‘En kötü senaryoya hazır mısınız?

YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN

Tarihi seçimde son düzlüğe girdik ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile müttefiklerinin oyun planı artık belli

Zaten özgür ve adil olmayan seçim yarışını kirli operasyonlarla manipüle edip oldu bittiyle zaferlerini ilan etmek isteyecekler. 

Nitekim Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun isim vererek İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve ekibini ifşa etmesi de bundan. 

Peki ne yapacaklar?

Aslında soruyu ‘ne yapıyorlar?’ olarak sormak lazım. Her ne kadar kamuoyu konuyu Kılıçdaroğlu’nun ‘dark web’ uyarısı sonrası tartışmaya başlasa da Erdoğan rejimi kampanyayı çoktan başlattı.

İsterseniz bu noktada yazıya ara verip sosyal medyaya bakın. İnstagram, Facebook, Tik Tok gibi platformlarda dolaşan kısa videolara göz atın. 

Özellikle ‘Kılıçdaroğlu-PKK ilişkisi’ üzerine binlerce video göreceksiniz

Eğer alıcı gözle bakarsanız söz konusu videoların evinde yada internet kafelerde oturan amatörlerce hazırlanmadığını kolaylıkla anlayabilirsiniz.

Hatta rahatlıkla şunu söyleyebilirim; bazı videoları izlediğinizde ardında istihbarat servisinin izini bile görebiliyorsunuz. 

Gerçi “Türkiye parti devletine döndü, istihbarat servisinin iktidar için seçim kampanyası yürütmesine neden şaşırıyorsunuz” diyenleriniz de olacaktır ama ben yine de not düşme adına ‘siz de haklısınız’ deyip devam edeyim. 

Ekonomik krize, deprem sonrası yaşanan rezaletlere, önü alınamayan yolsuzluklar ve hukuksuzluklara rağmen Erdoğan’ın rahat görünmesinin ardında bu çalışmalar var.

Çünkü dünyanın Cambridge Analytica skandalı ile haberdar olduğu bu tür sanal manipülasyonlar sonuç veriyor. Çok zekice ve nokta hedefe odaklanmış bu manipülasyon çalışmaları ile başta ABD seçimleri olmak üzere birçok ülkede demokratik süreçler kesintiye uğratıldı. 

Nitekim sanal alemi saran ‘PKK-Millet İttifakı işbirliği’ videolarıyla ortam hazırlandıktan sonra devreye Erdoğan ve AKP kurmayları girdi.

Erdoğan’ın hasta hasta çıktığı mitinglerde “Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kandil’in adayı olduğunu, seçimi kazansa bile bu ülkenin onlara teslim edilmeyeceğini” söylemesi aynı planın parçası.

Bir yandan 14 Mayıs’ta muhalefete oy verecek seçmeni darbeci ve iktidar değişimini darbe olarak tanımlayan Süleyman Soylu, öbür tarafta vatandaşa doğrudan “bunlara iktidar teslim edilmez” diyen Erdoğan. 

Benzer ifadelerin başta Binali Yıldırım olmak üzere AKP kurmaylarınca da tekrar edildiğini unutmayın. 

Peki buradan nereye çıkmayı planlıyorlar?

Aslında oyun planları basit; seçime zaten devletin tüm imkanlarını pervasızca kullanarak gidiyorlar. Eşit, özgür ve adil bir seçimden bahsetmek zaten mümkün değil. 

Herşeye rağmen sandıktan çıkamayacaklarını gördükleri için kirli ve muhtemelen kanlı planlarını devreye sokuyorlar.

Kılıçdaroğlu’nun da dikkat çektiği gibi son on günde yoğun bir sanal saldırı başlatılıyor. Sahte ses kayıtları, ‘deep fake’ teknolojisi ile üretilmiş videolar ve propaganda dozu yüksek paylaşımlar her yeri kaplayacak.

Öbür yandan muhalefete bu ithamlara-yalanlara cevap verme imkanı ve zamanı tanınmayacak. Kaldı ki zaten muhalefetin ana akım medyaya çıkma imkanı yok.

Muhalefetin elindeki tek ve son platform olan sanal alemde ise ikinci bir hamle yapılacak.

Başta CHP’nin bilişim sistemi olmak üzere az sayıda ki bağımsız haber platformu da siber saldırılarla devre dışı bırakılacak. Bu nokta da en büyük avantajları ise mevcut devlet imkanları yanında Rusya ve Çin gibi ülkelerin sağladığı lojistik imkanlar.

Mesela seçim akşamı yapılacak DDoS saldırıları ile muhalif platformları işlemez hale getirmeyi planlıyorlar. 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu çok iyi bir performans sergiliyor. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın destekleri çok değerli, Millet İttifakı’nın diğer bileşenleri de omuz veriyorlar ancak bu durum seçimi kazanmaya yetmeyecek.

Seçim güvenliğinin sağlanması ve o gün veri akışının kesilmemesi gerekiyor. Gerek işin uzmanları gerekse de biz gazeteciler günlerdir uyarıyoruz, atılması gereken adımlar, alınması gereken tedbirler var diye. 

Ancak kamuoyu hala endişeli. 

CHP yönetimi-daha önceki başarısızlıklara rağmen– seçim sistemi ve veri girişinde problem olmayacağı iddiasında. 

Ancak ben yine de uzmanlarından dinlediğim önerileri kısaca özetleyeyim; çünkü bu kez de ‘atı alan Üsküdar’ı geçerse’ zaten kimsenin dönüp ‘nerede hata yaptık’ deme lüksü olmayacak.

Öncelikle DDoS saldırılarına karşı güçlü önlemler alınmalı. 

Bu konuda hem yurt içinden hem yurt dışından destek şart. Ayrıca saldırı ile ilgili tedbirler kapsamında kullanılacak adreslerin son dakikaya kadar paylaşılmaması gerekiyor.

Sunucular ve DNS hizmeti yurtdışından kiralanıp saldırılara karşı önleme hizmeti alınmalı. 

Muhalefetin kuracağı sistemde en önemli konu veri akışının kesilmemesini sağlamak. 

Çünkü manipülasyon Anadolu Ajansı üzerinden yapılıyor. 

Bu tip durumlara fırsat vermemek için piramit yada ağaç modeli olarak tanımlanabilecek organizasyonlar hazırlanmalı. 

Kabaca en altta sandık müşahitleri, onun üstünde okul sorumlusu onun bir üstünde mahalle sorumlusu ardından sırasıyla ilçe sorumlusu, seçim bölgesi sorumlusu, il sorumlusu şeklinde

Sisteme girilen bilgiler seviye seviye analiz edilerek merkezde toplanmalı ve internetin çökertilmesi halinde alternatif hesaplama yöntemleri hazırlanmalı. Sonuçları da her ilçe , il ve seçim bölgesi seviyesinde resmi sosyal medya hesaplarından paylaşmalı ki manipülasyon kolay olmasın. 

Daha önceki seçimlerde sırıtan durumlara karşı hala tedbir alınmamışsa son dakika da bunları da düzeltmek şart. 

Mesela Anadolu kırsalında oy kullanma oranları yüksek olur. Çünkü küçük yerlerde gelmeyen-olmayan kişilerin yerine de oy kullandırırlar. Erdoğan’ın HÜDA PAR ile olan yakınlaşmasında bu realite önemli bir gerekçeydi. Bu tip manipülasyonlarda  muhtarlar çok kritiktir.

İktidarın muhtarları sık sık Saray’da ağırladığını da düşünürseniz muhalefetin sorumluluğu daha da belirgin hale geliyor. Sonuçta halk manipülasyona izin vermediği zaman güvenlik güçleri müdahale etmekte zorlanır. 

Eskiden Cihan Haber Ajansı yukarıda bahsettiğim ağaç modelini çok başarılı bir şekilde uyguluyordu. 

Erdoğan rejimi, bu yüzden önce Cihan Haber Ajansı’na çöküp Anadolu Ajansı’nı tek kaynak haline getirdi. Onların da Cihan Haber Ajansı gibi geniş bir gönüllü kadrosu yok. Zaten ‘sonuç’ları da AKP Genel Merkezi’nden alıp kendi sonuçları gibi paylaşıyorlar.

Şu an ajans kurulamayabilir ama uygulanan sistemi hayata geçirmek mümkün. 

Özetle seçimin kaderi muhalefetin ‘çaldırmama’ kapasitesine bağlı. 

Peki gelelim can alıcı noktaya. 

Erdoğan rejimi adaletsiz yarışa ve manipülasyonlarına rağmen sandıktan çıkamazsa ne olacak? 

Günlerdir dile getirdikleri “darbe” ve “bunlara ülke teslim edilmez” söylemini uygulamaya koyarlarsa muhalefet ne yapacak? 

Muharrem İnce gibi ‘adam kazandı’ deyip ortadan kayıp mı olacaklar? 

Kemal Kılıçdaroğlu, mutfağından çektiği ve milyonlarca kişiye ulaşan videoları ile bu konuya dair bir bilgilendirme yapacak mı? 

Şu an en önemli soru bu; Erdoğan gitmiyorum derse muhalefetin eylem planı ne olacak ? 

Sahi; ne yapacaksınız?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Kılıçdaroğlu-PKK kavramlarından genelde Kılıçdaroğluna odaklanılıyor. Kimse PKK ya dikkat etmiyor. Fakat asıl konu burdan ilerleyecek. Terör örgütü ısrarla büyütülüyor. Tehdit büyük gösteriliyor. Biz olmazsak bu tehdit ortaya çıkar diyor. İşte herşey bu cümlede gizli. Kaybettiklerinde söylemlerine göre büyük tehdit ortaya çıkacak. PKK yı büyütmeye çalışmaları bu yüzden. Kocaman gösteriyorlar. Eğer kaybederlerse bu büyük tehdite karşı koymaları gerekir ki seçime el koymanın haklılığı ortaya çıksın. Bu yüzden harekete geçmek zorundalar ve maalesef bu durumdan Kürtler etkilenecek. Kürtleri ısrarla PKK lı göstermek de bu amaca hizmet edecektir.

    Tam bu noktada dikkati PKK dan uzaklaştırıp, dikkatlerden kaçan müslümanlara çekmek gerekir. Seçimi kaybetmiş, meşru olmayan müslümanlar kendilerine meşruluk sağlamak için Kürtleri düşmanlaştırırken, kendi terör eylemlerini bu şekilde örtmüş olacaklar.

    Yani dikkatleri Kılıçdaroğluna değil, PKK ya; sonra dikkatleri PKK ya değil terörist müslümanlara çekmek gerekecek. Terörist müslüman dememin sebebi, müslümanları sıkışmışlıktan terör tuzağına çekecekler ve İslamı terör olarak gösterirken, PKK yı dünyada meşru gösterecekler, HDP nin sözü daha dinlenir hale getirecekler.

    El Kureyşinin öldürülmesi yada kaybolması seçimle doğru orantılı gibi. Bu tesadüf olamaz. Youtube da iki karakter dikkatimi çekti son günlerde çıkıyor. Biri el Türki diğeri el Kürdi isimli iki kişi. Bunlar militan kıyafeti giymişler ve cesaretli olun, korkmayın gibi yayınlar yapıyorlar. Belki alakasız olabilir ama bana göre bu yukarıdaki yorumu desteklemektedir. Perinçekin bütün tarikatları kurutacağım dediği dönem galiba seçimde Tayyipin kaybetmesi sonrası süreçte gerçekleşecek. Israrla PKK tehditini şişirmeleri ve işlemeleri seviyeyi teröre düşürdüklerini gösterdiği gibi seçim sonrası ortamı terör seviyesine düşürerek terör estirmeye hazırlandıklarını göstermektedir. Bunlar sadece bir yorum olup gerçek değildir.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin