İhraç hâkim Gülsüm Coşar genç yaşta sürgünde vefat etti

“Neden Hamza’nın ağlayanı yok, neden neden?” (Bu yorum ehl-i insafa yöneliktir, lütfen olmayanlar okumasın, onlara hitap etmemektedir)

Peygamberimiz, o şiddetli Uhud savaşı sonrası dönüşte, yakınlarına ağlayanları görüp, o geride kimsesi kalmamış bir ağlayanı bile olmayan Hz. Hamza aklına gelince “Neden Hamza’nın da ağlayanı yok” diye hüzünlenmiş, “Hamza için de ağlayın” diye buyurmuştu. Ogünden sonra ahlak olmuş, kimin bir yakını ölse, Hamza Hamza diye ağıtlarına ekler olmuşlardı.

Dün gece duydum Hakim Gülsüm Coşar’ın vefatını. Bağrı yanmış -zaten her habere canı yanan bir kısım vicdanlılar hariç- Gülsüm’ün yoktu bir ağlayanı. Ağlamayı bırak, kendini ait hissettiği insanların, gönüllülerin haber sitelerinin altında bile Ah Gülsüm, Ah Gülsüm” diye bir yorum yazanı bile yoktu. Zaten biliyoruz, bir kıpırtı bile yok o zevatta, o zevat ki Gülsüm’ün zulm neticesinde vefatını komşunun tavuğuna kış diyen ahlak bezirganlarınca kaale bile alınmadığını, vicdanlıyım diyen bazılarının dudaklarında, satırlarında, onu biliyorum da, ya bizler sizler, Eyy kendini Gülsüm’ün kardeşi görenlerrrr…. Bu satırlarım, zalime, hayduta, katile değil zaten demiştim başta, bu satırlarım vicdan ehli vicdana. Börtü böceğe “duyar kasan” ey ehli insaf, neden Gülsüm’ün bir ağlayanı yok burada, neden neden?

Hz. Hamza adil biriydi, bu adilliği ki, Efendimiz onun yeğeni olduğu için değil, yapılanın yanlış olduğuna inandığı için o Mekke’nin anlı şanlı müşriklerinin karşısına çıkartmıştı O’nu. Hz. Ömer’den sonra kime adalet timsali derseniz o Hamza’ydı derdim, o en öndeydi Bedir’de de. Adaletti o. Adaletin temsilcilerinin akıbeti hep aynı oluyor ey Hamza, bak Gülsüm bacının da bir ağlayanı yok, hatırasına bir nokta bile koyan yok. Peygamber değilim ki efendim Hamzam, hatırım geçse de “Neden ağlayanı yok Gülsümün, neden, bir yorum bir satır, bir nokta bile olsa konmuyor buraya, neden anısına birşey yok, nerdesin “ey İnsaf” iki satır yazacak şuraya diyeyim. Tanımam bu kadını. Tek bildiğim medyadan eşinin de hapishane de olduğu. Geriye bir sabinin 5 yaşında bir başına kaldığı. Ah Hamzam ah, keşke senin gibi kimsesi olmayaydı Gülsümün, 5 yaşında sabisi, bu haberi duyunca artık iyice zindana da sığmayacak eşi olmayaydı da, bende ağlamasaydım. Bu yorumu okuyan “İNSAF”lı arkadaş. Ben onu bilmem, sende ağlayacaksın, Gülsüm bacı için ağlanacak. Yok mu Hamza’nın da bir ağlayanı, neden onun için de ağlanmıyor diyen bir Peygamberin Ümmetiysen, yıkılıp giden bu ADALETe, Gülsüm’e sende ağlayacaksın. Sende birşeyler yazacaksın buraya birşeyler.

O sabi büyüdüğünde merak edince anasının hikayesini, ve hapisten elbet bir gün çıkacak kocası, içinde bu haberlere tıklarken elleri titrerken, o an orada olalım e arkadaş, o sabi büyüyünce desim ki, Anam öldü ama ne ağıtlar yakılmış Ona ozaman, ne Ah Gülsüm bacılar denilmiş. Yanında olamadık mecburiyetlerden ama manen hep yanındalarmış dostlar şükür ki desinler. Gülsüme de ağlanacak. Onu bunu bilmem. Gülsüm bacıya ağlanacak.

Son sözlerim o günahsız Sabiye…. biliyorum birgün muhakkak okuyacaksın bunları buradan. Annenle ilgili herşeyi ama herşeyi arıyacaksın, fotoğrafını, eşyasını belki kokusunu. Onların anısına, tüm diğer sevdiklerinin adına bu yazıyı da koy. Ey katledilmiş Adaletin çocuğu, bil ki “Adaletle karar veren hakim” cennettedir demiş Peygamberimiz. Senin annen sadece adaletle karar vermedi, adaletle karar verdiği için üstüne birde sürgün yedi, sürgün yetmedi katledildi. Keşke başını sıvazlayabilseydim senin, bağrıma basabilseydim şu an. Yalnız değilsin be sabim, duam hep seninle. Annem öldüğünde ne oldu aceba, millet derdin tasanın içindeydi o zamanlar, öyle zulümler olmuştu ki, insanlar artık yorulmuştu, derdine düşmüştü, annem tam da öyle bir zamanın ortasında öldü, bir yaz günü, güneşin tek başına mutluluk demek olduğu bu bulutlu yerde, az insanların neşelendiği bir zamanın tam ortasında öldü, birkaç satırla anılmış internet sitelerinde öylece kalınmış dersen, bil ki; öyle değil be sabim, öyle değil, beni alt üst etti, bu satırları yazarken eşlik etti göz yaşlarım, bu tarz satırları sevmem de, başka okuyanlar olur, ama bu bölüm seninle benim aramda, yıllar sonra okuyacaksın bunu biliyorum, Gülsüm Bacıyı tanımadan etmeden bir kardeşi olarak bu vefatı çok kişiyi yıktı be sabim, yıktı. Ben buna şahidim. Zaman izafi, rabbim sonsuz cennette tüm mazlumları, mağdurları Cemalullahla güldürsün. Ömrün hayırlı bereketli ve bol olsun Ey sabi. 2 Eylül 2021.

Dunyadaki rolunu oynadi ve gitti. Allah son nefesimizde pisman olmayacagimiz sekilde rolumuzu oynamayi nasip etsin.

Gülsüm Hanım’ la zor bir yolculuk da tanışmıştık çok asil ,naif,hanımefendi bir bayandı duruşu, konuşması önemli, dolu bir kişi olduğunu yansıtıyordu.Hasta olduğu haberını alınca çok üzüldük, çok dualar ettik Rabbim evladına,eşine ailesine bağışlasın dıye ama Rabbim O nu daha çok sevıyomuş.Bu kirli dünya için fazla temiz ve iyi birisiydi.Rabbim şehitler güruhuna dahil etsın. İçimizi çok yaktı.Keşke hiç tanımasaydım da bu kadar üzülmeseydik dedirtti. Dünyanın ne kadar boş ve anlamsız olduğunu bize ölümüyle de olsa hatırlattı. Allah ondan razı olsun.Evladının üzerine ne kadar çok titriyordu.Rabbim evladını annesıne babasına layık evlat eylesin. Ne mutlu o evlada ki böyle bir annenin evladı.Rabbim evladını salihlerden eylesin..Bizleride istikametten ayırmasın….😔😔

Allah rahmet eylesin….Rabbim Gülsüm kardeşimizi Peygamber Efendimize komşu eylesin. Coook uzulduk cok agladik icimizi cok yakti. Gurbet elde haberi aldik bir anda buz kesildik…. Rabbim sen yavrusunu muhafaza eyle. Eşine sabirlar ver………