Faiz, enflasyon, işsizlik… Kriz derinleşiyor

HABER ANALİZ | YUSUF DERELİ 

Türkiye ekonomisinin enflasyon, faiz ve işsizlik gibi temel sorunları devasa boyutlara ulaştı. AKP rejimi, temel ekonomik sorunların hiç birine çözüm bulamadığı gibi yanlış ekonomi politikalarıyla krizi daha da derinleştirerek içinden çıkılmaz hale getirdi. Geniş tanımlı işsizlik oranı TÜİK’in tartışmalı rakamlarına göre bile yüzde 31’lerde. İşsiz sayısı 11 milyon civarında.

Enflasyon ise yine TÜİK’e göre yüzde 16’ya dayandı. ENAGrup’a göre ise yüzde 36’nın bile üzerinde! TL’nin alım gücü eridi. Yoksulluk her geçen gün daha da derinleşiyor. Ocak ayında alınan maaş zamları enflasyon nedeniyle eridi. İç talepteki daralma, üretimi de olumsuz etkiliyor.

ÜLKE FAİZ SARMALINDA

Faizler ise yüzde 17’ye çıktı ve 18 Mart’ta Merkez Bankası’nın yeni bir faiz artışına gidip gitmeyeceği tartışılıyor. Yanlış ekonomi politikaları nedeniyle ülke ‘faiz’ cennetine dönüştürüldü. Yoksulluk kronik hale geldi.

İşten çıkarma yasağı ile birlikte devreye alınan kısa çalışma ödeneği bu ay bitiyor. Yeni bir düzenleme olmaz ise işten çıkarma yasağı da kalkacak. Bu ise işsiz sayısına yüz binlercesinin eklenmesi demek. Ekonomide Tsunami geliyor.

AKP rejimi, 19 yıldır tek başına yönettiği Türkiye’yi yüksek faiz, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik oranları ve devasa dış borç batağına soktu. Ekonomistlere göre Türkiye’nin hali hazırda acilen çözülmesi gereken iki önemli sorunu var. Bunlardan birincisi devasa boyutlara ulaşan işsizlik. İkinci sorun ise yüksek enflasyon.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dar tanımlı işsizlik araştırmasına göre Kasım 2020’de 2019’un aynı ayına göre işsizlik binde 4 puan azalarak yüzde 12,9 oldu. TÜİK, binlerce işyerinin kapandığı pandemi döneminde işsiz sayısının 303 bin kişi azalarak 4 milyon 5 bin kişiye gerilediğini ileri sürüyor.

İŞSİZLİK VERİLERİ VEHAMETİ GÖSTERİYOR

Peki gerçekte rakam ne? Pandemide işten çıkarmaların yasaklanmasının ardından devreye alınan Kısa Çalışma Ödeneği’nden yararlananların sayısı 1 milyon 239 bin. Nakdi ücret desteği alanlar ve ücretsiz izne ayrılanların sayısı ise 2 milyon 291 bin civarında. İş bulma ümidi olmayanlar ve iş aramayanları da bu orana eklediğinizde yüzde 24,6’ya ulaşıyorsunuz. Merkez Bankası’nda 1999-2003 yılları arasında Araştırma Departmanı Direktörlüğü, 2017’ye kadar ise danışmanlık yapan Zafer Yükseler’in hesabına göre mevsimlik ve yetersiz ve eksik çalışanları da orana dahil ettiğiniz zaman geniş tanımlı işsizlik oranına ulaşıyorsunuz: yüzde 31,1! İşsiz sayısı ise 11,2 milyon! Açıklanan resmi işsiz sayısının neredeyse 3 katı!

AÇIK İŞ SAYISINDA YÜZDE 43 AZALMA VAR

İşsizlik sorunun geldiği boyutu gösteren bir başka veri de İşkur’un ‘açık iş’ sayısı. İşkur’un verilerine göre işverenlerin eleman almak için bildirdiği ‘açık iş’ sayısı, Ocak 2021’de 2020 yılının aynı ayına kıyasla yüzde 44.4 azalarak 96 bin 482 adede düştü. İşe yerleştirme oranı da yüzde 19 azalmış. 2020’nin ocak ayında 87 bin 387 kişi işe yerleştirilirken bu yıl 70 bin 589 kişi işe yerleştirildi. Ayrıca 2019’tan 2020’nin sonuna kadar işsizlik rakamlarının yaklaşık 3,5 milyon kişi arttığını da hatırlatalım.

TÜRKİYE ZİRVEYE DOĞRU!

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu orta üst gelir grubu ülkelerinde yıllara göre ortalama işsizlik rakamları da  vahameti gözler önüne seriyor. Buna göre 2002 yılında ülkeler ortalaması yüzde 6,31. Yıllar içerisinde işsizlik rakamları düşerek, 2019’da yüzde 5,94’e geriliyor. Türkiye’nin işsizlik oranı ise 2002’de yüzde 9,8 iken, 2019’da yüzde 13,7’ye yükseldi. Bugün TÜİK’in rakamlarına göre geniş tanımlı işsizlik oranını yüzde 31’in bile üzerinde.

UZUNOĞLU: ÖNCELİKLİ SORUN İŞSİZLİKTİR

Trakya Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Türkiye’nin öncelikli sorununu ‘işsizlik’ olduğunu söylüyor. Uzunoğlu, “TL değerli hale getirilmeli. Problem ithalata bağımlı üretim. Üretim kanallarında sorunlar var. Tarımdan sanayiye kadar üretici ciddi manada desteklenmeli. Makul bir enflasyon oranı belirlenmeli, mesela yüzde 11. Ve buna göre politikalar geliştirilmeli. Yüksek faizle treni yürütemezsiniz. Üretmek zorundayız. Ücretleri yükseltmediğin zaman iç talebi kaybediyorsun. Bugün bizim tartışmamız gereken konu enflasyon değil, işsizlik problemidir. Türkiye’nin sorunu üretimsizliktir, işsizliktir,” diyor.

BURAK ARZOVA: ENFLASYON TEMEL SORUN

Türkiye’nin bir diğer temel sorunu enflasyon. TÜİK’in tartışmalı verilerine göre tüketici fiyatlarında yıllık artış yüzde 15,6! ENAGrup’un verilerine göre ise enflasyon oranı yüzde 36’ın üzerinde. Vatandaşlar da TÜİK’in verilerine güvenmiyor olmalı ki, parasının ‘değerini’ korumak için dolar almaya devam ediyor. Resmi verilere göre Türkiye’deki enflasyon sebebi hem para arzının hem de talebin artması. Söz konusu enflasyonist baskıyı kısa vadede durdurabilmenin  yolu ise faizleri yükseltmekten geçiyor. Faizlerin artması kredi talebini, bu da harcamaları azaltıyor.

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, Sadi Uzunoğlu’ndan farklı olarak Türkiye’nin en önemli sorununun ‘yüksek enflasyon’ olduğunu söylüyor. Arzova, “Demokrasi ve hukuk anlamında adımlar atmadan ve bunları içselleştirmeden kalıcı iyileşme bence mümkün değil. Türkiye’nin en önemli ve birincil önceliği enflasyonla mücadele olmalı.” ifadelerini kullanıyor.

İŞTEN ÇIKARMA YASAĞI BİTİYOR

İşten çıkarma yasağı ile birlikte işverene destek için kısa çalışma ödeneği devreye sokulmuştu. Ancak bu ay sonu itibariyle kısa çalışma ödeneği uygulamasına son veriliyor. Nisan ayının başında KÇÖ son kez ödenecek. Yeni bir düzenleme olmaz ise işten çıkarma yasağı da kalkacak. Turizm Restoran Yatırımcıları Derneği (TURYİD) Başkan Yardımcısı Gamze Cizreli, “Bu sektörde çok büyük bir işsizliğe neden olacak. 700 bin kişinin işsiz kalması demek,” diyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin