43 sandık kurulu başkan ve üyesi Cemaat ile irtibatlı olduğu iddiası” ortaya atılmıştı. Buna gerekçe olarak da;

Şahıslardan 2’sinin “ByLock kullanması”, 41’inin ise “Bank Asya’ya para yatırması” gösterilmişti.

BUMERANG ya da KELEBEK ETKİSİ

Şu 15 Temmuz 2016 kurgu darbesinden beri çıkarılan bir dizi KHK’larla yüzbinlerce insan işinden, ekmeğinden olmuştu. Erdoğan’ın tabiri ile “Sırf siyasi gerekçelerle insanların ekmeği ile, aşı ile oynanmıştı.”

Bu tasfiyelerin de  yıllardır süregelen fişleme listeleri üzerinden gerçekleştiği ortaya çıkmıştı. Bu siyasi düşüncelerle yapılan bu kıyımlara “Fetö Operasyonu” vb isimler verilmişti. Bütün bu yaşananlara da muhalifet partileri sessiz kalmayı tercih etmiş, hatta bazı ideolojik düşüncelerle örtülü/ yer yer açıktan destek bile vermişlerdi.

Şimdi ise aynı gerekçelerle başka muhalif kimseler içeri alınmaya başlamışken, en doğal hakları olan “seçimle işbaşına geçme” de böyle seçim ayak oyunları ile ellerinden alınmış oldu. (Parti liderleri de linçten kıl payı kurtuldu.)

Yargı camiasında büyük bir kıyım yaşanırken, 5 bin kadar yargı mensubu “darbeye karıştılar” denilip ihraç edilirken ses çıkarmayan muhalefet, şimdi yargının bu kararı karşısında geç ve anlamsız tepkiler vermeye çalışıyor.

İstanbul seçimlerini küçük bir oy farkı ile kazanan CHP’nin, bu KHK’lıların oyları ile kazandığını düşünen AKP, bu seçmenlerin oynalarını iptal ederek bu seçimi almak istemiş, YSK’nın bu itirazı reddetmesi üzerine seçim sandıklarındaki görevliler üzerinden iptal  arayışlarına girmişti.

Sonunda da gayesine ulamış oldu.

SEÇİMİ İPTAL ZORUNLULUĞU..?

İstanbul seçimlerinin iptali neden AKP ve Erdoğan için bir zorunluluğa dönüşmüştü?

Aslında seçimin aynı günü Erdoğan, kaybettiği belediyelere hukuken ne yapabilir? başlıklığı ile kaleme aldığımız 2 bölümlük yazıda neler olabileceği, birileri için neden bazı şeylerin olmak zorunda olduğunu ortaya koymaya çalışmıştık.

Kısaca özetleyecek olursak:

– Öncelikle/ özellikle İstanbul’un kaybedilmesi Erdoğan için “seçimlerde yenilmezlik büyüsü”nün bozulması demek olacaktı. Bu yol kazasını telafi ve  moral üstünlüğünü tekrar sağlamak için böyle bir iptal onlar için kaçınılmazdı.

– AKP ve Erdoğan’ın tökezler gibi olması karşısında siperde bekleyen bazı AKP muhalifleri hemen harekete geçmişti. Bir tarafta Gül ve Babacan, diğer bir tarafta da Davutoğlu’nun başını çektiği muhalif çıkışlar. (Arada Haşim Kılıç gibi “ben de varım” sesleri de duyuldu.) Manifestolar, köprüde intiharcı kurtarma atraksiyonları vs ortaya çıkmaya başlayınca, bu akışın önünü kesmek için bir çıkış gibi idi seçimin iptali. Nitekim Erdoğan da açıklamalarında demişti: “Bir daha seçim olsun, bu sefer kesin alırız.”

Evet, bu sefer işi raslantıya bırakmayacak, sağlama alacaktır, o kesin!

– AKP’nin İstanbul’u kaybetmesi halinde nelerin olabileceğinin ucu gözükmüştü. Kamuoyuna yansıdığı gibi, “Önümüzdeki 10 yıla yetecek kadar yolsuzluk skandalları bir bir patlak vermeye başlacak idi.”

Ucu az kaldırılınca görüldü ki, meğer AKP İstanbul üzerinde son 25 yıldır her türlü yolsuzluğu, hırsızlığı yapmış. Belediye üzerinden kendi adamlarını, yandaşlarını olduğu kadar, terörle suçlanan bazı kimseleri hukuksuzca beslemiş.

Zaten seçimden hemen sonra da “İstanbul Büyükşehir Belediyesi bilgisayarlarının kayıtlarının kopyalanamayacağı” yönünde de bir mahkeme kararı çıkarmışlardı. Fatih Tezcan gibi adamları üzerinden “İngiliz casuslarına veriliyor, sırlar elden gidiyor” şeklindeki senaryolar eşliğinde…

– İptalin bir zarureti de bunca yıldır besledikleri bu büyük yiyici ordunun aç kalınca ne yapacaklarının bilinmemesi…

BYLOCK- BANK ASYA…

16 milyon insanın yaşadığı İstanbul’da 215 bin bylock kullanıcısından 2’sinin sandık görevlisi olabileceği söylendi ve 2 kişinin seçim sonuçlarını etkileyecek “bir şey” yapmış olduğu iddia edildi. Ve bu tartışmalar ve bahaneler gölgesinde İstanbul seçimleri iptal olmuş oldu.

Ayrıca “43 şüpheliden 41’inin irtibatı Bank Asya’ya para yatırması” üzerinden seçim iptali talebine geçtiğimiz Pazar CH’Pli Gürsel Tekin, sosyal medya hesabından şöyle isyan ediyordu:

“AKP 2018 yılında SPK Başkanlığı’na Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nu atadı. Taşkesenlioğlu tam 16 yıl Bank Asya’da yöneticilik yaptı. Kardeşi AKP Erzurum milletvekili. İnsaf.”

Asıl insaf edilmesi gereken, sırf bir bankada hesabı var diye işinden olan, hapse atılan binlerce mağdur insana karşı ana muhalefetin bu zamana kadar vurdumduymazlığı!.. Bu zulüm ateşinin ucu kendilerine dokununca şimdi itirazlar var. Ama beyhude.

Nevsin Mengü, “Her yere FETÖ damgası yapıştıra yapıştıra işte ciddiyet bırakmadılar. İşin fenası dünya da artık bu işi ciddiye alamaz oldu” demişti, seçim iptal gerekçelerine. Ama iş, bakın bu kadar ciddi bir boyuta geldi! Ve yaşanan bu cadı avına topluca ve ilkesel bir tepki verilmezse daha çok ciddi fecaatler göreceğiz, o kesin!

SÜREÇ BAŞLADI

Karardan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, son uyarısını yapmıştı: “İstanbul’da bir oyun var, yolsuzluklar var. Vatandaşım bana ‘Bu seçim yenilenmeli’ diyor”.

Zaten teşkilatlara seçim hazırlıkları talimatları verilmişti. Hatta seçimin muhtemel tarihi için bayram tatillerinde bile gerekli düzenlemeler yapılmıştı, hazırlıklı idiler..

Yine karardan önce Bahçeli, 15 Temmuz’u hatırlatmış, İstanbul belediyesinin kaybedilmesi, iktidarın güçten düşmesi halinde kurulmuş olan kumpasın dağılabileceği hatırlatması yaparak, derin devletteki güç belirleyicilerine göndermelerde bulunmuştu.

Sonrasında Erdoğan’ın “Türkiye ittifakı” çağrısı gelmiş ama sonrasında çok da sıcak bir karşılık bulmamıştı.

Şimdi yepyeni bir sürece giriyoruz millet olarak… 27 Mart 1994 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanması ile başlamıştı “R. Tayyip Erdoğan Efsanesi”. Aradan tam 25 sene geçti ve bu çeyrek asırdan sonra Erdoğan’ın gittikçe şişirilmiş efsanesi bir dönüm noktasına geldi.

Ve anlaşılan o ki başladığı yerde bitecek. Ama hiç de öyle sönük bir bitiş olmayacak bu.

‘Karadelik’ metaforundan ‘Erdoğanlı sıfırlamalar çağı’nı anlamak” başlıklı yazımızda Erdoğan’ın nasıl bir karadeliğe dönüşüp de her rantı ve makamı yutmaya, sıfırlamaya başladığını kaleme almıştık. Şimdi bu fenomenin ülke içinde İstanbul seçimleri, ülke dışında da Suriye üzerindeki girişimleri ile nereye varacağını ibretle izleyeceğiz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin