AKP iktidarının yargı sopası: Gizli tanıklar

HABER-YORUM | İLKER DOĞAN

Casuslukla suçlanan ABD’li rahip Brunson’un davasında yaşanan ‘gizli tanık’ skandalı yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle örgütlü suçlarda tanığın güvenliğini sağlamak için tesis edilen ‘gizli tanıklık kurumu’, siyasi davaların istenilen şekilde yönlendirilmesi için kullanılan bir araç haline geldi. Türkiye’de Brunson gibi sadece gizli tanıkların beyanıyla kamudan ihraç edilen, yargılanan ve tutuklanan binlerce insan var.

ABD yönetimi Brunson davasında istediğini aldı. Terör örgütleriyle işbirliği içinde olduğu iddia edilen ve casuslukla suçlanan Brunson, 3 yıl bir ay hapis cezası verilerek tahliye edildi. Daha önce Brunson’u suçlayan, terör örgütleriyle işbirliği yaptığını gördüğünü söyleyen gizli tanıklar, aleyhte verdikleri ifadeleri son duruşmada geri çekti. Gizli tanık Levent Kalkan, soruşturma aşamasında verdiği ifadesinin yanlış anlaşıldığını, Brunson’un kilisede darbe girişiminden sonra FETÖ’cüleri sakladığı yönünde bir ifadesinin olmadığını söyledi. Son duruşmada yaşananlar ‘gizli tanıklık kurumu’nu da tartışmaya açtı.

VARLIĞI MEÇHUL GİZLİ TANIK: ‘ALBATROS’
Sözde ‘F..ö’ soruşturmasında sadece ‘gizli tanık’ ifadesine dayanarak onbinlerce insan kamudan ihraç edildi, bu da yetmedi tutuklandı. Varlığı meçhul ‘gizli tanık’ Albatros’un ismini duymayan yoktur. Bir CD içerisinde verdiği fişleme listesiyle adliyede görevli 6 bine yakın kamu çalışanını ihraç ettirdi. Ortada bir gizli tanık olup olmadığı bile meçhul. Fişleme listesinde yer alan memurlardan bir kısmı tutuklandı. Bazıları soruşturma aşamasında takipsizlik aldı, bazıları yargılandı ve beraat etti ancak hiç birinin hakları hala iade edilmedi. Bir başka varlığı şüpheli gizli tanık ‘Garson’la emniyet teşkilatında 9 binden fazla kıyım yapıldı. Yine bir başka ‘f.tö’ davasında sanık olan şahsın, bir başka davada ‘gizli tanık’ olduğu ortaya çıktı. Buna benzer yüzlerce örnek var.

GİZLİ TANIKLA HÜKÜM VERİLİYOR; NE YARGI AMA!
Mevcut yasalara ve AİHS’ye göre mahkemeler sadece gizli tanık beyanlarını esas alarak hüküm tesis edemez. Özellikle de başka deliller olmadıkça yalnızca gizli tanık beyanı esas alınarak hüküm verilemez. Bu noktaya dikkat çeken avukat Salim Şen, Brunson davasında yaşananlara tepkisini paylaştığı şu twitle gösterdi: “Tanıklar önce yoktu, gizlice aranıp bulundular, onlara gizli tanık dendi. Anlattılar… Rahip tutuklandı. 2 yıl geçti, yalan söyledik dediler. Onlar yalancı tanık oldu, rahip de çıktı. Gizli tanıklarla tutuklanmıştı, gizli tanıklar yalan söylemiş diye serbest kaldı. Ne yargı ama!!!”

GİZLİ TANIK UYGULAMASI REZALET!
Avukat Uğur Poyraz ise yalan beyanda bulunan gizli tanıkların yargılanması gerektiğini belirtti. Poyraz, “Rahip davasında ifade değiştiren tanıklar hakkında mahkeme işlem yapacak mı? Gizli tanık uygulaması ceza hukukumuzun en büyük rezaletidir. Bir gizli tanıkla bin kişinin hayatını karartmak mümkündür. İfade değiştiren tanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 272. maddesine göre dava açılmalı ve tutuklama kararı verilmesi gerekir.” ifadelerini kullandı.

YALANCI TANIKLIK SUÇTUR
CHP’nin avukat kökenli vekillerinden Mahmut Tanal da tepkisini şu paylaşımla dile getirdi: “Papaz Brunson’un davasında tanıklar ifadelerini değiştirdi. PKK’lılara yardım etti diyen tanık, ‘Brunson’u Tanımıyorum’ dedi. Darbeci Fetö’cüleri sakladı diyen tanık ifadesinin yanlış anlaşıldığını söyledi. Peki yalancı tanıklıktan dolayı mahkeme neden suç duyurusunda bulunmadı.”

İHTİYACA GÖRE GİZLİ TANIK AYARLANIYOR!
Avukat Fidel Okan, “Her ihtiyaca göre gizli tanık ayarlanıyor…” diyerek tepkisini dile getirdikten sonra, şu cümleleri paylaştı: “Bu gizli tanıklara nasıl güvenceler verildiyse kendilerini inkar bile ediyorlar. Komedi filmi devam ediyor…”

ADALET SİSTEMİMİZE ZARAR VERİYOR
Avukat Aslı kazan da ‘gizli tanıklık kurumu’nun adalet sistemine zarar verdiğini belirtti: “Gizli Tanıklık” hukuk sistemimize 5.1.2008 tarihinde yürürlük kazanan Tanık Koruma Kanunu ile girdi. Brunson davası, gizli tanıklığın adalet sistemimize verdiği hasarı bir kez daha gösterdi. Gizli tanıklık kaldırılmalıdır.”

BİNLERCE MAĞDUR VAR
Gazeteci Adem Yavuz Arslan ise bugün yaşanan mağduriyetlere dikkat çekti: “Bugünkü Brunson duruşmasında yaşanan ‘gizli tanık’ rezaletinin benzerleri her gün Cemaat ve 15 Temmuz davalarında yaşanıyor. Darbe toplantısına katıldım diyen mahkemede generali teşhis edemiyor, ‘mahrem imam’ diye ifade veren ‘imamı’ teşhis edemiyor vs. Havuz’un en popüler gizli tanığı Hüseyin Sarıçiçek ise dolandırıcılıktan tutuklandı. Konya’daki bir başka gizli tanık ise ‘Eşimi getirdiler, ifadeyi imzalamazsan ….’ diye tehdit ettiler. Ben söylediğim kişileri tanımıyorum’ dedi.”
kutu…

AİHM’İN KRİTERLERİNE UYLMALI

Hakim Ali Tatar, Ankara Barosu Dergisi’nde yer alan ve ‘gizli tanıklık kurumu’nu ayrıntılı olarak ele aldığı yazısında şu ifadeleri kullanıyor: “Ceza yargılamasında vazgeçilemeyecek esaslı delillerden birinin ‘tanık beyanı’ olduğu tartışmasızdır. ‘Tanıkla yüz yüze olma’ ilkesi ise adil yargılamanın vazgeçilmezidir. Bu temel yargılama ilkesini ihlal etmemek için, gizli tanık deliline gerekmedikçe ve ağır bir tehlike bulunmadıkça başvurulmamalı; kanun koyucunun iradesine aykırı olarak uygulama genişletilmemelidir. Mevcut yasal düzenleme tanığın gizli dinlenilmesine olanak tanıyorsa da, öncelikle tanığın aleni ortamda dinlenilmesi tercih edilmelidir. Zorunlu olarak gizli dinlenilmesi gerektiğinde ise, AİHM’nin kriterlerine uyulması, ülkemizin ileride tazminata mahkum edilmesini engelleyecektir.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin