Bank Asya için seferberlik çağrımdır

Yorum | Nurullah Albayrak

Bank Asya, 1996 yılında kurulan ve  faaliyet izni sona erdirildiği 23.7.2016 tarihine kadar bankacılık işlemlerine devam etti. 2014 yılı sonrasında para yatırmış olan banka mudileri hakkında davalar açıldı, açılıyor, insanlar tutuklanıyor, ihraçlar yaşanıyor. Hesap açıldığı ve para yatırıldığı dönem itibariyle tamamen yasal olarak kabul edilen bir banka ile işlem yapanlara hukuksuzca, örgüt üyeliği ya da örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım etme suçlaması yapılıyor.

Hesap açmak, hesaba para yatırmak ya da bankacılık işlemleri yapmış olmak hukuken başka hiçbir gerekçeye ihtiyaç olmaksızın suç olarak kabul edilemez. Ceza Kanununun mimarı olan Prof. Dr. İzzet Özgenç tarafından yapılan bilgilendirmede bu durum tereddüde yer bırakmaksızın açıklanmaktadır. İzzet hoca tarafından yapılan bu açıklamada, ‘..hukuki varlığı devam eden ve faaliyette bulunması devlet tarafından engellenmemiş olan bir bankada hesap açılması, hangi amaçla olursa olsun, mevcut hesaba para yatırılması, hesaplar arasında para transferinde bulunulması, asla, ilgili kişinin terör örgütü üyeliği ile suçlanmasının dayanağını oluşturamaz.’denilmektedir.

Bankaya para yatırmak suç olarak kabul edilemez

Hukuki durum bu şekilde olmasına rağmen ne yazık ki evrensel hukuk kriterleri yerine ‘Saray Hukuku’ kriterlerini esas kabul eden mahkemeler ve idari organlar tarafından tamamen yasal olan bu faaliyetler suç olarak kabul edilmektedir. Mahkemeler tarafından her ne kadar bu şekilde kararlar verilmiş olsa da Anayasa ve Ceza Usul Kanunu gereğince de bankaya para yatırmak suç olarak kabul edilemez.

Soruşturma ve yargılama dosyalarında yer alan bilgilere göre suçlamaya dayanak yapılan  Bank Asya verileri Ceza Usul yasasına aykırı olarak hukuka aykırı şekilde elde edilmiştir. Açık bu hukuksuzluk nedeniyle de banka konusunda suçlama yöneltilmesi doğru değildir. Anayasa m. 38/ 6 ve CMK m. 217/2 hükümleri dikkate alındığında, Bank Asya verileri hiçbir yargılamada kullanılamaz; disiplin yargılamaları veya OHAL Komisyonu işlemleri dahil, hiçbir karara dayanak yapılamaz. Aksi durum Anayasanın 38/6 hükmünü tanımamak, yok saymak anlamına gelir; oysa Anayasa hükümleri yasama, yürütme ve yargı organları dahil herkesi bağlar.

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanıp mahkemelere gönderilen belgelerden açıkça anlaşılacağı gibi, Bank Asya’nın müşterilerine ait tüm kişisel veriler hiçbir mahkeme kararı olmadan polis tarafından elde edilmiş ve bu konuda bir de veri tabanı oluşturulmuştur. Bu veriler hiçbir yasal dayanak olmadan, mahkeme kararı alınmadan, toplu şekilde ve yasadışı olarak ele geçirilmiştir. Yasadışı elde edilen bu verilerin mahkumiyet ya da ihraç gerekçesi olarak kullanılması açıkça hukuka aykırıdır.

Suç ve cezaların şahsiliği prensibine tamamen aykırı uygulamalar

Savcılık ve mahkemeler açık bu hukuksuzluğun yanında aile fertlerinin de Bank Asya’daki kişisel verilerini istemekte, bu veriler de suç ve cezaların şahsiliği prensibine tamamen aykırı olarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerine dayanak yapılmaktadır. Soruşturma kapsamında isnat edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda araştırma yapılırken, suç ve cezaların şahsiliği prensibine tamamen aykırı şekilde, eş, çocuklar, kardeş, anne ve baba gibi yakınların tüm geçmiş bilgilerinin de araştırılması ve hiçbir suç şüphesi olmadan aile fertlerine dair kişisel verilerin ve bilgilerin toplanıp kullanılması açıkça hukuka aykırıdır.

Ceza yasaları da diğer yasalar gibi öngörülebilir olmalı. Hangi eylemin suç olup olmayacağı bilinebilmelidir. Yasal olarak faaliyette bulunan bir bankaya para yatırma eyleminin, bir gün terör örgütü üyeliği suçuna delil olarak gösterileceğini hiç kimsesin öngörmesi ve bilmesi mümkün değildir. Ne yazık ki mahkemeler ceza yasalarını öngörülemez şekilde yorumlamak suretiyle karar vermek suretiyle hukuk dışı değerlendirme yaptıklarını da göstermiş oldular.

Bank Asya yasal bir bankadır

Bank Asya, bankacılık faaliyetlerinde bulunmasına devlet kurumlarının izin verdiği yasal bir banka olup, yasal olarak faaliyet gösteren bir bankaya para yatırma hiçbir şekilde suç delili olarak kullanılamaz. Bu gerçeğin mahkemeler tarafından kabul edilmesini sağlamak için mahkemelerde savunmalar yapılmakla birlikte, Bank Asya’nın en üst yöneticisinden alt personeline kadar herkes, bu haksızlığı ve hukuksuzluğu bankacılık sektöründeki tüm kişi, kurum ve kuruluşlara duyurmak suretiyle desteklerini istemeliler.

Bu kapsamda tüm dünyada  banka sektörü ile irtibatlı olarak etkili, yetkili ve yaşanan mağduriyet konularına ilgili olan kişi, kurum ve kuruluşların listesi çıkarılmalı ve mail, sosyal medya hesapları ya da bizzat gidilerek bilgilendirmeler yapılmalı. Yapılacak bilgilendirmede, bankaya hesap açtığı ve para yatırdığı için banka mudilerinin yaşadığı mağduriyetler; gözaltı, tutuklama, mahkumiyet, hesaplara elkoyma, mevduatların ödenmemesi ve kamu görevlilerin ihraç edilmesiyle sonuçlanan tüm hukuksuzlukların anlatıldığı, mahkeme kararları, Ohal Komisyonu kararları, TMSF kararları gibi adli ve idari mercilerin kararlarının da yer aldığı raporlar hazırlanarak muhataplara ulaştırılmalı.

Ayrıca, Yargıtay’ın ve mahkemelerin kararının doğru olmadığı ve bu kararlardan dönülmesi gerektiğine dair bankacılık konusunda uzman olan kişi ve kurumlardan rapor, mütalaa, değerlendirme almak suretiyle mahkemelere sunulması sağlanmalı.

Çok açık bu hukuksuzlukla ya mücadele edilerek mağduriyetlerin sonlanmasına çalışılacak ya da bu hukuksuzluğu kabul edip yapılan zulme rıza göstereceğiz. Bu konuda en önemli görev de hiç şüphesiz bankacılara düşmektedir…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin