İspanya La Liga’nın son 10 yılına baktığımızda ezeli rakiplerden Barcelona’nın Real Madrid’e karşı ezici bir üstünlük sağladığını görüyoruz. Katalan ekibi bu 10 yılda 6 kez şampiyonluk sevinci yaşarken Real Madrid mutlu sona sadece 3 kez ulaşabildi. Barcelona’nın Real Madrid’i ezip geçmesi 2008’te takımı ‘kendi evladı’ Josep Guardiola’ya teslim etmesiyle başlamıştı. Ardından takımın teslim edildiği Tito Vilanova ve Luis Enrique yine bu geleneğin devamı oldu. Barcelona’nın aksine Real Madrid ‘ithal’ hocalarla şampiyonluk kovalıyordu.
Nihayet başkan Florentino Perez, Ocak 2016’da takımı Zinedine Zidane’a teslim ederek yıllardır hayalinde olan bir projeyi hayata geçirdi. Ancak onun da en büyük korkusu ‘ya tutmazsa’. Aradan geçen 1 yılda Zidane, ‘korkulacak bir şey olmadığını’ fazlasıyla gösterdi.
‘Takım ruhu’ kurmakta zorlandı
2000’li yıllarda Zidane, Figo, Ronaldo, Beckham gibi dünya yıldızlarını kadrosunda bulunduran Real Madrid için ‘Los Galacticos’ unvanı kullanılıyordu. Başkan Perez, her yıl bir dünya yıldızını kadrosuna katarken, ezeli rakipleri Barcelona karşısında üstün gelecek bir ekip oluşturulmuştu. 2009’da Cristiano Ronaldo’yu transfer ederek başkanlığının ikinci döneminde yeni bir Galacticos kurmak isteyen Perez, Gareth Bale, James Rodriguez, Mesut Özil ve Angel Di Maria gibi yıldızları takımına kazandırdı ancak 2000’li yılların başında yakalanan başarı bir türlü tekrar ettirilemedi.
Başarılı sonuçlar alınsa bile aranılan ‘takım ruhu’ ortaya çıkmıyor, rekorları kitabını altüst edecek sansasyonel form tutturulamıyordu. Ünlü teknik adamlar Jose Mourinho ve Carlo Ancelotti bile Başkan Perez’in derdine deva olamadı. Perez’in kafasındaki isim en baştan beri takımın efsanesi Zinedine Zidane’dı. Fransız yıldıza takımı teslim etmek için sabırsızlanan Perez’in hevesini daha önceleri Zidane’nin ‘hazır değilim’ sözleri kursağında bırakmıştı.
Kariyeri sıfırlamak mı, yeniden efsane olmak mı?
2016’ya girilirken, nihayet beklenen gün geldi. Rafael Benitez’in gönderilmesiyle dümene, bir süredir genç takımı çalıştıran Zidane geçecekti. Futbolculuk kariyeri başarılarla doluydu Cezayir asıllı Fransız yıldızın. Fransa, 1998 Dünya Kupası ve Euro 2000’de şampiyon olurken aslan payı hiç şüphesiz ‘maestro’nundu. Keza Real Madrid’in kazandığı iki Şampiyonlar Ligi kupasında yine Zidane imzası vardı. Ama teknik adamlık başkaydı. Nice ünlü yıldızlar kramponları çıkarıp, eşofmanları giyince fiyasko yaşamış, yıllarca alkışlayan taraftarlar bu kez ıslıklamıştı. Risklerden biri başarılı kariyeri sıfırlamaktı. Ama işin ucunda yeniden efsane olmak da vardı.
Zidane’ın bu görev için uygun görülmesinin en büyük sebeplerinden birisi, futbolculuk kariyeriydi. C. Ronaldo, James Rodriguez, Toni Kroos, Gareth Bale gibi her biri diğerinden ‘yıldız’ oyuncuyu bir araya getirecek ve onlardan bir takım çıkaracak ismin, her yönden saygı görmesi önemliydi. Real Madrid’in son yıllarda yaşadığı en büyük sıkıntı, teknik adamların oyunculara kendini kabul ettirememesi olmuştu. Bu sıkıntıyı Mourinho ve Ancelotti bile yaşadı. Zidane oyuncularıyla yakın diyalog kurarken, kısa sürede sahaya yansıttığı taktik bilgisiyle hiç de ‘çaylak’ olmadığını ortaya koydu.
Yedek kulübesi bile milyon dolarlık yıldızlarla kurulu Madrid’de bir diğer önemli problem forma şansı bulamayan oyuncuların ‘küskünler grubu’ oluşturmasıydı. Zidane, rotasyon sistemini hayata geçirerek her oyuncuya şans verdi ve bu grubun dağılmasını sağladı. Böylece her oyuncu kendini takımın ve başarının bir parçası olarak görmeye başladı. Oyuncuların yeri ‘garanti’ olmayınca da, çalışmaları ve performansları kendiliğinden arttı.
Başarısı tesadüf değil
Devre arasında devraldığı takımla yılsonunda Şampiyonlar Ligi kupasını kaldıran Zidane, bu başarının tesadüf olmadığını 2016-17 sezonunun ilk yarısında gösterdi. Geçen yılın Nisan ayında Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final ilk maçında deplasmanda Wolfsburg’a 2-0 yenilen Real Madrid, tam 9 ay boyunca oynadığı resmi maçlarda yenilgi yüzü görmedi. Ezeli rakibi Barcelona’nın 39 maçlık yenilmeme rekorunu, geçen hafta Sevilla’ya 2-1 yenildiği maça kadar, 1 maç geliştirdi. Yenilgi moralleri bozsa da takımın ortaya koyduğu performans gelecek adına ümitsiz olmalarını engelliyordu.
Yılların hayalini gerçeğe dönüştüren Başkan Perez, Fransız teknik adamla Los Galacticos 2.0’ı piyasa sürmüş oldu. Gareth Bale’nin sakatlığı ve James Rodriguez’in formsuzluğuna rağmen Ronaldo, Benzema, Modriç, Kroos, Morata, Ramos ve Kovaciç gibi yıldızlar Zidane’ın takımının başarısında büyük pay sahibi. 3. haftada devraldığı liderliği bir daha rakiplerine bırakmayan Real Madrid, lig, kupa ve Şampiyonlar Ligi’nde yoluna emin adımlarla devam ediyor.
Zidane başarırsa Real Madrid’in son yıllarda Barcelona’ya karşı yaşadığı ‘mağlubiyet psikolojisi’ son bulacak. Daha önemlisi bu kez Los Galacticos’u hedefe yıldız oyunculardan çok yıldız teknik direktörün başarısı olacak.
