Haydi buyur bağımsızlık!

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Merkez Bankası’nın 13 Eylül’de haftalık repo faizini yüzde 30’dan fazla artırarak yüzde 24’e nasıl çıkardığı şimdi daha iyi anlaşıldı.

23 Temmuz’da krize gözlerini yuman TCMB’den beklenmeyecek bir atiklik için “kanunun verdiği imtiyazı kullandı” sözü kifayet etmez.

ERDOĞAN’A RAĞMEN BÖYE BİR KARAR ALINABİLİR Mİ?

Malum, Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan tek başına yayımladığı kararnamelerle dilediği tasarrufta bulunabiliyor.

Hatta profesörlükte üç seneyi doldurma şartını değiştirip eski Milli Eğitim Bakanı Müsteşarı Yusuf Tekin’i evvela profesörlüğe, akabinde rektörlüğe terfi ettirebiliyor.

Onun müsaade etmediği bir karara TCMB de olsa imza atamaz.

2001 krizinde Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) “Merkez Bankası’nın siyasetten bağımsız karar alması” şartıyla borç vermesi Erdoğan’ın meselesi değil.

Ne de olsa IMF’ye 5 milyar dolar veya euro borç verecek kadar zenginliğe gark oldu memleket!

TCMB’NİN BAĞIMSIZLIĞI ERDOĞAN’IN SABRI KADAR

Erdoğan, TCMB’nin faizi kuvvetli bir şekilde artırmasını “bağımsızlık” şeklinde tevil edenlerin hevesini kursaklarında bıraktı. Adeta, “Kendi kendinize gelin güvey olmayın.” mesajı verdi.

Faiz artışına dair, “Merkez Bankası faiz artırımını oldukça yüksek gerçekleştirildi. Haydi buyur bağımsızlık. Bağımsızlığın neticesini göreceğiz. Şu an şahsen sabır safhamdır.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan bir söz sarfediyorsa akabinde atacağa adımın ne olacağını ilan eden bir siyasetçi. Sürprizlerden ziyade mikrofon diplomasisini tercih ediyor.

Stratejisini önden istim yükleme üzerine tesis ediyor.

BİRAZ BEKLEYECEK, EKONOMİ DÜZELDİ DÜZELDİ, YOKSA…

Yukarıda iktibas ettiğim cümleler tevile ihtiyaç duyulmayacak kadar berrak.

Erdoğan faiz artışına bir şekilde ikna edildi. Rivayet o ki borç para bulmak üzere Avrupa turuna çıkan damadı Berat Albayrak kendisini ikna etti.

Erdoğan tek şartla kabul etti. “Hadi bakalım. Senelerdir aynı nakaratı tekrar ediyorsunuz. Son defa sizin dediğiniz gibi olsun.” şerhi ile faizin artırılmasına razı oldu.

Beyanları ile taban tabana zıt bir karar alınmasının siyasi maliyeti de var elbette. Kendisine yakın işadamlarının (MÜSİAD) şaşkınlığını gidermek için fazla beklemedi.

İki gün evvel, “Buyur bağımızlık!” dedi. Yine herkese açık mesaj verdi.

Biraz bekleyecek, akabinde kendi bildiğini okuyacak.

TCMB’Yİ KENDİNE BAĞLARSA ŞAŞIRMAM

Erdoğan’ın ne kadar bekleyeceğini bir Allah bir de kendisi biliyor. Sabrının tükenme safhasını en yakınındakiler bile tahmin edemez.

Dolar ve euro mevcut seviyelerde kalırsa Erdoğan’ın sabır taşı günden güne çatlayacak. Nitekim mahalli idareler seçimleri var ufukta. Kurlardaki artış milletin canını yakıyor. Zam tsunamisi devam ediyor.

Oysa Erdoğan hep bol kepçe harcamalı. Paraya boğmalı müteahhitleri. Mamafih kömür bile dağıtamayabilir bu seçimden evvel. Kasa bomboş.

Delikleri tıkamak için alınan kararların zerre kadar tesiri olmuyor. İflas dalgası kıyılarımıza daha fazla işsiz bırakıyor.

DÖVİZ MUKAVELESİ YASAKLANDI DA NE OLDU?

Dövizle kira mukavelesi yasaklandı, Hazine garantili köprü-otoyol ve havalimanları hariç!Döviz borcu olan mülk sahipleri, işletmeciler mecburen günlük kur üzerinden tahsilata geçti.

Ekonomi öyle bardakta durduğu gibi durmaz. Civa gibidir.

Kâğıt üzerindeki yasak listesinin pratikte ne gibi yan tesirleri olacağını da hesaba katmak mecburiyetindesiniz.

Siz misiniz dövizi yasaklayan? Bazı alışveriş merkezleri 12 aylık kontratları 9 euro üzerinden TL’ye çevirdi. Bazı mukaveleler 3 ayda bir değiştirilecek.

Mevcut kur üzerinden kira bedelleri TL’ye çevrildi çevrilmesine de kiracılara, “Yıl sonunda Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranları üzerinden yeniden fiyat güncellemesi yapılacaktır.” bilgisi verildi.

YATIRIMCI, TÜRKİYE EKONOMİSİNE İTİMAT ETMİYOR

Yatırım dahisi Mark Mobius, Türkiye için, “Arjantin’de faiz artırdı. Yatırımcının güvenini geri kazanmadan tek başına faiz artışı etkili olmuyor.” ikazında bulundu.

Mobius yatırımcı derken yerli-yabancı farkı gözetmedi.

Yatırımcının itimadını kazanmanın yolu belli. Nasıl kaybedildi ise aynı yoldan rücu ederek geri kazanılacak itimat. Mevcut şartlarda mümkün mü? Maalesef mümkün değil.

Hukuk devleti ikame edildiğinde Türkiye’yi aile şirketi gibi idare etmek mümkün olabilir mi?

Muhalefet, medya ve diğer denetim mekanizmaları dimdik ayakta olsa krizin ortasında Katar’dan 500 milyon sterlin mukabili Boeing 747-8/“uçan saray” satın alınabilir mi?

Hasıl-ı kelam Erdoğan’ın tasavvur ettiği rejimde ne bağımsız Merkez Bankası ne de hesap verme mükellefiyeti var.

Yakında sabrın son safhasına gelecek. Onun için bugünler iyi günlerimiz…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin