Ferit Şahenk, Garanti’nin parasını ne yaptı?

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Evvela Murat Ülker 10 banka ile müzakere masasına oturdu. Alacaklılarının dikkatini dövizdeki artışa çekti. Diğer riskler de ilave edildiğinde yeni bir ödeme planının herkesin menfaatine olacağını anlattı.

Murat Bey, 31 Mart itibarıyla 6 milyar dolar borcun vadesini 6 yıla kadar uzattı.

Akabinde Aydın Doğan’ın medyaya sürpriz vedasına şahit olduk. 40 senelik emeğinin üzerine bir kalemde çizgi çekti.

“Tamamen kendi irademle medyadan çekilme kararı aldım” dese de mevzuyu yakından bilenlere göre Doğan 28 Şubat davasında hapse girmemek için diyet ödedi.

910 MİLYON DOLAR SATIŞ İÇİN HİÇ CAZİP DEĞİL

Öyle olmasa Hürriyet, Posta ve Fanatik gazetelerinden Doğan Haber Ajansı’na, CNN Türk’ten Kanal D televizyonuna, matbaa tesislerinden internet sitelerine, D Smart’tan Yaysat Dağıtım Şirketi’ne kadar elinde avucunda ne varsa 910 milyon dolar gibi hayli düşük bir fiyata niye satsın?

Aydın Bey bütün bir medya grubunu, sadece Kanal D için konuşulan bir rakama Erdoğan Demirören’e devretti.

Ömrünün kalan günlerini Bodrum’da lüks yazlığında geçirecek. Kızları ise ekseriyet itibarıyla yurt dışında ikamet edecek.

Aile tutuklanma endişesinden hâlâ kurtulabilmiş değil.

FERİT ŞAHENK DE 5.8 MİLYAR DOLAR BORCUNA UZUN VADE İSTEDİ

Ülker ve Doğan’ın sürprizlerini konuşurken 7 Nisan’da Doğuş Holding’in patronu Ferit Şahenk cenahından gelen haber kulislerde dalga dalga yayılıyor.

Şahenk’in tıpkı Murat Ülker gibi 5.8 milyar dolar borcu için ödeme kolaylığı talep etmesi ne mânâya geliyor?

İktidarın iddia ettiği gibi Türkiye dünyayı kıskandıracak kadar yüksek ve hakiki bir kalkınma yakalamış olsaydı en büyük holdingler peşi sıra böylesi beyanlarda bulunmazdı. Bilakis yeni yatırımlardan, yabancı ortaklardan dem vururlardı.

Olağanüstü Hal’de (OHAL) Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile idare edilen bir memlekette mülkiyet hakkı sadece kâğıt üzerindedir. Türkiye artık tercih edilecek bir liman olmaktan çıktı.

Fırsatını bulan Türkiye’yi terk ediyor.

EN BÜYÜK HOLDİNGLER GİDİYORSA…

Ülker, Doğan ve Şahenk’in açıklamaları Türkiye ekonomisinin mütemmim cüzüdür. Daha nice grup var ki yatırımlarını dışarı aktarıyor.

En büyükler bir yolunu bulup paralarını kurtarıyor. Küçük esnafın, müteahhidin, çiftçinin, hasılı sıradan vatandaşın böyle bir imkânı yok.

300 şirkette 35 bin kişiyi istihdam eden Doğuş Grubu’nun patronu Ferit Şahenk bankalarla masaya oturmadan evvel elindeki bazı şirket hisselerini satacağını beyan etmişti.

İstanbul ve İzmir’de (inşa halinde) İstinye Park’ta kendisine ait olan payları satış listesine koydu. İzmir İstinye Park’ta yüzde 50’lik payın 110 milyon dolara devredildiği belirtiliyor.

Ferit Bey muhtemelen İstanbul İstinye Park’ta da yüzde 42’lik payını ortağı Orjin Grup’a (sahipleri: Zafer Kurşun ve Zafer Yıldırım) devredecek.

NTV VE STAR TV’Yİ DE SATMAK İSTİYOR

Şahenk iki ay evvel medya grubunun başına (21 yıllık yöneticisi) Erman Yerdelen’in yerine Aclan Acar’ı getirmişti. Acar’ın NTV ve Star TV’yi satmak için bu vazifeye getirildiği konuşuluyor.

Doğuş Otomotiv’in başında olduğu senelerde yurt dışında çok sayıda yatırımcı grupla diyaloğu olmuştu. Zarar eden medya grubunu elden çıkarmak için Acar’ın irtibatları işe yarayabilir.

Şahenk, Borsa, Günaydın, Nusr-et, Zuma ve diğer restoranlarda (Doğuş Restaurant Entertainment and Management/D.ream) hisselerinin bir kısmını satacak.

Şahenk’in Galataport’ta nakit ihtiyacı için elindeki bazı şirketleri sattığı tespiti doğru olmakla beraber eksik bir mütalaadır.

Özelleştirme İdaresi’nden aldığı Galataport projesine şu ana kadar 1 milyar dolara yakın harcama yapılmış olsa da Şahenk’i harekete geçiren tek saik bu olamaz.

DOĞUŞ İKİ SENEDİR ZARAR EDİYOR

Holdingin bankalara 23.5 milyar lira (5.8 milyar dolar) borcu var. Grubun zararı katlanıyor. 2016’da 2 milyar TL, 2017 senesinde 2.8 milyar lira olmak üzere iki senelik zarar 4.8 milyar lira.

Sadece otomotivden kâr elde edebilen Doğuş tüm alanlardaki işlerinde zarar ediyor.

Sadece Star TV’nin zararı 400 milyon lira. 2012 sonunda yüzde 44 seviyesinde olan finansal borcun öz sermayeye oranı 2017 sonunda yüzde 400 gibi bir seviyeye fırladı.

Doların 4 TL’yi aştığı bir iklimde böyle bir borçluluğun temadisi imkânsız.

Ferit Şahenk kanamayı durdurmak için medya ve enerji şirketlerini süratle elden çıkarmak istiyor. Amma velakin Türkiye’yi riskli gören yatırımcılar evvelki kadar iştahlı olmadığı gibi fiyatlar yarı yarıya düştü.

Düne kadar İstanbul İstinye Park’tan 400 milyon dolar gelir bekleyen Ferit Şahenk’e 200 milyon dolar bile vermiyorlar.

GARANTİ’DEN 7 MİLYAR DOLAR KAZANMIŞTI

Bugün için malın kıymeti azalmış olsa da Ferit Bey, Garanti Bankası’nı ortağı İspanyol BBVA’ya çok yüksek fiyatlara satmıştı. Bankadan bugüne kadar 7 milyar dolar kazanmıştı.

Ferit Şahenk’in şahsi serveti 2.4 milyar dolar. Kendisi gibi 2.3 milyar dolar serveti ile kardeşi Filiz Şahenk ve 1.3 milyar dolar ile annesi Deniz Şahenk, Forbes Dergisi’nin dünyanın en zenginleri listesinde üst sıralarda.

Bu paralar buharlaşmadığına göre Şahenk’in son hamleleri birebir nakit darboğazı ile alakalı olamaz.

Garanti’deki paylarını sattı ve o parayı çoktan yurt dışına çıkardı. Elindeki şirketlerin borçları da nihayetinde bankaların uykusunu kaçırıyor.

Ferit Şahenk de Murat Ülker ve Aydın Doğan gibi dönebildiği kadar nakde dönmeye ve parasını emniyetli bir limana taşımaya çalışıyor.

Patronlar esasında Boydak, İpek ve Nakipoğlu gibi ailelere reva görülen zulmün bir kendi kapılarını çalmayacağından emin olamadıkları için çıkış yolu arıyor.

AKP’Lİ İŞADAMLARI DA PARASINI ÇIKARIYOR

Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) mensup işadamları da Avrupa’dan gayrimenkul, arsa alıyor. Londra, Frankfurt, Barcelona, Roma ve Atina en fazla tercih edilen şehirler.

ABD (New York, Teksas, Miami) ve Kanada da yatırımların yeni adresi olarak öne çıkıyor. Patronların sessizliği memnuniyetten değil. Bilakis güvertesinde canlı müzik eşliğinde herkesin dans ettiği Titanic’in süratle battığını farkındalar.

Murat Ülker, Aydın Doğan, Ferit Şahenk ve yüzlerce büyük işadamı iktidarın hışmına uğramadan kendilerini, ailelerini ve ömürlerini adadıkları şirketlerini sahil-i selamete çıkaracak filikalara biniyor.

Paraları kalmadığı için değil kurtarabildikleri paraları harcayabilmek ve hayatta kalmak için böyle yapıyorlar.

‘Aynı gemideyiz’ diyenlere kulak asmayın.

Herkesin 1. Sınıf (first class) bilet alabilecek, acil hallerde binip gidebileceği filika bulabilecek parası olmadığına göre siz siz olun, can simidi ya da can yeleğini yanınızdan eksik etmeyin.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin