Erdoğan’ın seçim stratejisi belli oldu

YORUM | M. AHMET KARABAY

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs 2023 Genel Seçimlerine giden süreçte uygulayacağı seçim stratejisi belli oldu. Erdoğan’ın politikalarının iki temel ayağı var. Bunlardan biri korku ve endişeleriyle yapacakları, diğeri de muhalefet bloğunu alt etmek üzere takip edeceği iki ayrı yöntemden oluşuyor. 

Erdoğan, Ramazan’ın ilk gecesi NTV canlı yayınında Seda Öğretir, Ahmet Arpat, Nazlı Çelik ve Burhanettin Duran’ın sorularını cevaplandırdı. Bu röportajda neler söylediğini size özetlemeye çalışmayacağım. Detay merak edenler, ayrıntılarını TR724’te bulabilir.

Erdoğan, röportajda seçim dönemine ilişkin önemli ayrıntılar paylaştı. Bunlar üzerinde durmak istiyorum. Erdoğan’ı müthiş bir kaybetme korkusu sarmış durumda. Ve kaybetme ihtimali üzerinden yapmak istedikleri var. 

Kaybetme korkusuyla neler yapacağını paylaşmadan önce bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Erdoğan, bir takım dini kavramlar kullanarak bir çıkarım yapıyor. 

20 yılda ne büyük hizmetler yaptıklarını bir bir sıraladıktan sonra milletin kendilerinin samimiyetini gördüğünü hatırlatarak, “Samimiyet üzerine, güven üzerine inşa edilen her birliktelik ebedidir” ifadelerini kullandı. 

İslami gelenekte, gelinen mevkiden istifa etme yoktur. Hükümdarlık ve halife makamına oturanlar, o göreve Allah tarafından getirildiklerine inanırlar.

İslam tarihine bakıldığında halifeler, kayd-ı hayat (ömür boyu) şartıyla göreve gelirler. Bundan dolayı halifeler/hükümdarlar ya ecelleriyle ölmüş veya yerine geçmeyi planlayanlar tarafından görevden alınıp öldürülmüş veya hapislerde çürütülmüştür.

ERDOĞAN’IN KORKUYLA YAPMAYA KALKTIKLARI

Erdoğan’ın, çağdaşı her diktatör gibi geldiği yeri bırakmaya niyeti olmadığını ve bunun yollarını aradığını “Mısır’daki sağır sultan” bile duydu. İlk kez ciddi anlamda kaybetme korkusu yaşayan ve bu korkunun telaşıyla önüne gelene sarılan bir Erdoğan var orta yerde. 

 

Erdoğan’ın ortağı olarak sahneye sürülen Hüda Par’ın lideri Zekeriya Yapıcıoğlu, binlerce kişiyi işkenceyle öldüren Hizbullah yapılanmasına “terör örgütü” diyemiyor. Sadece dün değil, bugün de aynı görüşte

Erdoğan, bu yaklaşım içindeki Hüda Par’ı, “tamamıyla yerli ve milli bir yapı” olarak göstermeye çalışıyor. 

Erdoğan’ın kaybetme korkusuyla atmaya kalktığı en önemli adım, türlü hukuksuzluklarına alet ettiği kabinesindeki bakanları milletvekili adayı yapacağını açıklaması oldu. Mevcut 17 bakan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ı aday göstermesinin dile getirmediği bir başka boyutu var. 

Erdoğan, bu isimlere milletvekili koruma zırhı kazandırma telaşına girdiğini NTV’deki röportajda kendisi açıkladı. Bunun bir başka anlamı daha var. Eğer Erdoğan şu veya bu şekilde yeniden seçilirse, mevcut bakanların hiçbirine görev vermeyecek. 

Geçen defa, Cumhurbaşkanlığı kabinesini ilk kez kurduğunda milletvekili seçilen bazı isimleri istifa ettirip bakanlık koltuğuna çekmişti. Erdoğan bu kez de aynısını yapmayacağına göre, kendisine yepyeni isimlerle bir kabine kuracak.

‘BEN Kİ SULTANLARIN SULTANI ERDOĞAN HANIM’

Özgüven patlaması yaşayan Erdoğan’ın kendini hangi konumda gördüğünü yine aynı programdan öğreniyoruz:

“Şunu bilmenizi istiyorum ki dünyadaki siyasi liderler içerisinde baktığınızda en ileri kıdeme bu kardeşiniz sahip. 20 yıldır başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına kadar bütün görevleri gerek ulusal gerek uluslararası alanda gerçekleştirdik, hala da devam ediyoruz.”

Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı Sarkozy ile 2011’de kavgaya girdiğinde onu aşağılamak için Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransız kralına yazdığı mektubu okuduğu bir konuşması vardı. Kuklagiller TV, Erdoğan’ın bu konuşmasından kendisini övgüye dönüştüren bir kukla şov hazırlamıştı. 

Aslında Erdoğan’ın kendini tam da Kuklagiller TV’nin hazırladığı şovdaki gibi gördüğüne şüphe yok. (Milyonlarca izlenmeye ulaşan video, iktidar yandaşlarının girişimleri sonucu yayından kaldırıldı)

ERDOĞAN’IN HEDEFİ MİLLET İTTİFAKI’NI MİLLİYETÇİ OYLARLA VURMAK

Erdoğan’ın normal yollarla Millet İttifakı karşısında ipi göğüsleyemeyeceğini iyi bildiği her konuşmasından anlaşılıyor. Bundan dolayı, Millet İttifakı’nı milliyetçi oylarla vurmayı hedefliyor.

Bunu da iki hedefe yüklenerek yapacak. Kendinin Hizbullah’ın siyasi uzantısı Hüda Par ile ittifak yapmasını meşrulaştırırken HDP’nin, Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı aday çıkarmayarak vereceği desteği şeytanlaştırmaya çalışacak. 

HDP’nin başından bu yana Millet İttifakı’nın ortağı olduğu yolundaki iddialarını her ortamda tekrarlayacak olan Erdoğan, bununla milliyetçi oyların Kılıçdaroğlu’na gitmesine engelleyecek. HDP’nin aslında PKK olduğunu, HDP’nin aslında YPG/PYD olduğunu öne sürecek.

HDP’nin Millet İttifakı’nın yedinci ortağı olduğu tezini öne sürecek olan Erdoğan, “Bu denklemde CHP’nin yeri nerede kalıyor? Bunu milletim düşünsün” sorusunu her ortamda seslendirecek. 

Kendisi, Kılıçdaroğlu’nun Alevi kökenli olduğu için oy verilemeyeceği tezini belki kullanmayacak ama tabanı bunu özellikle dar kapsamlı propaganda çalışmalarında sonuna kadar sömürmeye çalışacak. Hatta, “Alevi’ye oy vermenin insanı dinden çıkaracağı” iddiasında bile bulunacaklar.

İYİ PARTİ’Yİ İÇİNDEN ÇÖKERTME PLANI

Erdoğan’ın İYİ Parti ile ilgili planı ise içerideki farklı yapıları kullanarak partiyi güçsüzleştirme ve etkisiz hale getirmek olacak. Önümüzdeki günlerde Yavuz Ağıralioğlu’nun yaptığı “HDP’nin içinde olduğu bir denklemde, biz terörün gölgesinin düştüğü yerde olmayız, pazarlık vesilesi yapmayız” tarzındaki yeni çıkışların benzerlerini göreceğiz.

 

Ağıralioğlu ve onun gibi düşünenler, Hüda Par ile kol kola giren iktidarın devamı için payanda olduklarını bile bile Erdoğan’a dolaylı destek vermekten çekinmeyecekler.

Nisan’ın ikinci haftasından itibaren bütün silahların sahaya sürüldüğü bir döneme gireceğiz. Bütün bunlar, Erdoğan’ı ayakta tutmaya yetecek mi? 

Bu sorunun cevabı, din ve milliyetçilik koçanını topluma ne kadar kemirteceklerine bağlı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin