Harç bitti, yapı paydos

Türkiye, Almanya’nın 12 katı faizle borç bulabiliyor

HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ

Hükûmetin “iflas erteleme” kavramı kullanılmasın, işler iyi gitmese bile “iflas” kelimesi telaffuz edilmesin diye ihdas ettiği “konkordato” irili ufaklı şirketler için son liman olarak görülüyor.

Vatandaşın anlamını bilmesi bir tarafa doğru telaffuz etmesi bile imkânsız bir kelime olsa da konkordato, piyasadaki krize dair hayli fikir veriyor.

KONKORDATO NEDİR?

Beyaz et devi Keskinoğlu’ndan ayakkabıcı Hotiç’e kadar binlerce firma son bir umutla mahkemelere müracaat ediyor. Mahkeme müracaatı haklı bulursa 1, 3 yahut 6 ay gibi sürelerde geçici mühlet tanıyor.

Alacaklıların haciz işlemleri bu safhada durduruluyor ve şirketi konkordato komiserleri denilen kayyımlar idare ediyor.

Mühlet dolduğunda şirket toparlanacak gibi olmuşsa ilave mühlet tanınıyor. En fazla 1 sene içinde mahkeme kayyımların raporlarına istinaden karar veriyor. Ya iflas ya da konkordatodan çıkış…

En yakın misal Fleetcorp. Ağustosta taşıt kiralama şirketi Fleetcorp için verilen mühlet kasımda doldu ve mahmeme, yöneticileri kayıplara karışan şirket için uzatmaları oynatmaya lüzum görmedi.

Şirketin iflasına hükmedildi. Fleetcorp 1,5 milyar TL borcu ile şirketler mezarlığına defnedilecek.

ALACAKLILARIN MAĞDURİYETİ KATLANIYOR

Konkordato borçluya zaman kazandırırken alacaklı banka ya da şirketlerin riskini artırıyor. Domino tesiri ile malî yapısı kuvvetli şirketler bile zarar görebilir.

Hazine 8 sene vadeli euro tahvili ihraç etti. İhalede faiz yüzde 5,25’e yükseldi. Borçlanma maliyeti 1 yıl öncesine göre yüzde 55 arttı.

Mahkemelerden karar çıkarma garantisi veren hukuk bürolarından bahsediliyor. Rakamlar havada uçuşuyor. 200-300 bin TL masrafı göze alanlar bir müddet mahkeme zırhına bürünebiliyor.

Piyasa şartlarından mütevellit darboğaza girmiş ve biraz destek verilmesi halinde ayağa kalkabilecek şirketler müstesna, bazı fırsatçılar konkordato müessesesini istismar ediyor.

Fleetcorp’ta muhatap bile kalmadı. Şirketin içi boşaltıldı. Anadoluda onlarca küçük bayi avukat ordusu ile çalışan banka ve büyük otomotiv firmalarından kalan kırıntılara razı olacak. O da kırıntı kalırsa…

Ağustosta karar veren mahkeme bilerek ya da bilmeyerek alacaklıların mağduriyetine mağduriyet ilave etti.

15 MİLYAR TL BORÇ TAHSİL EDİLEMİYOR

Şu ana kadar 15 milyar TL borcun “konkordato” sebebiyle tahsil edilemediği belirtiliyor ki bahse konu tutar sene sonuna kadar ikiye katlanabilir.

30 milyar TL’nin içinde on binlerce şirketin alacağı var. Kimi ekmek satmış parasını alamamış, kimi ofisi boyamış işçilik ve malzeme parasını cebinden ödemiş… Şimdi alacağını isteseler de konkordatoya takılıyorlar.

100 bin TL konut kredisi için İş Bankası senelik yüzde 33,5 faiz alıyor.

Üç-beş gün pastırma sıcaklarını görünce zemherinin kapıya dayandığını unutuveren iktidarın beyanları krizi içinden çıkılmaz hale getirdi. Görünen köy klavuz istemez, 2019 da “kayıp sene” olarak tarihe geçecek.

MOODY’S: TÜRKİYE SERT KÜÇÜLECEK

Masallar, destanlar ve “Diriliş Ertuğrul” dizileri ile şahlandığımızı zannetsek de işin aslı öyle değil. Yatırımcıların akıl hocası Moody’s hem dünya ekonomisine hem de Türkiye’ye dair ciddi ikazlarda bulundu.

“Küresel Makro Görünüm: 2019-2020” başlıklı raporda Türkiye’nin haricî şoklara karşı hassas ve kırılgan olmaya devam ettiği vurgulanıyor.

Moody’s Türkiye ve Arjantin’in maruz kalacağı yeni krizi, “sert küçülme” şeklinde diplomatik bir lisanla ifade etti.

2018’in ilk 6 ayında yüzde 6,2 büyüyen Türkiye ekonomisinin seneyi yüzde 1,5 büyüme ile kapatabileceğini kaydeden Moody’s’e göre Türkiye 2019’da yüzde 2 daralacak.

Bu da demek oluyor ki Türkiye 2018 3’üncü çeyrekten itibaren resesyona (durgunluğa) girdi. 2019’un ilk yarısını da içine alacak bir daralmaya maruz kalacak ekonomi.

Esasında kapasite kullanım oranları, dayanıklı mamül, taşıt ve konut satışlarındaki sert düşüşler ekonomide “eksiye” geçildiğini gösteriyor.

TÜRKİYE, ALMANYA’NIN 12 KATI FAİZLE BORÇLANIYOR

Hükûmete sorsanız muhteşem bir toparlanma ve dengelenme var. Hazine 8 Kasım’da ABD, İngiltere ve Almanya başta olmak üzere yabancı piyasalardan 1,5 milyar euro borçlandı.

Geçen sene yüzde 11 seviyesine gerileyen Hazine’nin 2 senelik tahvil faizi eylül sonunda yüzde 28’in eşiğinden döndü.

8 sene vadeli euro tahvilin (eurobond) faizi yüzde 5,25. Oysa 10 yıllık tahvil için Almanya sadece yüzde 0,45 faiz ödüyor.

Her sene 40 milyar bütçe fazlası veren, cari fazlası 200 milyar euroyu bulan dünyanın 4’üncü büyük ekonomisine nazaran 12 kat daha maliyetli bir borçlanmayı bile “muhteşem” diye takdim edebilen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı pusula olarak kabul edenler pastırma yazının keyfini sürebilir.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı kontenjanından Hazine’nin başına geçen Albayrak’a hatırlatayım: Türkiye geçen sene aynı vadede borcu yüzde 3,3 faiz ödeyerek alabiliyordu.

O gün iktidarda yine kendileri vardı. Sadece şu an oturduğu koltukta Mehmet Şimşek vardı.

Hazine’nin maliyetinin bir senede yüzde 55 artmasının sebepleri uzakta değil. Ahval-i umumî, “Ayinesi iştir kişinin söze bakılmaz.” sözünü hatırlatıyor.

İSTANBUL FİNANS MERKEZİNDE İNŞAAT DURDU

“İstanbul’u finans merkezi yapacağız.” diye yola çıkanlar daha binaların inşaatını bile bitiremeden havlu attı.

16 senede binaları bile bitmeyen bir merkezin dünyanın finans merkezine dönüşme ihtimali var mı? Projenin ilk günden itibaren birilerine rant sağlamaktan başka bir mahiyeti yoktu ki!

İhaleyi Ali Ağaoğlu kazanmıştı. Şantiyeyi kapatan Ağaoğlu, “Diğer firmalar hızıma yetişemedi. Ben de inşaatı durdurdum.” fıkrasını anlattı herkese.

Hikâyeyi duyan bastı kahkahayı. Nasıl olsa kamu bankaları var. Üstelik Emlak Konut müflis müteahhitleri kurtaracak.

Ağaoğlu anlatsın hep beraber gülelim.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin