Gülen: Soru çalmak haramdır; tasvip edilemez

YORUM | EKREM DUMANLI

Malum olduğu üzere son günlerde soru çalma diye bilinen bir adli vakanın tartışmalarına şahit olduk. Bu tartışma yaşanırken bazı gerçekler unutuldu, bazıları çarpıtıldı, bazıları ihmal edildi…

Mesela KPSS ile ilgili ilk iddialar ortaya atıldığında iktidarın sınava nasıl kol kanat gerdiği, olayın araştırılmasını nasıl engellediği unutuldu.

İlk soruşturma yapıldığında ortaya çıkan isimlerin AKP ve MHP yönetimlerine kadar gidip nasıl dayandığı ihmal edildi. Muhalefetin 7 kez KPSS araştırılsın teklifinin her defasında AKP oylarıyla reddedildiği unutuldu.

Yine unutuldu ki Hizmet Hareketi’nin resmî kurumları soru çalma meselesi ilk gündeme geldiğinde bir deklarasyon yayınladı, “olayın ucu nereye dayanırsa dayansın” araştırılması gerektiğini resmen ifade etti.

 

YouTube kanalı aracılığıyla “Bu vahim bir iddiadır, kim olursa olsun hırsızlık yapanın Allah belasını versin. Asla hırsızlık hoş görülemez” gibi açıklamalar da duymazdan gelindi.

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Her neyse…

Bütün bu tartışmaları uzayıp giderken uzun ve yorucu bir yolu kat ederek Fethullah Gülen Hocaefendi’yi ziyaret ettim.

Yorgundu, hastaydı. Konuşacak, tartışacak mecali yoktu. Bazılarının sabahtan akşama kadar bu konuyu tartıştığını da olur olmaz laflar edildiğini de bazı insaf ve vicdan sahibi kişilerin en üst seviyede bu iddialara bir cevap aradığını da bilmiyordu. Dolayısıyla durumu çok kısa bir sürede özetlemek zorunda kaldım. Soru çalma iddialarının yeniden alevlendiğini söyledim.

“Maalesef bu işi de bizim üzerimize yıkmışlardı zaten” dedi. Ben konunun yeniden gündeme geldiğini, insanların kafalarında soru işaretlerinin belirdiğini, vicdan ve insaf sahibi insanların bile kafalarının karıştığını ve kendisinden bu konuda bir açıklama beklendiğini ifade ettim.

İlk tepkisi “böyle bir suçlama karşısında duruşumuz belli değil mi ki?” şeklinde oldu.
Haksız da sayılmazdı.

Hiçbir zaman hizmet hareketi hırsızlıktan, yolsuzluktan yana tavır almamıştı; alamazdı da. Haksızlığın ve adaletsizliğin ‘bizcesi, sizcesi’ olamazdı! Hırsız her zaman hırsız değil miydi? Birisi yanlış yapmış ise o hatayı yapanlar “bizim arkadaşımız” diye korunabilir miydi!

Yine de bir açıklama yapmak gerekiyor. “Sınav sorularının çalınması konusunda temel yaklaşımınız nedir?” diye sordum.

Hocaefendi, “Bir kere şunu çok net bir şekilde ifade etmek lazım.” dedi ve ekledi: “Hırsızlık asla ve kata caiz değildir, bunu kimse tecviz edemez. Günahtır asla tasvip edilemez, buna mazeret uydurulamaz. Bu mevzuda kendi kendine tevil yapan olmuşsa vahim bir hata yapmıştır. Ben böyle bir günahı asla tasvip etmem. Zaten bir sınav sorusunun çalınması o imtihana giren başka insanların hukukuna da tecavüzdür.”

Evet; sağlığının müsaade ettiği ölçüde yaptığımız çok kısa görüşmemizde, Fethullah Gülen Hocaefendi bu gerçeklerin çerçevesini çizdi. Kim nasıl yorumlarsa yorumlasın, Hocaefendi’nin meseleye yaklaşımı aşikâr.
Hukukta beyan esastır. Sağdan soldan derlenmiş, yarım yamalak duyumlarla desteklenmiş iddialara pek çok cevap verildi, veriliyor; Gülen’in açıklaması ise temel duruşu işaretliyor.


Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, 30 Mart 2015’te yaptığı basın toplantısında şunlar söylemişti:

Yolsuzluk ve hırsızlıklar günlük hayatımızın bir parçası haline geliyor. Oysaki hırsızlığın hiçbir çeşidi kabul edilemez. Sınav sorularının çalınması dahil. Ortada bir suç şüphesi varsa, bunun üzerine elbette gidilmeli. Ancak iddia edilen suç üzerinden tam 5 yıl sonra, ‘proje mahkemeler’ etrafında oluşturulan KPSS soruşturmaları, talimatla başlayıp talimatla yürüyen bir süreç izlenimi bizde ağır basmaktadır. Biz, KPSS tartışmaları etrafında Hizmet Hareketi’ne karşı üretilen bu son iddiaları, birkaç yıl evvel ‘…bir savcı üç polisle cemaati terör örgütü ve çete kapsamına sokar bitiririz…’ şeklinde ifade edilen kumpasçı zihniyetin yeni bir uygulaması olarak değerlendiriyoruz.

Ortada bir suç varsa, bu delilleriyle ispat edilmeli ve ‘bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından’ yargılanmalıdır. Ama KPSS iddialarının, VIP torpil tartışmalarının hemen akabinde gelmesinin zamanlaması manidar. Beş yıl önce aynı sınavla ilgili olarak PKK’yı suçlayan hükümet ne olmuş da bugün Hizmet’i suçlamaya başlamıştır?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

16 YORUMLAR

  1. SA, oncelikle bu konuyu gundeme alip degerlendirdiginiz icin tesekkur ederim. Yazinizi okudum, icerikte bu konuyla alakali olarak Hocaefendi hakkinda suphesi olan arkadaslarin suphelerini net bir sekilde giderecek kisimlar var. Fakat, bu yazi cemaat icinde sevilen sayilan bir kisinin son zamanda tekrardan populer olan iddialara cemaat adina cevap vermesi acisindan ele alindiginda bir cok soruyu cevapsiz birakiyor. Hocaefendi’nin boyle bir ise cevaz vermeyecegi zaten bir cok arkadas tarafindan malum. Bu olayi kinamak herkesin yaptigi birsey, kimse soru calmanin helal oldugunu soylemiyor ki. Asil soru, cemaat bu soru calma isine girisen kisilere kendi icinde bir yaptirim uyguladi mi? Dedi mi ki? Siz, ey bu cirkin ise bulasan arkadaslar, ALLAH rizasindan baska gayesi olmadigini yillardir soyledigimiz bu cemaate karsi en buyuk sucu islediniz. Lutfen bu konuya cevap verecekseniz baskasinin ne yaptigindan bahsetmeden, ALLAH rizasi icin, delikanli gibi biz bu konuyu arastirdik (veya arastiriyoruz) ve sunlari ogrendik ve su sonuclara vardik deyin. AFSV gibi de yapmayin. Ben hala diger malum konu hakkinda sonuclarini kamuoyuna ne zaman aciklayacaklarini bekliyorum.
    Yine de emegi gecen herkese tesekkur ederim.
    NOT: Hocaefendi’nin saglik durumu hakkinda bilgi verdiginiz icin de tesekkur ederim. InsAllah en kisa zamanda sifa bulur. ALLAH’a emanet olun.

  2. O halde bizzat soruyu verenle de tanışmış birisi olarak, hatta bir yerlerde “Şartlar öyle gerektiriyordu yaptık, bugün olsa yine yaparız” diyen “abi(!)” ve “abla(!)”ları da ikinci ağızdan duymuş birisi olarak ( bizzat yanlarında olduğum bir sırada bu lafı söylemiş olsalardı olacakları hayal dahi edemiyorum!) rica ediyorum bu isimler deşifre edilsin ve bu şahısların yaptığı bu çirkin işlerle hizmetimizin asla ilgisi yoktur densin. Zira bunlar net bir şekilde yapılmış. Belki AkP den ve diğer hırsızlardan çok daha az olmuş olabilir. Ama olmuş. Buna cevaz veren kimseler ya mertçe çıkıp özür dilesin ve aşağılanmaya razı olsun( girdikleri hakların bedelini bir miktar bu dünyada öderler belki). Ya da bu kadar yiğit değiller ise (nedense sanmıyorum olduklarını, pişmanlık göstermekten bile aciz çoğu), itiraf adı altında konuşan isimler bu “emri veren(!)” kimseleri deşifre etsinler. Yüzlerine gıyaben de olsa tükürelim, tükürelim ki bir daha asla hiç kimse tertemiz hizmet davası adına, milyonlarca masum insana leke sürülmesine beden olacak böyle aşağılık bir günahı işlemeye cesaret edemesin. Tükürelim ki, bu günleri sorgulayan gençlere içimizdeki bu sinsi varlıklarla hesaplaştığımızı söyleyebilelim. Aksi halde Hocaefendi’nin bu açıklamasını bile bilmem neresiyle tevil edip saçma sağan işler yapan bi basiretsiz ahmak yine çıkacaktır. Bu ahmaklarla hesaplşmak zorundayız.

    • Ali Imran 167’ci ayetin ilk cumlesinde oyle diyor, AK ile KARA’nin ortaya cikmasi lazimdi, ki ciktida , hala cikiyor ve cikmaya devam edecek de. Son basyazi da oyle diyor, AK-KARA bir ortaya ciksin da hele… Ic hesaplasma kaosu getirir. Alim Imran 165, `Bu nereden basimiza geldi dediniz oyle mi? De ki: musibet kendinizdendir.’ Ayet 159’da: ‘Allahin rahmeti sayesinde sen onlara yumusak davrandin, eger kaba ve kati yurekli olsaydin, onlar senin etrafindan dagilir giderlerdi. Artik sen onlari affet. Onlar icin bagislanma dile. Is konusunda onlarla musavere et.’ Demek ki, bagislanma ile bu kisilerin kazinilmasi mumkun olacak. Artik hesaplarini Allah’a verecekler, uzulmeyin tasalanmayin.

  3. Sayın dumanlı: Selamlar.. Söylemek istediğiniz, Bakan ve gazeteci leri, bir kâğıda yazın, ölümlü dünyada bir vasiyet olarak kalsın, bir yakınınınz sonra açıklasın. Bence çok önemli..

  4. Guzel.bit yazi ancak A.Donmez’in yazısında soru aşırma işine karışan hizmet hareketi mensuplarının olduğu da bir gerçek.

    Bir sonraki adım da Hareket kendi araştırmasını yapip bu işe mensuplarının neden karıştıklaríni öğrenerek, bir daha olmaması için hangi tedbirleri aldıklarını ve varsa sorumluların kimler olduğunu ve nasil cezalandırıldıklarını açıklayabilir mi lütfen?

    • Boyle bir arastirma olmayacak, hic bir zaman. Kaliforniyadaki abi oto olayi da kapatilip gecilecek, zaten. Batan battigi ile kalacak. Ancak, ilahi adaletten kimse kacamayacak, zavallilar, kendilerini akilli zannedenler icin ayet cok acik ‘Kim âhiret kazancını isterse, Biz onun kazancını arttırırız. Dünya kazancını isteyene de ondan veririz; fakat onun âhirette bir nasibi olmaz. (42/20)’

  5. Hizmeti benimsememis anlayamamis insanlarin cemaati suclamasini anormal bulmuyorum. Ekrem Bey iyi bir gazeteci, hala bu insanlari ikna edebilecegini dusunmesi onun yuksek karakterinden kaynaklaniyor.

  6. Hiç yazmam etmem sosyal hesaplarda ilk defa yazıyorum denebilir uzun yıllar sonra.
    1. Ekrem Dumanlı ve diğerleri artık Hocaefendiyi olur olmaz her alevlenen konu ile açıklama yapmak zorunda bırakmayın. Rahat bırakın bu insanı yorduğunuz yeter. Onca heyet var onlar açıklama yapsın. Sanki yaptığı açıklama söyledikleri şeyler yeni mi? Hocaefendinin cevaplamadığı soru kalmamıştır tembellik yapmadan araştırıp okuyup çok gerekli ise yazın. Birde marifetmiş gibi çok rahatsızdı falan denmiş. O yüzden rahat bırakın diyorum. Artık bu tip şeyleri öyle yapmak istemesenizde HE yi istismar olarak görüyorum.
    2. HE nin hukuki açıklama sorumluluğu yok, çıksın kim yapması gerekiyor ise resmi makamlar yazsın.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin