FOX’un Maske’si, Atv’nin Esra Erol’u ve Erdoğan’ın reytingi

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Atv’de Esra Erol’un programında verilen ahlak dersi mi, ahlaksızlık sergilemesi mi? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yayınladığı “milli manevi değerler” genelgesi ne için çıktı? Erdoğan’ın reytingde ilk 10’a girememesi ne anlama geliyor? Hayli enteresan gelişmeler var.

Her iktidar için çıkış dönemleri olduğu gibi, gerilediği zamanlar da olur. Bu kaçınılmaz. Ancak, dünyada yaşanan siyasi gelişmeleri tarihsel çizgi içinde izleyenler, kendilerini devletle bütünleştirenlerin ve kendisinin aslında devlet olduğunu sanan iktidarların çöküşleri çok dramatik olduğunu iyi bilirler.

Geçmişte Tayyip Erdoğan’ın çıktığı televizyon programları içeriği ne olursa olsun hep ilk 3 arasında, çoğu zaman da zirvede yer alırdı. O zaman muhalif kanallar bile reyting almak için Erdoğan’ın konu edildiği programlara yer verirlerdi. Bazen bunları yayın ilke ve tekniğine ters bir şekilde yapmayı bile göze alırlardı.

Tayyip Erdoğan, 26 Ocak Çarşamba günü Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti Genel Başkanlığı şapkalarını takıp Star TV ve NTV’nin ortak canlı yayınına çıktı. Sorulan, sorulmayan pek çok konuya ilişkin görüşlerini dillendirdi.

Neler yoktu ki, Sezen Aksu’ya camide söylediği sözlere getirdiği yorumdan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik saldırılarından, TL’nin dolara bağlanmasıyla yaşanan gelişmelere kadar pek çok şey vardı.

Hepsi vardı ama bir şey yoktu: Reyting.

Oysa Erdoğan, siyasete atıldığından bu yana, paradan sonra en çok dikkat ettiği şey kamuoyu anketleri ve televizyonların izlenmelerini gösteren reyting sonuçlarıydı. NTV ve Star ilk 10 sıralamasında yoktu. Haydi NTV haber kanalı diyelim. Onun olmaması normal. Erdoğan’ın katıldığı program sıralamada “Top 10” denilen, uğruna kıyametlerin koptuğu bölümde yer almadı.

Peki günler öncesinden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Star TV ile el ele verip tanıtım için her yola başvurulan program nasıl ilk sıralarda yer almadı. Top 10’a giremediği gibi ilk 20’ye, hatta ilk 30’a da giremedi.

Görüldüğü gibi Erdoğan’ın katıldığı program ancak ilk 40’ta kendine yer bulabildi. 34’üncü sırada olması elbette kabul edilemezdi.

Esas itibariyle Erdoğan, uzun zamandır reytinglerde sıralamada “İlk 10”da yer alamıyor. Geriye doğru gittiğimizde;

-30 Kasım’da TRT 1-TRT Haber ortak yayını ilk 10’da yer almadı.
-24 Aralıkta katıldığı atv-a Haber ortak canlı yayını, sıralamaya bile girmedi.

ERDOĞAN İZLENMİYORSA İZLENEN PROGRAM FORTATLARINI KALDIR

Dünya tarihi bize gösteriyor ki tek adamların en korktuğu şey dikkat çekememiş olmak. Çünkü insanlar senin ne dediğine bakmıyorsa, seni ciddiye almıyor demektir. Bu da etkili olmamayı beraberinde getirir. Tek adamlar, etkili olamazsa bu durum bittiğinin göstergesidir. Onlar için, doktorun “Evine git, canın ne istiyorsa ye iç, ailenle zaman geçir” cümlelerini duymalarından daha ürkütücü bir şey olur.

Erdoğan’ın katıldığı programların izlenmeme sıkıntısı bir süredir yaşandığı için neler yapılması gerektiği üzerine çalışmalar yapılıyordu. İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in koordinatörlüğünde yapılıp hazır bekletilen çalışmalar son fiyasko programın ardından raftan indirildi.

En kabul edilemez şeyleri “din” ve “milliyetçilik” sosuna batırıldığında bile toplumların yemesi için önüne servis yapabilirsiniz. Erdoğan, 29 Ocak tarihli Resmi Gazete’de “Basın ve Yayım Faaliyetleri”ne ilişkin bir genelge yayınladı.

FOX TV’nin uzun süreden bu yana ana haberleri hiç zirveden inmiyor. Buna ilişkin iktidar cenahında ayrı, halkla ilişkiler nezdinde ayrı, RTÜK kanadında ayrı çalışmalar yürütülüyor. Öteki muhalif kanallar da son yıllarda epey bir popülaritesini artırmış durumda.

Halk TV’nin belli programları iyi izleniyor, KRT ve Tele1 aynı şekilde. Ama özellikle FOX TV tez elden sesi kısılmalı. Kapatılmasa bile enselerinde boza pişirmeli ve denetim kadar özdenetim yapmaları sağlanmalı.

Esas itibariyle bir süredir muhalif kanallarda denetimden çok kurumların korku iklimi yüzünden başlarına bir şey gelmesin diye kendi kendilerine yaptıkları denetim öne çıktı. Çoğu zaman suyuna tirit konular ele alınıyor, ya da gündem aman suya sabuna dokunmayalım diye ele alınıyor. İzleyici kitlelerinden gelen tepkiler üzerine biraz farklılanmaya çalıştıklarında da ipin ucunu kaçırıverebiliyorlar.

SOPANIN UCUNU RTÜK BAŞKANI ŞAHİN VERDİ, MEDYA OHAL’İ GELİYOR

Aslında muhalif medyaya getirilmek istenen OHAL benzeri uygulamanın ipucunu RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin 20 Ocak’ta verdi.

Doğrudan FOX Haber sunucusu Selçuk Tepeli’yi hedef aldı. Muhalefet partileri gibi muhalefet yaptığını öne sürdü ve inceleme başlattıklarını duyurdu. Selçuk Tepeli’yi “tarafsız” olmaya çağırdı.

Bir şey demeyin. Yutkunup geçin sadece.

Seçim ortamı yaklaştıkça izlenme oranı ve etkisi yüksek muhalif kanalların sesinin tamamen kısılması için şimdi “Medya OHAL”i gündemde.

Planlanan Medya OHAL’i, elbette “muhalif medyayı susturacağız” diye sunulmayacak. Din ve milliyetçilik sosuna bandırılıp servis yapılacak.

Erdoğan bunun için 29 Ocak tarihli genelgede, “Milli ve manevi değerlerimize uymayan yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayım faaliyetleri”nin “yöneticiler tarafından titizlikle takibi ve gereğinin yapılması” talimatını verdi.

Gündemi takip eden hemen herkes biliyor ki bu genelgenin ilk muhatabı FOX TV’de yayınlanan “Maske Kimsin Sen” programı. Maske ilk muhatabı ama tek olduğu sananlar yanılırlar.

Önceden organize olan troller, bir müzik ve eğlence programı olan Maske’nin milli ve manevi değerlerimizi zedelediğini öne sürmeye başladı. “Hücuuuum” emri almışçasına başlatılan saldırının yayınlanacak Cumhurbaşkanlığı Genelgesine zemin hazırlamak için olduğu bir hafta sonra ortaya çıktı.

ESRA EROL, İKTİDARIN MASKESİNİ DÜŞÜRDÜ

Atv’de yayınlanan Esra Erol’un programı, insanları ve aileleri birbirine düşürerek reyting yapan bir program olarak süregeldi.

Ancak, olacak bu ya Esra Erol, ahlakçı geçinerek bir genç kızı hem aşağıladı hem deşifre etti. Sahnelenen çirkinliği sergilememek için videoyu buraya almıyorum. Ancak, on yıllarımı bu mesleğe vermiş biri olarak samimiyetle söylüyorum, ekranlara yansıyan bu kadar pespayeliği hiç görmedim.

18 yaşındaki Elif bir hata yapmış. Yaptığı hatanın pişmanlığı ve utancı içinde. Elif’in yaşadıkları, bir tanıdığı ya da polis içinde atv’ye konu taşıyan ekip tarafından ulaştırılmış.

Kızcağız, yüzünü kapatıyor, “Stüdyoya çıkmak istemiyorum, yüzümü göstermeyin” diye feryat ediyor. Esra Erol denen kadın gladyatör, sinir krizleri geçiren genç kıza bağırıyor, aşağılıyor, ahlak dersi adı altında reyting ateşlemesi yapıyor.

atv, bu görüntüleri canlı yayınlaması yetmezmiş gibi sosyal medyadan da paylaştı. “Esra Erol sinirlerine hakim olamadı! Elif canlı yayına çıktı, Türkiye ağladı” notunu iliştirdi.

Elif belli ki sahipsiz bir kızcağız. Yeraltı dünyasına uzanan evliliğiyle dolar milyarderlerine taş çıkartan bir hayat süren Esra Erol, “ahlakçılık” sosuna buladığı her türlü çirkinliği topluma sunuyor. Muhalif kanallardan birinde olsa bir gün bile yayın izni verilmeyecek olan bu program, AK Parti’nin havuzunda yer aldığı için pervasızca yayın yapmayı sürdürüyor.

atv ekranlarında sergilenen bu çirkinliğe toplumun hemen her kesiminden tepki yükseldi. Sesi hiç çıkmayanlar ya da en kısık çıkanlarsa İslamcı medyanın kalemşörleri oldu.

Ekranda sigara dumanını yasaklayan, içki kadehinin görünmesine engel olan RTÜK, bu çirkinliğin topluma sergilemesinde beis görmüyor. Bu kadar tepki geldikten sonra muhtemelen sadece bir uyarı cezasıyla konuyu kapatmaya çalışacak.

Tek Adam yönetimi, yolun sonuna yaklaşırken bir taraftan Medya OHAL’i uygulayarak muhalefetin sesini daha çok kesmeye kalkacak, diğer taraftan yönteme başvurarak toplumu sindirmeye çalışacak. Bunları yaptıkça da toplumsal tabanını daha çok kaybedip yok olup gidecekler.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. İyi güzel yazmışsınız, ben de her şeye rağmen ümitvarım ancak endişe edecek sebepler de yok değil. Mesela, Venezuela gibi kronik örnekleri nasıl açıklıyorsunuz? Her türlü ekonomik sıkıntıya rağmen toplum diktatörün karşısına dikilemiyor. Dahası, bir diktatör hiç bir şey olmazsa ölüp gidiyor, ama yerine başka bir diktatör geliyor (Hatta daha beteri gelebiliyor.). Bu noktada bazı Asya ülkeleri de nazara verilebilir.
    Kanaat-i acizanemce bu işin çözümü toplumda aranmalı. Aksi halde siyasi dengelerin değişmesiyle hiç bir şey değişmeyebiliyor.
    Bu durumda şunu sormak isterim: Türkiye’de yaşayan toplumda ciddi bir değişim gördünüz mü ki işlerin değişeceğine dair ümidiniz bu kadar kuvvetli? Ya da Türkiye’yi, adını andığım bu ülkelerden ayıran birtakım farklılıklar mı var?

  2. Esra Erol denilen şarlatan çok lakayt bir kadın eee okuduğu okul belli lise ve dışardan bitirdiği bir universite ne bekleyeceksin boylelerinden bgerci bi okul bitirmek değil kişinin kendisini iyi yetiştirmesi olaylara kişilere tarafsiz bakması bu sunucilukta olmazzsa olmaz bir gerçekliktir programına çıkarttığı bozuk bitmiş evlilikler üzerinden reyting alan ve umusamaz duruşu ve görüntü ile paraya para demeyen duş seni. sistemin soytarilarindan biri

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin