Cezaevleri Genel müdüründen itiraf: Çıplak arıyoruz, işkence yapıyoruz ama münferit

Cezaevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, yaşanan işkenceleri ve hak ihlallerini Meclis’te itiraf etti: “Çıplak arıyoruz. İşkenceler münferit olaylar. Kitapları topluyoruz, sert müdahale için özel gardiyan birimi getirilecek.” Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yıldırım, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda hak ihlalleri ve işkencelerle ilgili iddiaları yanıtlarken, itiraf gibi açıklamalarda bulundu. Yıldırım’ın, cezaevlerindeki çıplak aramalara ilişkin “İhtiyaç olduğunda çıplak arıyoruz” savunması dikkati çekti.

CEZAEVLERİNDE DOLULUK YÜZDE 104
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yıldırım, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda işkencelerin arttığına ilişkin bilgilerin geldiği cezaevlerinde 195 bin tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu açıkladı. Yıldırım, Hizmet Hareketi’ne üye oldukları iddiası ile tutuklanan hükümlülerle birlikte cezaevlerindeki doluluk oranının yüzde 104’e ulaştığını söyledi.

ÇIPLAK ARAMA YAPIYORUZ…
Birgün gazetesinin haberine göre, Yıldırım’ın mahkûmlara “çıplak arama” konusunda “İhtiyaç olduğunda çıplak arama yapıyoruz” sözleri ile şikâyetleri doğruladı ancak çıplak aramaların mahkûmlara “kâğıt elbise” giydirilerek yapıldığını da öne sürdü.

İŞKENCELER MÜNFERİT SAVUNMASI
Yıldırım, cezaevlerinde yaşanan işkencelere de “münferit” savunmasını yaptı. Yıldırım, yaşanan işkenceleri şu sözlerle savundu: “Farklı kanallardan gelen hak ihlali iddialarını da mutlaka detaylarıyla incelemeye gayret ediyoruz. Çünkü, bizim kurumlarımız 195 bin hükümlü, tutuklunun olduğu ve 52 bin personelle yönettiğimiz kurumlar. Dolayısıyla, bu kurumlarda elbette münferit olarak bir takım olumsuzlukların yaşanma ihtimali her zaman vardır.”

KİTAPLARI TOPLUYORUZ
Yıldırım, hükümlü ve tutukluların odalarında aynı anda 10 kitap bulundurulmasına izin verildiğini söyleyerek, sayı sınırlamasının “Kitap hakkının kısıtlanması” olmadığını öne sürdü. Yıldırım’ın iddialarına göre kitaplar okunmak için değil, “kapıya bariyer kurmak için” kullanılabiliyor ve kitap sayısı artınca mahkûmlar koğuşlarda “rahat hareket edecek alan” bulamıyor.

TEDBİRDE ÇOCUK-BÜYÜK AYRIMI YAPILMIYOR
Yıldırım’ın bir diğer itirafı özellikle son olarak Maltepe Cezaevi’nde işkenceye uğramaları ile gündeme gelen çocuk mahkûmlara ilişkin oldu. Yıldırım, OHAL kapsamında cezaevlerinde alınan “tedbirlerin” büyük ya da çocuk ayrımı yapılmadan uygulandığını söyledi. Yıldırım, cezaevlerindeki hijyen koşullarla ilgili şikayetler, fare ve böcek bulunduğu iddialarını ise “Yeni cezaevleri çok temiz ama eski kurumlarda bunun olma ihtimali çok daha yüksek” açıklamasıyla kabul etti.

SERT MÜDAHALE İÇİN ÖZEL GARDİYAN BİRİMİ OLUŞTURULACAK
Cezaevlerinde bazı tutuklu ve hükümlülere müdahale ederken özel kıyafetli, teçhizatlı görevlilere ihtiyaç duyulduğuna öne süren Yıldırım bazı mahkûmlara “sert müdahale”de bulunmak için bu tür bir birimin oluşturulacağını açıkladı. Yıldırım, mahkûmların kendi dudaklarını diktiklerini iddia ederek, “Cezaevlerinde 10’un üzerinde kendi dudağını diken hükümlümüz var, bu bir hastalık. Kendini kesmeyi, kanatmayı kendini ifade etme dili olarak kullananlar var” diye konuştu.

BAKANLIK İŞKENCE VE TACİZİ YALANLADI
İstanbul Silivri Cezaevi’nde iki kadın mahkûmun göğüs uçlarına iğne batırılarak ve sıvı çıkıncaya kadar sıkılarak işkence edildiği iddialarına Adalet Bakanlığı yanıt verdi. İddiaları yalanlayan Bakanlık, “10.10.2016 tarihinde, odaların havalandırmaya açılan kapılarının kapatılması sırasında, toplam 6 tutuklu, kapıların kapanmasını engellemeye çalışmak için yere oturmuşlar ve odalarına girmeme eylemi yapmışlardır. İnfaz koruma memurları orantılı güç kullanarak tutuklar odalarına alınarak kapının kapatılması sağlanmıştır” ifadelerini kullandı. Açıklamada infaz koruma memurlarının tutuklulara tacizde bulunduğu iddialarının da gerçek dışı olduğu belirtildi.

CHP: İŞKENCE İDDİALARI ARAŞTIRILSIN
CHP, OHAL ilanın ardından cezaevlerinde artan işkence ve hak ihlalleriyle ilgili olarak Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmasını istedi. CHP Milletvekili Elif Doğan Türkmen tarafından verilen araştırma önergesinde şu tespitlere yer verildi:
*Mahkûmlar, yatak yetersizliğinden ya nöbetleşe uyuyorlar ya da koridorlarda yatıyorlar.
*Duş imkânlarının da kısıtlı olması nedeniyle bulaşıcı hastalık riskleri tehlikeli boyutlara gelmiştir.
*Görüşlerdeki kötü muamele ve zaman kısıtlamaları da eklendiğinde cezaevi koşulları mahkûmlar için insanlık dışı ve onur kırıcı bir noktaya ulaşmıştır.
*Cezaevlerinde Cumhuriyet, Birgün, Evrensel ve Gündem gibi gazetelerin yasaklı yayın listesine alındığı ve bazı TV’lerin (Halk TV) yayınlarının izlenmesinin durdurulduğu ve birçok cezaevinde dışarıdan ders kitapları haricinde kitap getirmenin yasaklandığı da ifade edilmektedir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin