Ey troller abinizi dinleyin yoksa…

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Türkiye gibi ülkelerde, yönetenler toplumu yönlendirebilmede, insanların değer verdiği iki manivela kullanır: Din ve milliyetçilik… Hurafelerle doldurulmuş kavramları “din” kisvesi altında sunar, her türlü pislik de “devletin yüce menfaati” adı altında “milliyetçilik” olarak pazarlanır. Bu kavramların arkasına sığınılarak yapılmayacak “U” dönüşü yoktur.

Kamuoyu, ekonomik anlamda çıkış yolu kalmayan, Cumhurbaşkanlığı sıfatını da taşıyan AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın keskin dönüşlerini konuşuyor. Muhalefet, dün dediğini bugün çürüten, dün kara dediğine bugün ak diyen Erdoğan’ı bu yönüyle eleştirip yıpratmaya çalışıyor. 

Erdoğan’ı böyle yaparak yıpratmak imkânsız. Sebebi çok basit. Kendini, ülkedeki en yüce iki değerin standartlarını kontrol edecek bir makamda konumlandırdı. 

Tarikatlar ve cemaatleri göbekten bağlayarak kanatları altına aldı. 35 milyar TL’lik bütçesiyle ülkenin 7 bakanlığını geride bırakan Diyanet zaten emri altında. Erdoğan bu yolla din ve dini kavramları istediği gibi kullanıp yönlendiriyor.

Beştepe Sarayı, MHP ile yaptığı mantık evliliğiyle de milliyetçiliği tekeline aldı. AK Parti ve MHP tüzel kişilikleri, birbirlerine öyle güç pompalıyor ki Erdoğan dışında dini temsil edecek kimse yok, Devlet Bahçeli dışında da kimse milliyetçiliği temsil edebilen lider olamaz havası egemen kılınıyor.

Erdoğan ve Bahçeli dışında kim din ve milliyetçilik kavramları üzerine konuşacak olursa, dışarıdan müdahale edilmiş algısı oluşturuluyor. 

Süleyman Demirel, siyasi yasaklı olduğu 1980’li yıllarda merkez sağın liderlik koltuğuna Turgut Özal oturduğunda, “Tapulu arazime gecekondu yaptırmam” çıkışını yapmıştı. 

Şimdi din ve milliyetçilik, Erdoğan iktidarının tapulu malı durumundaymış gibi bir algı topluma kabul ettirilmiş durumda. Bu iki konuda başkalarının yaptığı yorum, tapulu mala saldırı olarak pazarlanabiliyor.

Dini yorumlama yetkisinin sizde olduğunu topluma kabul ettirdiğinizde, ülkeyi soyarken bu toprakların darü’l-harp olduğuna insanları inandırabilirsiniz. Öte yandan, dini hayatın her alanında hâkim kılmaya çalışma girişiminize karşı gelenleri susturmak için de “buraların binlerce yıllık İslâm toprağı” olduğunu söylersiniz. 

Bu ülkenin “darü’l-harp” olduğunu söylerken de “İslâm toprağı” olduğunu söylerken de kendi kitlenize ikna edici olabilirsiniz. Her ikisinde de sizi alkışlarlar. İnananlar, “O an ne gerekiyorsa onu yapıyor” diyerek sizin arkanızda saf tutar.

MHP, KÜRTLERE ‘ÖCALAN’I NİÇİN DİNLEMİYORSUNUZ?’ DİYE ÇIKIŞTI

Bir ülkede kavramlar tekelde toplanmışsa yapacağınız tek şey acı acı gülmek olabilir. MHP lideri, Kürtlere “Öcalan’ı niçin dinlemiyorsunuz?” diye çıkışabilir. İroni falan yapmıyorum, hatırlarsanız 2019’daki yenilenen İstanbul seçimlerinde Bahçeli tam da bunu yapmıştı. 

Beştepe Sarayı, HDP’nin PKK ve Abdullah Öcalan dışında politika geliştirip Millet İttifakı’nın adayı olan Ekrem İmamoğlu’na destek vermesi üzerine İmralı’da yatan Öcalan’dan mektup getirmişti. Bahçeli de bir açıklama yaparak HDP’lilere, “Apo’nun sözünü neden dinlemiyorsunuz” diyerek kızmıştı.

Varlığını, Kürt muhalifliği üzerine kuran bir lider, “Apo’nun sözünü neden dinlemiyorsunuz” demiş ve bu ülkede bir tane Ülkücü de çıkıp bu yaklaşımı eleştirememişti. 

Mantık düz işliyor. Türk töresinde lider eleştirilmez. Lider “Tengri teg tengride bolmış” (Tanrı gibi gökte doğdu). Kültigin anıtının güney yüzündeki ilk cümle, Türk’ün lidere bakışını ortaya koyuyor. 

Din ve milliyetçilik aynı iktidarın tekelinde olursa, orada fert ortadan kalkar, devlet kutsallaşır. Yapılan her şey “devlet aklı” olarak servis edilir, karşı taraf da bunu “Vardır bir bildikleri, bizim aklımız buna ermez” diye algılar. Zirveden zırva yorumlar geldiğinde bile bunun bir strateji olduğuna kendini inandırır.

ERDOĞAN’IN HIZLANAN ‘U’ DÖNÜŞLERİ

Tayyip Erdoğan, hayat memat (ölüm kalım) olarak gördüğü 2023 seçimleri öncesinde “U” dönüşlerine hız verdi. Para ve iktidar için kullanmayacağı değer olmayan Erdoğan’ın hedeflerine ulaşmak için atmayacağı adım yok. 

“Ezan, bayrak, beka” diyerek ülkeyi düşürmedikleri çukur bırakmadı: 

Katil dediği Suudi Veliaht Prens Selman ile kucaklaştı,
15 Temmuz’un finansörü ve şerefsiz dediği Birleşik Arap Emirlikleri ile barıştı,
Çocuk katili, terörist devlet dediği İsrail’in cumhurbaşkanının ayaklarına turkuaz halılar döşedi,
Aynı ortamda bulunmam dediği Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile görüştü,
Katil dediği Beşar Esad ile görüşeceğini açıkladı.

Bütün bu geri adımlar bir yıl içerisinde atıldı. İYİ Parti, Erdoğan’ın son dönemdeki geri adımlarını esprili bir videoda topladı. Meral Akşener, videoyu Meclis grubunda izletirken, iktidara yakın kanallar yayını kestiler.

 

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi ile görüşen Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Esad ile de görüşebileceğinin mesajını “Siyasette küslük, dargınlık olmaz” diyerek yorumladı.

 

Siyasette küslük olmaz, olmamalı da. Yalnız bütün kavganın Erdoğan’ın yaptığı gibi iç politikada seçmeni hizaya getirme ve arkasında saf tutturma üzerine olması yanlış. 

Erdoğan’ın Şam Emevi Camii’nde namaz kılma hayaliyle çıktığı Yeni Osmanlıcılık yolunda bu toplum kaç şehit verdi, kaç milyon mülteciye kucak açtı, bunlar için kaç milyar dolar para harcanmasına katlandı?

Ümmet, Erdoğan’ın dönüşlerine ayak uyduramaz hale geldi. Bundan dolayı yıllarını AK Parti iktidarına hizmet ederek geçiren yazar Abdurrahman Dilipak, Erdoğan’ın gösterdiği hedefe ateş eden yandaşların kulağına küpe olacak bir uyarı yaptı. 

Patronlarına inanıp, güvenmemelerini söyleyen Dilipak, “Ya patronunuz fikir değiştirir ya da şartlar değişir, zorda kalırsınız” dedi:

“Trollere uyarı, patronlarınıza inanıp güvenip, onların her yaptıklarına destek verip karşınızdakilere saldırmayın. Yarın şartlar değişir, patronunuz fikir değiştirir, siz zor durumda kalırsınız, dünya ve ahiret açısından yazık değil mi size. :(“

Değişimin kokusunu iyi aldığı bilinen Abdurrahman Dilipak, yandaş fedaileri uyarıyorsa bunu ciddiye alın. Dilipak, toplumun fay hatlarını iyi görür. Topluma din ve milliyetçilik dozunun eski etkiyi yapmayacağını görmeye başlamış mı dersiniz?

Dozaj konusunda emin değilim. Ama Dilipak söylüyorsa ciddiye almalı. Benden söylemesi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin