Bu yılın Haziran ayında erken seçime hazır mısınız?

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Yaşanan ekonomik ve toplumsal olaylar, siyasette kartların yeniden karılmasını beraberinde getirecek. Bundan şüpheniz olmasın. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, Tayyip Erdoğan’ın önünü açıyormuş gibi yaptığı çıkış, erken seçim sandığını ülkenin önün koydu. Tane tane anlatacağım.

Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP’nin son çeyrek yüzyılda ülkenin kaderinde oynadığı rolü, siyaseti, kıyısından köşesinden takip edenler iyi bilir. Bahçeli’nin zaman ayarlı manevraları, kimileri için siyaseten boynuna idam urganının geçirilmesine sebep oldu, kimileri için de hayat öpücüğüne dönüştü.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Bu yolda neler yaptığının ayrıntılarına girmeyeceğim.

Bahçeli, hep 2002 Temmuzunda 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı’nda yaptığı seçim çağrısı ile siyasette maymuncuk rolü oynaması ile hatırlanır. Oysa Bahçeli’nin DSP-MHP-ANAP koalisyonunun kurulması ve o koalisyonda oynadığı roller pek akıllara gelmez. O dönemde ülkede demokratikleşme yolunda adımlar atılmasını ters manevralarla sağlayan kilit isim Bahçeli olmuştu.

ABDULLAH GÜL’Ü KÖŞK’E ÇIKARAN MHP OLMUŞTU

Devlet Bahçeli, AK Parti’nin tek başına iktidarda olduğu, MHP’ninse mutlak muhalefet yaptığı dönemde bile kritik rol üstlenmeyi sürdürdü. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi 16 Mayıs 2007’de dolmuş ve iktidar partisi Cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah Gül’ü açıklamıştı.

Ancak eski Yargıtay Başkanı Sabih Kanadoğlu’nun 26 Aralık 2006’da Cumhuriyet gazetesinde gündeme getirdiği 367 oy tartışması, seçimleri kilitledi. Anayasaya göre ilk turda nitelikli çoğunluk olan 367 milletvekili şartı, sonraki turlardaysa 276 milletvekilinin oyu seçilmek için yeterli geliyordu.

Kanadoğlu’na göre, Anayasada belirtilen ilk turda aranan 367 şartı, sadece karar yeter sayısı değil, aynı zamanda toplantı yeter sayısıydı. Kanadoğu’na göre, bu rakamın altında kalan bir katılımla alınacak karar da geçersiz sayılırdı.

Tartışmalar sonunda, Anayasa Mahkemesi de bu yönde karar verdi. Böylece, Deniz Baykal yönetimindeki CHP’nin, Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün başörtülü olmasından dolayı Meclis’e girmeme kararı, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin önüne engel olarak çıkarılmıştı.

Bunun üzerine iktidar partisi, erken seçim kararı aldı ve 22 Temmuz 2007’de seçimlere gidildi. Barajı aşarak Meclis’e giren MHP’nin lideri Bahçeli, “Eğer konu Anayasa Mahkemesi’nin son kararına göre 367 sayısı açısından değerlendiriliyorsa MHP cumhurbaşkanlığı seçiminde orada olacaktır” çıkışıyla Gül’ün cumhurbaşkanlığı seçimlerinin önündeki engel kalkmış oldu.

Gül, MHP’nin Meclis’te hazır bulunmasıyla, 28 Ağustos’ta 11. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiş oldu.

BAHÇELİ, 7 HAZİRAN 2015 SEÇİMLERİ SONRASINDA AK PARTİ’NİN ÖNÜNÜ AÇTI

7 Haziran 2015’te AK Parti, tek başına iktidar olmaya yetecek sayıda milletvekili çıkaramadı. Partilerin koalisyon yapması gündeme geldiğinde, MHP bir kez daha siyaset arenasında kritik rolü üstlendi.

Bahçeli, seçim gecesi ortaya çıktı ve “MHP hiçbir hükümet formülü içinde olmayacaktır” yolunda yaptığı açıklamayla AK Parti’nin değirmenine su taşımış oldu. Erdoğan, “istikşafi görüşmeler” adı altında yapılan müzakerelerle koalisyon hükümeti kurma yerine kurulamadığını ispata çalıştı.

Cumhurbaşkanı makamında oturan Erdoğan, CHP’ye hükümet kurma görevi vermedi ve geçici hükümet kurularak 1 Kasım tarihinde seçime gidildi. Terörle terbiye edilen ve yaşanan olaylardan korkan halk, yüzde 49,5 oyla AK Parti’yi yeniden iktidara taşıdı.

Bahçeli, bu tarihten sonra maymuncuk rolünü bir kez daha oynadı. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrasında, iktidara hiçbir şart öne sürmeden destek vereceğini açıkladı.

O tarihe kadar, AK Parti tarafından gündeme getirilen Başkanlık Sistemine şiddetle karşı çıkan MHP lideri, 11 Ekim 2016’da partisinin grup toplantısında Erdoğan’ın önünü bir kez daha açtı.

Bahçeli, “Fiili duruma hukuki boyut kazandırmak gerek” diyerek, AK Parti’den Başkanlık Sistemi önerisini Meclis’e sunmasını istedi. Yeni sistem 16 Nisan 2017’de referanduma sunuldu.

Sandıkların açılmaya başlamasından kısa süre sonra Erdoğan, halkın karşına çıktı ve “Atı alan Üsküdar’a geçti” diyerek fiili bir durumla, referandumdan “Evet” sonucu çıktığını duyurdu.

Bahçeli, yeni sistemin hayata geçmesi ardından bu kez, seçimlere bir buçuk yıl kala, 26 Ağustos 2018’de erken seçime gidilmesi çağrısı yaptı. MHP lideri, bu çıkışla ülkenin 24 Haziran 2018’de seçime gitmesini sağladı.

Ülke, yeni sistemle ilk cumhurbaşkanını bu şekilde seçmiş oldu. AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı da Meclis’te çoğunluğu sağladı.

BAHÇELİ’NİN KIZILCAHAMAM’DAKİ SÖZLERİ NE ANLAMA GELİYOR?

MHP lideri Bahçeli, geçtiğimiz hafta sonu Kızılcahamam’da partisinin milletvekilleri ve Merkez Yönetim Kurulu üyeleriyle bir toplantı yaptı. Bahçeli, “Bizim Cumhurbaşkanı adayımız nettir, o da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.

MHP liderinin buraya kadar olan sözlerinde Erdoğan’ın adaylığına ilişkin yeni bir şey yoktu. Zaten bu sözleri geçtiğimiz yıl yapılan MHP Kongresinde kürsüden net bir şekilde ortaya koymuştu.

Oysa, Bahçeli’nin konuşmasında Erdoğan’ın adaylığının arkasında durmaktan öte farklı içerikler vardı. Bahçeli’nin o sözleri şöyle:

“Bazı çevreler Sayın Cumhurbaşkanımızın tekrar aday olamayacağı yönünde husumetle pekişmiş karanlık propagandalarına şimdiden başlamıştır. Bir defa bu iddianın yasal ve anayasal hiçbir temeli, hiçbir nesnel gerçekliği yoktur. Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı’dır. Ve tekrar aday olmasının önünde de herhangi bir engel bulunmamaktadır.”

Bahçeli bu sözleriyle bir tespitte bulunuyor. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk cumhurbaşkanı olduğunun altını çiziyor. Erdoğan’ın ise iki dönem cumhurbaşkanı olduğu hatırlatmasını yapıyor.

BAHÇELİ’NİN GİZEMİ BU SÖZLERDE YATIYOR

Erdoğan’ın üçüncü dönem seçilmesi önüne bir engel çıkarılması halinde gerekli yasal düzenlemeyi yapıp bunları aşacaklarını söylüyor:

“Nitekim Cumhurbaşkanı’nın en az üç dönem seçilebilmesi amacıyla gerekli yasal düzenlemenin yapılmasına var gücümüzle çalışır, bunu da başarırız.”

İşte işin püf noktası burada. Bir kez Bahçeli bu çıkışıyla, Erdoğan’ın yeni sistemin ilk seçilen ismi olduğunun altını çiziyor ama iki kez cumhurbaşkanı seçildiği tespitini yapıyor. Üçüncü kez seçilmesi amacıyla gerekli yasal düzenlemeyi yapacaklarını söylüyor.

Her şey burada gizli. Erdoğan’ın üçüncü kez aday olabilmesi için anayasa değişikliğine gidilmesi gerekiyor. AK Parti’nin Meclis’te 285, MHP’nin 48 vekili var. 1 sandalye de BBP’de bulunuyor.

İktidarı destekleyen partilerin sandalye toplamı 334 ediyor. Bu sayıyla anayasa değişikliği ancak referandumla gerçekleşebiliyor. Referandumsuz değişiklik yapılabilmesi için 367 oy gerekiyor.

Cumhur İttifakı’nın, böyle bir değişikliğe halktan onay alması kolay görünmüyor. Yapılan bütün anketler, iktidar bloğunun yüzde 50’nin hayli altında olduğunu gösteriyor.

Esas cevap aranması gereken soru burada ortaya çıkıyor?

Bahçeli, Kızılcahamam’da yaptığı açıklamayla ülkeyi seçime götürecek kapıyı aralamış oldu. Bir süre Bahçeli’nin bu sözlerini tartışacağız. Sonrasında gündem “erken seçim” olacak.

(Bu arada önemli bir noktanın altını çizmeliyim. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz hafta TV100’de katıldığı programda Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığına itiraz etmeyecekleri yolundaki çıkışı, keskin sirke muhalif isimler tarafından eleştirildi. Dahası eleştirilmeye devam ediyor.

Kılıçdaroğlu, bu açıklamasıyla Erdoğan’ın ve yandaşlarının yeni bir mağduriyet zırhına bürünme kartlarını ellerinden almış oldu. Aslında Kılıçdaroğlu, adresi sandık diye göstererek önemli bir çıkış yaptı.)

Erdoğan’ın yeniden aday olmak için önünde tek bir seçenek kalıyor. O da erken seçim kararı. Bir seçimin “erken seçim” hüviyeti kazanması için, tarihinde yapılacak seçimlerden en az bir yıl önce yapılması gerekiyor.

Bahçeli bu çıkışıyla Erdoğan’a iki adres göstermiş oldu. Yeniden aday olmak istiyorsan erken seçim kararı almak zorundasın. Yok eğer ben zamanında seçime giderim diyorsan o zaman da Anayasa değişikliği yapılmak zorunda.

“Siz arkanıza yaslanın ve keyfinize bakın” demeyeceğim. Sandığın ucu göründü, bundan sonra süreç hızlanacak. Çalışmalarınızı ona göre yapın ve kendinizi Haziran ayında seçime hazırlayın.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. ““Siz arkanıza yaslanın ve keyfinize bakın” demeyeceğim. Sandığın ucu göründü, bundan sonra süreç hızlanacak. Çalışmalarınızı ona göre yapın ve kendinizi Haziran ayında seçime hazırlayın.” Afedersiniz ama bize ne seçimden?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin