Her şey tamam bir şansımız eksik!

YORUM | HASAN CÜCÜK

Türk futbolunun karakteristik özelliği saman alevi gibi yanıp sönen başarılarla tatmin olmasıdır. Aziz Yıldırım’ın ‘Galatasaray, UEFA Kupası’nı tesadüfen kazandı’ sözü ciddi eleştiri aldı ama Galatasaray’ın o dönemi için olmasa da haklılık payı vardı. İçimizde Türkiye’nin Rusya 2018’te olmamasını ‘hak ettik ama gidemedik’ diyen kaç kişi var? Sadece futbolda değil, sporun her alanında benzer durum söz konusu.

FIFA, dünya sıralamasında Türkiye 9 basamak birden düşerek 42. sıraya geriledi. Bundan daha doğal ne olabilir ki? Son 2-3 ayda oynadığımız 6 milli maçın sadece birinde sahadan galip ayrılıp, 4 yenilgi ve bir beraberlik almış bir ülkeden bahsediyoruz. Puan hesabı yaparsak, muhtemel 18 puandan sadece 4 puan toplamışız. 6 maçlık bir lig olsa kümeden düşen takım oluruz.  Tablo ortada olmasına karşılık Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, pembe bir tablo çiziyor. Çözüm makamında olanların gerçeğin üstünü örten demeçleri, işimizin ne denli zor olduğunu gösteriyor.

Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde grubunu lider bitirmeyi garantileyerek tarihi bir başarıya imza attı. Bu başarıda aslan payı elbette Şenol Güneş ve talebelerine ait. Ancak yönetimin hakkını da teslim etmek gerekiyor. Fikret Orman göreve geldiğinde iflasın eşiğinde bir takım teslim almıştı. Yıldırım Demirören, Beşiktaş’la adeta bir oyuncak gibi oynamış, kulübün kaynaklarını kurutmuştu. Orman ve ekibi sportif başarıdan önce kulübün gelir- gider dengesini kurdu. İlk sezonunda sadece bir kaç milyonluk transfer yaptı. Çünkü kulübün gücü ancak buna yetiyordu. Beşiktaş’tan bahsediyoruz. En eski kulübümüz olan. İstanbul’un 3 büyüğünden biri olan. Bir taraftan maddi durum düzelirken, stadın inşaatına başladı. Daha temeli yeni atılan stada sponsor bulup, milyonları kulüp kasasına koydu.

Geçmişteki hatalardan ders alarak kulübü Türk futbolunu en iyi tanıyan isim olan Şenol Güneş’e teslim etti. Oyuncu transferinde nokta atışı yaptılar. Son dönemde Beşiktaş özellikle yabancı oyuncu transferinde rakiplerine göre çok daha isabetli ve takıma katkı sağlayan isimleri kadrosuna kattı. Şenol Güneş sadece takımı yöneltmekle kalmadı, yıldızı sönme noktasına gelmiş isimleri yeniden parlattı.

Beşiktaş kurumsallaştı mı?

İşte Şampiyonlar Ligi’nde gelen grup liderliği Fikret Orman’ın göreve gelmesiyle başlayan sürecin meyvesi. Peki Beşiktaş kurumsallaştı mı? Örneğin Güneş ve Orman ayrılsa aynı başarı devam eder mi? Sadece Güneş ayrılsa devam eder mi? Buna evet diyecek kişi sayısı oldukça azdır. Yıldırım Demirörenvari bir ismin tekrar Beşiktaş’ın başına geçtiğini tasavvur edin, sonucu az çok kestirirsiniz.

Manzara ortadayken Spor bakanı hala tribünlere oynuyor. ‘Beşiktaş şanslı kura çekerse finale kadar gider’ diyor. Şampiyonlar Ligi’nde ikinci tura kalan takımların gücünü bilmediği gibi, şanslı kura ile şuana kadar hiçbir takımın finale kadar gelmediğini bilmeyecek kadar futboldan bihaber bir bakan oluyor. Bakana, göre Beşiktaş’ın topladığı 11 puanda şans olmalı. İlk kez bir Türk takımının Porto ve Monaco’yu deplasmanda yenmesi de şans olmalı. Beşiktaş bu yılın sinyalini geçen yıldan vermişti. Grupta oynadığı 6 maçın sadece birini kaybetmiş, 4 beraberlik ve bir galibiyetle Şampiyonlar Ligi’nde kolay lokma olmadığını ortaya koymuştu.

İtalya hesap soruyor, biz ise ‘bırak dağınık kalsın’ demeye devam ediyoruz

Rusya 2018’te olmamayı ‘İtalya da gidemedi’ diye basitlikte açıklıyor. İyi de İtalya 60 yılda ilk kez olmadı. Senin tarihinde iki kez katıldığın Dünya Kupası’nı, İtalya 4 kez kazanmış. İtalya başarısızlığın faturasını hemen keserken, sadece sportif kaybı değil maddi kaybı da dikkate alıp, bir sonraki turnuvanın önlemini şimdiden alıyor. Biz ise ‘Lucescu ile devam’ deyip, zaten şansa katılıyoruz, bırak dağınık kalsın demeye devam ediyoruz.

Galatasaray, 1988’de Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı final kadar gelirken, o takımın temelini 4 yıl önce ünlü Alman teknik adam Jupp Derwall atmıştı. Mustafa Denizli onun meyvesini topladı. Milli takım Euro 96 ve 2002 Dünya Kupası’na katılırken, temelini 1990-93 arasında Sepp Piontek atmıştı. Benzer durum Galatasaray içinde geçerli. Ümit milli takımının başında olan Fatih Terim zamanında birlikte oynayan oyuncular ilerde Galatasaray çatışında birleşince 1996-2000 arasındaki tarihi başarılar gelmişti. Euro 2008’te gelen yarı final yakalanan iyi jenerasyonun son dönemi olmuştu. Bakan Osman Aşkın Bak’ın şans yanımızda olursa dediği Euro 2016 öncesi karşımıza çıkmış. Olmazlar olmuş biz Fransa biletini direk almıştık. Şansla gelmiştik ama şansta bir yere kadardı. Grupta fiyasko yaşayıp 24 takımdan 16’sının kaldığı ikinci turu görmeden evimize dönmüştük.

Yaptığımız statlarla övünüyoruz ama stadın zemininin patates tarlasına dönmesine çare bulamıyoruz. Boş tribünlerin nedenini hiç sormuyoruz. Maçlara neden ailece gidilecek bir ortam olmadığını sorgulamıyoruz. Yabancı sayısını dilimize doluyoruz ama Avrupa’nın önde gelen liglerinde yabancı sayısı daha fazla olmasına rağmen neden milli takımlarının başarılı olduğunu es geçiyoruz. Devşirme sporcularla bireysel başarıları hedefliyoruz ama neden 80 milyondan doğru dürüst sporcu yetiştiremediğimizi sorgulamıyoruz. Doğal olarakta işimiz şansa kalıyor. Bakan Osman Aşkın Bak haklı Beşiktaş şanslı kura çekerse finale kadar gider. Zaten Real Madrid son iki yılda kupayı şansı sayesinde aldı!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin