Cumhuriyet davası ve suç uydurmalar: Kavurmalı, kaşarlı terörist pidesi!

Yorum | Erhan Başyurt

Türkiye’de medyaya baskının ve suç uydurma yöntemiyle özgür/muhalif gazetecilerin nasıl susturulduğunun her gün yeni bir örneği ile karşılaşıyoruz.

Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticilerinin yargılandığı davada, İddianame’den ortaya saçılan saçmalıklar zincirin son halkası…

***

Ülke hukuktan uzaklaştığı ve demokrasiyi terk etme yoluna girdiği için aslında hiçbiri artık şaşırtıcı değil…

Şaşırtıcı olan, halen aynı çarklar ve kumpaslar tarafından öğütüldükleri halde, mağdurların kendi aralarındaki düşünce farklılıkları nedeniyle, bir diğerinin uğradığı hukuksuzluklara seyirci kalması…

SAVCI, LİSTEDEKİ GAZETECİLERE SUÇ UYDURMUŞ

Bugüne kadarki tüm medya iddianameleri gibi bu da bir komedi. Trajikomik…

Savcıya muhtemelen bir liste verilmiş ve bu isimleri tutuklatması istenmiş…

O da oturmuş, aslı var ya da yok üretebildiği tüm suçlamalar, hukuka uygun ya da değil şüphe uyandıracak ne bulabildiyse bir torbaya doldurup verilen listedeki isimlerin hapse atılmalarını sağlamış.

Türkiye’de hukuk birkaç yıldır maalesef bu şekilde işliyor.

Bakın 9 aydır tutuklu gazeteciler hangi saçma suçlamalarla özgürlüklerinden mahrum bırakılmış…

PARKECİ’NİN OĞLUNUN YEMEK YEDİĞİ RESTORAN’IN…

Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı tutuklu Avukat Akın Atalay, 6 buçuk yıl önce evinin salonunu bir parkeciye yaptırıyor ve 2 bin 500 lira ödüyor. O parkecinin bir oğlu Bursa’da bir restoranda yemek yiyor. O restoranın sahibi hakkında MASAK’ın bir raporu varmış. Atalay’dan hesabını vermesi isteniyor…

Peki o parkeciyle 6 buçuk yıl boyunca görüşen başka kimse hakkında işlem var mı? Yok!

TURİZM FİRMASINI ARAMAKTAN TERÖR SUÇLUSU!

Cumhuriyet Gazetesi yazarı tutuklu Hakan Kara, hakkında 2014’te FETÖ soruşturması başlatılan ETS Turizm firmasını aradığı için suçlanıyor.

Reklamları ulusal gazeteler ve televizyonlarda yayınlanan firmayı Bodrum’da tatile gitmek için aradığını belirten Kara, ETS’yi son dört yılda kendisi gibi 2 milyon 400 bin kişinin aradığını belirtiyor…

Peki arama yapan diğer 2 milyon 400 bin kişi hakkında dava açılmış mı? Hayır!

ETS firması ceza almış mı? Hayır!

ETS halen reklam verip faaliyetlerine devam ediyor mu? Evet!

BYLOCK YOKKEN BYLOCK İLE GÖRÜŞMÜŞ (!)

Hakan Kara, 2013’te ByLock kullanan bir şahısla telefonda görüştüğü için suçlanıyor.

2013’te ByLock programı henüz yokmuş!

Daha ilginci, suçlamaya dayanak yapılan E.A. isimli şahıs hiçbir zaman ByLock da kullanmamış!

Hoş! ByLock kullansa da bir suç değil. Suç, ancak yazılan mesajların içeriği ortaya konularak yöneltilebilir…

Kara suçlamanın nasıl mantık dışı olduğunu basit bir matematik hesabıyla gösteriyor:

‘MİT’e göre 200 bin ByLock kullanan var. Her biri 3 yılda toplam 60 ayrı insanla görüşmüş olsa, benim gibi 12 milyon kişi eder…’

Peki, suç olmadığı halde ByLock kullananlarla görüşen tek bir AK Partili bakan veya vekile dava açılmış mı? Hayır!

BAŞKASININ TELEFONUNDAN GAZETECİYE NE?

12 milyon hesabı size şaşırtıcı geldiyse hemen belirtelim. Cumhuriyet Davası’nda tutuklu gazeteciler Kadri Gürsel ve Turhan Günay gibi birçok isim, telefonuna ByLock indiren şahıslar tarafından normal GSM hattı üzerinden arandıkları için ‘terör örgütü üyesi’ suçlaması yapılıyor…

Gazeteci ne yapabilir… Kendisini arayan numaralardan önce Cumhuriyet Savcılığı’ndan ‘temiz kâğıdı’ mı isteseydiler… ‘Gönder bir bakayım telefonunda ByLock yoksa sana cevap vereyim’ mi? Deselerdi…

Böyle saçma suçlama olmaz. ByLock kullanmak suç değil. Suç bile olsaydı, suçun şahsiliği söz konusu. Başkasının telefonundaki bir program nedeniyle, bir gazeteci nasıl suçlanabilir?

Savcılar, kendilerine tutuklamaları talimatı verilen gazetecileri gerçek veya yalan bilgilerle ByLock ile irtibatlandırıp, uzun tutukluluk yoluyla keyfi cezalandırmaya maruz bırakıyor…

O TAMİRCİNİN 8 YIL ÖNCE ÇALIŞTIĞI FİRMAYA…

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Önder Çelik, 2011 yılında oto tamircisine yaptığı 345 lira havale nedeniyle suçlanıyor. Nedeni, o oto tamircisinin 2009’da çalıştığı şirketin şüpheli görülüp işlem yapılmasıymış!

Çelik haklı olarak soruyor: Yani benim 6 yıl önce gönderdiğim hesabın sahibinin, bundan 8 yıl önce çalıştığı şirketin işlem görmüş olması sebebiyle ben şüpheli hale gelmişim. Bu kadar komiklik olmaz…

Peki o oto tamircisine arabasını veya o firmaya arabasını tamir ettiren herkes suçlanmış mı? Hayır!

Savcılar, karpuz gibi seçmece veya kesmece yapıp, keyiflerince kimi suçlayacaklarsa, kesip biçip ona suç uyduruyorlar. Yazık!

KAVURMALI, KAŞARLI, TERÖRİST PİDESİ (!)

Cumhuriyet Gazetesi Ombudsmanı Güray Öz, FETÖ şüphelisi ile iletişim kurmakla suçlanıyor.

Öz gerçeği açıklıyor: İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya’da bir pidecidir. Ben arada bir pide ısmarladığım bir pidecinin, hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olabilirim ki?..

Peki, o pideciyi arayan herkes hakkında işlem başlatılmış mı? Hayır!

Muhtemelen o pideci de böyle bir iftiranın mağduru…

Hukuk olmayınca gerçekler kimin umurumda…

‘İddianame ve suçlamalar şişirilsin, masum insanlar kendilerini aklayana kadar özgürlükleri ellerinden alınsın’ mantığıyla hareket ediliyor ve yargı bir intikam aracı gibi kullanılıyor.

UMARIM TÜM GAZETECİLER ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUR

Cumhuriyet Gazetesi’nin yayınlarına ilişkin saçma sapan suçlamalara, gazeteciliğin nasıl suç sayıldığına dair savcının uydurmalarına değinmeyeceğim hiç…

Sadece Cumhuriyet’ten 20 küsur gazeteci işte bu ipe sapa gelmez iddialarla demir parmaklıkların arkasında…

Benzer hukuksuz ve mesnetsiz suçlamalarla hapse atılan gazetecilerin sayısı 250’ye ulaştı. Türkiye artık dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi…

Hidayet Karaca’dan Mehmet Baransu’ya, Ahmet Altan’dan Ali Bulaç’a, Mümtazer Türköne’den Nazlı Ilıcak’a, Ahmet Turan Alkan’dan Gültekin Avcı’ya, Ahmet Şık’tan Murat Aksoy’a kadar…

Hepsi de sadece ve sadece gazetecilik yaptıkları için uydurma suçlamalar ve hukuksuz gerekçelerle hapiste tutuluyor.

Uzun tutukluluk yoluyla keyfi cezalandırmaya maruz bırakılıyorlar.

Cumhuriyet davası tutuklularından Özgür Gündem gazetesi tutuklularına, Zaman gazetesi tutuklularından İpek Medya tutuklularına, internet medyasından TRT çalışanlarına kadar tüm masum meslektaşlarımın hiçbir ayrıma tabi tutulmadan bir an önce salıverilmelerini temenni ediyorum…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin