Fransa, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandığa gidiyor

ENSAR NUR | STRAZBURG TR724 

Fransa 10 Nisan Pazar günü düzenlenecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turuna hazırlanıyor. Kovid-19 ve Ukrayna krizlerinin gölgesinde kalan sönük bir kampanya döneminin ardından Fransız halkı önümüzdeki 5 yıl için kendilerini kimin yöneteceğine karar verecek.

Son anketlere göre Emmanuel Macron ve Marine Le Pen’in ikinci tura kalması bekleniyor. En yüksek oyu alan iki aday arasında geçecek olan ikinci tur 24 Nisan’da yapılacak.

Anketlerde Macron zirvede, Marine Le Pen ve Mélanchon takipte

Kamuoyu yoklamalarına göre, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yarışı zirvede götürürken, aşırı sağcı aday Marine Le Pen de ciddi bir yükseliş yakaladı ve Macron ile aradaki makası kapatmaya başladı. Çıkış yapan bir diğer isim ise aşırı sol aday Jean-Luc Mélanchon. Seçimlere yaklaştıkça anketlerde yükselen Mélanchon’a destek artıyor.

Cumhurbaşkanı Macron’a oy vermeyi düşünen seçmenlerde artış olduğu gözleniyor. Özelikle Ukrayna krizinin Macron’a olan desteği artırdığı düşünülüyor. Macron, Ukrayna krizinden sonra yapılan anketlerde ilk defa 30 puanı görmeyi başardı.

Rassemblement National partisi lideri Le Pen de çalkantılı geçen bir kaç ayın ardından ikinci sıradaki yerini sağlamlaştırmayı başardı. Aşırı sağcı Eric Zemmour ve merkez sağdan Valérie Pécresse’in adaylıklarını açıklamaları bir süre için Le Pen’in oylarında düşüşe neden oldu. Ancak, seçimler yaklaştıkça seçmenler yeniden Le Pen’e dönmeyi tercih etti.

Eski gazeteci ve televizyon programlarının vazgeçilmez ismi olan islamofobik Zemmour’un göçmen karşıtı ve milli kimlik vurgusu üzerine kurulu söylemlerini Cumhurbaşkanlığına taşıma hamlesi en başta aşırı sağda büyük bir heyecan uyandırsa da, Zemmour dalgası haftalar geçtikçe ivmesini kaybetti. Zemmour’un gerçekçi ve bütüncül bir programa sahip olmaması ve Ukrayna’dan gelen mültecilere karşı tavrı da niyet oylarının azalmasında etkili olmuş gibi görünüyor. Şubat ayında 15 puanı görmeyi başaran Zemmour, son anketlere göre 10 puan civarında tutunuyor.

Yükselişe geçen diğer isim ise aşırı solcu ve popülist aday Mélanchon. Emeklilik yaşını 62’den 60’a çekmeyi vaat eden Mélanchon, daha çok alt sınıflara hitap ediyor. Özellikle son zamanlarda artan enflasyonla birlikte alım gücünün düşmesi, ciddi bir programa sahip olan Mélanchon’u seçimler yaklaştıkça anketlerde yükseltiyor. Şubat ayında 9 puan civarında seyreden solcu aday, son ankette 16 puana ulaştı. Mélanchon 2017 seçimlerinde yüzde 19,58 oranında oy almayı başarmıştı.

İkinci tura kalmasına garanti gözüyle bakılan iki aday Macron ve Le Pen arasındaki makas kapanıyor. 2017 yılındaki seçimlerin ikinci turunda yüzde 66’ya karşı 34 ile Macron büyük bir zafer kazanmıştı. Ancak bu sefer isler 2017’deki gibi kolay olmayacak. Anketlerde Macron ve Le Pen arasındaki fark 6 puana inmiş gözüküyor. Niyet oylarına göre, Macron’un seçimleri yüzde 53’e karşı 47 ile kazanacağı öngörülüyor. Her ne kadar medyada Macron’un zaferine garanti gözüyle bakılsa da Marine Le Pen’in sürpriz yapma ihtimali bulunuyor.

12 adaydan 8’i NATO karşıtı

Cumhurbaşkanlığı seçimleri birinci turunda yarışacak 12 adaydan 8’i NATO karşıtı. Macron, Pécresse, Jadot ve Hidalgo NATO’da kalmak gerektiğini açıkça ifade ederken diğer adaylar Fransa’nın NATO’dan çıkması gerektiğini savunuyor. Son anketlerde ilk 4 sırada yer alan adaylardan sadece Macron NATO ve AB yanlısı olarak dikkat çekiyor.

Kamuoyu yoklamaları Fransız seçmenlerin kabaca yarısının cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda aşırı sağ veya aşırı sol adaylara oy vereceğini gösteriyor. Bu da ülkedeki küreselleşme ve Avrupa Birliği karşıtlığını gözler önüne seriyor.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un beklendiği gibi yeniden seçilmesi, Paris’in Avrupa Birliği’ni sanayi, enerji ve savunma konularında daha bağımsız hale getirme yönündeki sürekli adımlarının devam edeceği anlamına geliyor. Özellikle kıta güvenliği konusunda Macron’un AB’yi koordine etmesi ve NATO’nun etkinliğinin artırılması için aktif bir rol oynaması bekleniyor.

Milliyetçi veya aşırı sol bir cumhurbaşkanın seçilmesi Fransa’nın hemen Avrupa Birliği’nden çıkmasıyla sonuçlanmasa da, bloğun geleceği hakkında mali istikrarsızlığı tetikleyebilecek ve AB iç birliğini ve dış politikasını zayıflatabilecek soruları gündeme getirebilir. AB kurumları ve hükümetleri ile işbirliği yapmak istemeyen daha Avrupa şüphecisi bir Fransa, bloğun küresel meseleler üzerindeki etkisini zayıflatacak ve ABD, Çin ve Rusya gibi AB dışı aktörlerin daha fazla müdahalesine kapı açacak tutarsız bir AB dış politikasıyla da sonuçlanabilir.

Seçilen Cumhurbaşkanını zor bir görev bekliyor

Kim kazanırsa kazansın, bir sonraki Fransız cumhurbaşkanı, siyasi olarak bölünmüş ve yaşam maliyeti, küreselleşme gibi sürekli bir toplumsal huzursuzluk ve iç çatışma riski yaratan konularda giderek daha fazla endişelenen bir ülkeyi devralacak.

Kamuoyu yoklamaları, önemli sayıda Fransız seçmenin, devam eden tedarik zinciri darboğazlarının ve enerji krizinin daha da kötüleştirdiği bir durum olan artan yaşam maliyetinden endişe duyduğunu gösteriyor.

Anketler ayrıca seçmenlerin Fransa’nın geniş sağlık sisteminin ve cömert emeklilik sisteminin geleceği konusunda endişeli olduğunu gösteriyor.

Son olarak, aşırı sağ adayların popülaritesi, Fransız seçmeninin önemli bir bölümünün göç ve bunun Fransa ekonomisi ve kimliği üzerindeki etkisi konusunda endişeli olduğunu gösteriyor.

Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kimin kazandığına bakılmaksızın tüm bu sorunlar devam edecek gibi görünüyor. Artan toplumsal huzursuzluk, grevler, protestolar ve bazen de ırkçı şiddet eylemleri için uygun bir zemin yaratabilir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin