Darbe çeeeeekkk!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

Biz Berho diyorduk, gerçek ismini hiçbir zaman bilemedim. Muhtemelen Burhan ya da Burhanettin gibi bir şeydi. Köprübaşı’nda bir esnaf lokantasının garsonuydu. Öylesine hızlı, öylesine takip edilmezdi ki, giydiği siyah lastik terliğin şıkırdaması olmasa uçuyor hissine kapılırdınız.

Her masaya yetişirdi ama, sadece dinlemek için. Aldığı siparişlerin bir tanesini bile getirdiğini görmemişizdir.

Duyduğu her siparişi çok daha yüksek bir tonda lokantanın mutfağına doğru bağırırdı:

“Kuru çeeeeeek!”

Aşçılar onu ciddiye alıyor muydu bilmiyorum ama eğer beklemekten ağaç olmak istemiyorsanız, siparişinizi başka bir garsona ikinci kez vermek zorundaydınız.

Lokantada orta dalga radyo sesine karışan Berho sesi yankılanıp dururdu:

Pilav çeekkkkk.

Soğan çeeeeekkkk…

Aci isot çeeeekkk…

Bugünlerde yandaş yazarların bir merkezden emir almışçasına “Darbe olacak hazırlıklı olalım” içerikli yazısını okuyup, ekrandaki yorumlarına denk geldikçe karakoyun deresinin üzerindeki o salaş esnaf lokantasının acar garsonu Berho aklıma geliyor.

Derbe çeeeeeekkkkk!

Malum olduğu üzere bu yandaş kalem güruhu bir yerden emir almaya çok teşnedir, 15-20 tanesi aynı yazıyı aynı başlıkla (Diliniz kaba, vicdanınız taş!) yazmış ve sonra bir tanesinin bile burnunun ucu kızarmamıştı. Hatta sonradan kapı önüne konulunca mesleki etik dersi filan vermeye kalkanlar bile olmuştu.

İrili ufaklı ama hemen hepsi pek itibarlı olmayan yandaş koro, hepsi kendi tıynetince aşağı yukarı aynı şeyleri yazınca lokanta müşterisi gibi merak ediyor insan:

Acaba bunların darbe siparişini ciddiye alan mutfak personeli olur mu?

İktidar gittikçe kendi kontrolü dışına çıkan gündem oluşturmanın belki de son demlerini yaşıyor. Ülke kamuoyunu artık canı istediği gibi bir yöne güdüleyememenin çaresi olarak, sıklıkla gündem değiştirme ve agresyon dozunu her geçen gün artırmada buluyor.

“Siyasi ayak” ayağına CHP ve diğer muhalifleri sürekli defansta tutmak isterken, bugüne kadar yaptığı tüm hukuksuzluk ve zulmün gizli ortağı Ergenekon cenahına darbe söylentisi ile başka bir ayak çekiyor: Darbenin ayak sesleri!

Nasıl bir ayaksa bu bir türlü bitmiyor. İktidarın bu ayakları bıraktığı gün belki de sonlarının geleceğini düşünüyorlar bilemiyorum.

Aynı gün arada karbon kağıdı varmışçasına aynı yazıyı kaleme almak gibi bir ustalıkları var yandaş yazar çizer takımının. Mesela Yusuf Kaplan “Darbe” başlıklı yazısıyla, Cem Küçük “Darbe imaları”, A. Selvi “Hani CHP’nin haberi yoktu?”, Melih Altınok “Darbe söylentileri üzerine” başlıklı yazılarıyla cunta mutfağına seslendiler.

Ergenekon’un vitrin personeli Doğu Perinçek vaktiyle “Tuzağa düşmek kader mi?” başlığıyla şöyle yazmıştı: “Tuzağa düşmek, her zaman bir eşitsizlik durumunu içerir. Kurulmuş bir tuzak vardır. Başka deyişle tuzağa düşüren vardır, tuzağa düşen vardır. İnsan ile hayvan arasındaki tuzak ilişkisinde de böyledir; insan ile insan arasındaki ilişkide de.”

Aynı Perinçek birkaç gün önce bir TV ekranında (Bu şahıs ekrana niye çıkarılır gerçekten anlamış değilim) aynen şöyle söyledi: “”Şehit vermeden hiçbir sorun çözülmez. Şehit vereceğiz, olur mu şehit vermeden”

Onlar için birkaç milyon kişinin ölmesi bile sorun değil sanırım. Ki 15 Temmuz’da gerçek niyetlerinin değil 250 ,belki binlerce ölüm hadisesi olduğunu düşünüyorum.

Ergenekon ve siyasal İslamcılar 15 Temmuzda sadece ordudan bir kesimi değil, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere milyonları, sonrasında koca ülkeyi tuzağa düşürmeyi başarmıştı.

Hatırlayın o dönemki Erdoğan sözlerini :

“”Atı alan Üsküdar’ı geçti. Aklı olanlar Türkiye’yi terk etti gitti. Aklı olmayanlar da burada tuzağa düştü.”

Türkiye yine aynı tuzağa düşer mi emin değilim.

İktidarın garsonları habire içeri doğru canhıraş şekilde bağırıyor:

Darbe çeeeek!!

Bakalım aynı yemeği tekrar ısıtıp millete servis etmeyi başaracaklar mı?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin