Bahanelere sığınmayın, zamanınızı planlayın!

Zamanı iyi yönetmek, yapılması gerekenler yerine getirildiği için günün sonuna içi rahat şekilde kavuşmak herkesin temennisi. Ancak birçoklarının gerçekleştirmekte zorluk çektiği bir mesele. Bahaneler ise hazır: “Oldum olası dağınık yaşadım. Küçükken de böyleydim.” Daha hiçbir işi yapamadan günü bitirenlerin ortaya attığı ‘ben hep böyleydim’ bahanesi aslında gerçek bir durum tespiti. Zira zamanı iyi yönetme konusunda çocukluk çağı, altın değerinde. Eğer bu dönemde vakti verimli kullanabilme beceriniz geliştiyse ileriki yaşlarda rahatsınız demektir. O halde bir yandan yetişkinlikte zaman yönetimiyle ilgili becerileri geliştirmeye devam ederken, diğer yandan henüz hayatın başındaki çocuklar için neler yapılabileceğine kulak vermekte fayda var.

Çocuklarda sabah başlayan okul maratonu öğleden sonraya yerleştirilen etütlerle devam ediyor. Akşam eve geldiğinde başa çıkması gereken ödevleri oluyor. Hafta sonu kurslarıyla da hep bir eksiği gidermek peşinde çalışıyorlar. Böylesi bir hayatta pedagogların anne-babalara tavsiyesi, çocuğa kendi tasarrufunda olan boş vakitler bırakmak. Bu vakitte çocuk isterse boş oturup hayal kursun isterse oyun oynasın. Çünkü en disiplinli çocuk bile kendisi için boş zamana ihtiyaç duyar. Pedagoglar tam bu noktada ebeveynlere önemli bir uyarı yapıyor: Cep telefonu, bilgisayar, tablet gibi cihazlar zamanı verimli geçirmeye engel oluyor. Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da bu aletler, kullanımı doğru yerleşmezse hedeflere ulaşmada önemli birer engele dönüşebiliyor.

Bir annede, öğretmende, çalışan bireyde veya çocukluktaki zaman yönetimi için farklı süreçler söz konusu. Ortak olan ise kişinin önceliklerini belirlemesi ve bu önceliklere giden yoldaki engelleri fark etmesi. İlk iki adımdan sonra yapılması gereken, kişinin kendi performansına, şartlarına ve geçmiş birikimlerine bakarak bir program oluşturması. Bu noktada okula giden çocuklara az da olsa işlerini devamlı yapmayı benimsetmek, zaman yönetiminde etkili bir adım. Mesela, okul çağı çocukları için, günün aynı saatlerinde belli çalışmaları yapmak önemli. Bununla birlikte belirlenen hedef doğrultusunda çalışmaları sürdürecek şekilde zamanı programlamak da gerekiyor. Araştırmalar, gençler için her gün az ama sık çalışmanın, öğrenilen bilgileri kalıcı hale getirdiğini gösteriyor.

Ödevlerini yapmak, bilgisayar kullanımı, oyun oynamak gibi faaliyetlerin ayarlanmasında da ebeveyn ve çocuğun birlikte hareket etmesi önemli. Bu yüzden anne-baba her zaman sınırların olması gerektiğini bilmeli ve bu bilinci çocuğun da kazanmasına yardım etmeli. Çocukluk çağında zaman kavramının oluşmasının bir yolu da uyku, beslenme, temizlik ve özbakım gibi ilk temel alışkanlıkların iyi yerleşmesi. Zira çocuk üstlendiği ilk vazifelerle bazı görevlerin belirli zamanlarda yapılması gerektiğini de öğrenir. Kendi seveceği ve doğru tercihlerde bulunabileceği bir programı ailesiyle birlikte yapan çocuk, görevlerini yerine getirmede çok daha şevkli olmakta. Örneğin sanatsal ve sportif eğilimleri istekle katılacağı alanlardan seçilmeli ve buralara yönlendirme yapılmalı. ‘Ben sana bunu seçtim, uygula’ şeklinde bir tutumdan ziyade alternatifler sunarak ve çocuğu dinleyerek aktiviteleri belirlemek gerekli. Çünkü çocuk ancak bu şekilde kendi kabiliyetlerini ve ilgilerini fark eder.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin