İmamoğlu: Havalimanı için yardım teklif ettik, ‘size ihtiyacımız yok’ dediler

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Havalimanı’nda yaşanan sıkıntılar için ilgililerle görüşerek yardım teklifinde bulunduklarını ancak “Size ihtiyacımız yok.” cevabı aldıklarını söyledi.

Ekrem İmamoğlu, “Hava muhalefeti nedeniyle İstanbul Havalimanı’nda binlerce insan mahsur kaldı. Biz bu konuya ilgisiz kalmadık. Bakın burada da hassas davrandık. Biz bunu kamuoyuna açmadık. Ama biz aradık. Gıda, barınma, nakil ihtiyaçları hususunda ne yapabiliriz dedik. İlgililerle, sorumlularla görüşüldü. Genel müdürler, valilik… Ancak ‘size ihtiyacımız’ yok cevabı aldık. Ve günün sonunda bu terslik yaşandı. Bir kaç saatliğine bu şehirde kalmak durumunda olan yolcuların bir kaç gün mağdur olması da sıkıntılı bir pozisyon oluşturdu. Umarım bir daha yaşanmaz.” diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Afet Koordinasyon Merkezi’nde (AKOM) İstanbul’daki son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu. Şunları söyledi:

  • Kar doğanın, kış mevsiminin en doğal süreci. Elbette kar meselesi İstanbul için iki yönüyle önemli. Şehrin zorluklarını çözmek adına hepimizin sorumluluğu ama bir başka yol ile de açıkçası İstanbulumuzun ihtiyacı. İstanbul’un su ihtiyacını karşılaması açısından önemli bir husus.
  • Bir zaman dilimi içerisinde en yoğun kar yağışı alma kavramı üzerinden baktığımızda metrekareye düşen kilo miktarlarına da baktığınızda 7-8 saatte neredeyse 60 kiloyu bulan noktaları tespit ettik. Bu son yılların en yoğun kar yağışının bir anda düştüğü süreci tarif ediyor.
  • Ne yazık ki fazla sayıda yolda kalma yaşanıyor. Kurtarıcı vinç ve çekiciler şeklinde bir araç teminiyle süreci yönettik.
  • Burada mücadeleyi verirken ne yazık ki İstanbulluların en fazla yaşadığı sorun bir yolda giderken bir aracın yolda kalmasıyla arkasında biriken araç yığınları. Bu noktadan sonra hizmet vermenin de zorlukları başlıyor. Bunu engellemek maksadıyla hem biz hem valiliğimiz mütemadiyen açıklamalarımız oldu. Vatandaşlarımızın mecbur olmadıkça araçlarıyla sokağa çıkmaması, toplu taşımayı kullanması hususunda.
  • (Yemeğe gittiği fotoğraf hakkında) Önce şunu söyleyeyim. Benim yoğun bir gündemde çalışırken böyle bir yemeğe gitme meselemin bu kadar gündeme taşıtılmasını ve bu süreçle ilgili manipülasyonu şaşkınlıkla takip ettiğimi ifade etmek isterim. Çünkü bir büyükelçi ile Türkiye’nin en yoğun ilişkide bulunduğu bir ülkenin büyükelçisi ile yenilen bir yemekten bahsediyoruz.
  • Kaldı ki yemeği 20-25 gün önce netleştirmiştik. Hatta gideceğimiz mekanı da belirlemiştik. Gizli bir yemek değil bu. Zaten kamuya açık bir alan. Gidip gördüğünüzde her tarafı cam çerçeve pencere olan bir mekan. Benim 23 yıldır gittiğim bir mekan.
  • Tabii ki orada yaşanan huşular beni üzmüştür. Bunu ifade edeyim. Neticede şeffaf bir yemekti. Sayın büyükelçi bu kara rağmen verdiği söz nedeniyle bir gün önce Ankara’dan İstanbul’a gelmiştir. Hem burada hem sahada yaptığım çalışmadan sonra bir vakit dilimini ayırıp oraya gidip bu resmi buluşmayı -tabii ki hususi bir tarafı var- eşlerimizle birlikte yaptık.
  • Sohbet ettik. Ülkemizi konuştuk; ülkemizle İngiltere arasındaki ilişkileri konuştuk. Yani bir İBB Başkanı’nın karla mücadele kadar dünyanın bu tarz ülkelerinin büyükelçi ya da başkonsolosluklarıyla kurduğu ilişki o kadar görevi ve sorumluluğudur. Bunu da layıkıyla yerine getiriyorum.
  • Yoğun dış ilişkiler konusunda ilgi gören bir İstanbul yönetimi var. Ben bunun hakkını vermek zorundayım. Ancak sürecin sonrasıyla ilgili tarafı beni çok ilgilendiriyor. Oradan görüntü verildi; birileri tartıştı, birileri savundu, birileri hakaret etti… Bunların hepsi bir kenara bırakıyorum. Hiçbiri beni çok fazla ilgilendirmiyor.
  • Bir belediye başkanının 1-2 saat bir başka yere gitmesi kadar daha doğal bir şey olamaz. Burada genel sekreterlerim var, yardımcılarım, daire başkanlarım var. Sahada 10 binlerce çalışanımız var. Her arkadaşımız sorumluluğunu yerine getirdi. Bir eksiklik yaşanmadı yaşanmayacak da. Biz ekibimize güveniyoruz. Ama sonrası önemli.
  • Yani bu konunun devletimizin imkanları kullanılarak bir mobese kamerasının görüntülerinin böylesi bir magazinsel, kaotik bir sürecin parçası yapılacak şekilde servis edilmesinin, sağlanmasının karşısında ben takipçi olacağım. Bu çok çok önemli bir meseledir. Kişisel de bir meseledir. Ben bu konudaki düşüncemi İstanbul Valisi sayın Ali Yerlikaya’yla dün paylaştım. Bugün de paylaştım…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin