Babam cezaevinde ölüyor; sesimi duyan yok mu?

TR724 HABER MERKEZİ | İLKER DOĞAN

Tutuklu gazetecilerden Mevlüt Öztaş’ın 9 yıl 3 aylık hapis cezası İstinaf Mahkemesi tarafından onandı. Ancak mahkeme, kanser olmasına ve ağır rahatsızlıklarına ilişkin onlarca rapora rağmen Öztaş’ı tahliye etmedi.

Babasının tahliyesi için aylardır çırpınan kızı Büşra Öztaş, mahkemenin kararına tepkisini sosyal medya üzerinden gösterdi. “O kadar dilekçe yazmamız, her yere başvuru yapmamız, buradan sesimizi duyurmaya çalışmamıza rağmen kararda babamın sağlık durumuna değinmemişler bile.” diyen Öztaş, “El birliğiyle babamı öldürecekler, sesimi duyan yok mu? ifadelerini kullandı.

BABADAN KIZINA: SİZE YÜK OLDUM!

Büşra Öztaş babasıyla dün yaptıkları son telefon görüşmesinde yaşadıklarını ise şu cümlelerle paylaştı: “Bugünkü telefonda, ‘baba uğraşlarımız sonuç verdi, tahliye oldun. Seni almaya geliyoruz’ demeyi çok isterdim. Ama yalnızca ‘moralini bozma, kendine iyi bak’ diyebildim. ‘Size yük oldum, benimle ilgilenmekten kendinize bakamadınız’ diye ağladı.”

Türkiye’deki cezaevlerinde insan hakları ihlalleri her zaman vardı. Ancak özellikle AKP rejimi döneminde hukuksuzluklar, işkence ve kötü muamele ayyuka çıktı. AKP iktidara geldiğinde 55 bin seviyelerinde olan cezaevlerinin nüfusu bugün son af düzenlemesiyle hırsızların, katillerin, gaspçıların ve suç örgütü mensuplarının tahliyesine rağmen 210 bin civarında. 7 kişilik koğuşlarda 35-40 kişi kalıyor. Yemekler yenmeyecek kadar kötü ve yetersiz, sağlık hizmetlerine ulaşmak ise neredeyse imkansız. 

HASTA TUTUKLU SAYISI 1.400’E DAYANDI

Koronavirüs salgınının tehdit ettiği en riskli grupların başında hasta tutuklular geliyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 2019 raporuna göre cezaevlerinde 458’i ağır olmak üzere 1.334 hasta tutuklu var. Hak İnisiyatifi’nin rakamlarına göre ise cezaevinde anneleriyle kalan çocukların sayısı ise 800’e yaklaştı. 

ÖLMESİ Mİ İSTENİYOR?

Cezaevlerindeki ağır hastalardan biri de gazeteci Mevlüt Öztaş. Şubat 2018’den bu yana tutuklu. İlk olarak Uşak E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.  Orada kasık fıtığı ortaya çıktı. Ailesine haber bile verilmeden ameliyat edildi. Ardından cezaevi şartlarından dolayı böbrek yetmezliği ortaya çıktı. Bu arada astım rahatsızlığı ilerledi. Hastalıklarından dolayı defalarca tahliye talep etti. Ancak bütün talepleri reddedildi. Hipertansiyon rahatsızlığı olduğu tespit edildi. Aylarca diyet yaptı. Yargılama sonucu mahkeme 9 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Delil olarak yazdığı birkaç haber ve Cihan Haber Ajansı’nda çalışmış olması gösterildi. Tahliye de edilmedi. 

AİLESİNE HABER BİLE VERİLMİYOR

Kendi talebiyle Afyon Cezaevine nakledildi. Burada ise kendisine sakalı uzun olduğu gerekçesiyle hücre cezası verildi. 3 Nisan’daki görüşmede ailesine acilen hastaneye kaldırıldığını, safra kesesi ameliyatı olduğunu anlattı. Hastane yönetimi, Öztaş’ın ailesine haber bile verilmemişti. Rahatsızlanması üzerine 8 Nisan 2020 Ankara’ya sevk edildi. Kanser olmuştu. 

BABAMI KAYBETMEKTEN KORKUYORUM, LÜTFEN SESİMİZİ DUYUN

Mevlüt Öztaş’ın acilen tahliye edilmesi gerekiyor. İstinaf Mahkemesi, önceki gün Öztaş’ın kararını onadı. Ancak ailenin yukarıda sayılan bütün rahatsızlıklara ilişkin mahkemeye sunduğu rapora rağmen tahliye kararı çıkmadı. Kızı Büşra Öztaş, karara tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “O kadar dilekçe yazmamız, her yere başvuru yapmamız, buradan sesimizi duyurmaya çalışmamıza rağmen kararda babamın sağlık durumuna değinmemişler bile. El birliğiyle babamı öldürecekler, sesimi duyan yok mu?”

Büşra Öztaş babasıyla dün yaptıkları son telefon görüşmesinde yaşadıklarını ise şu cümlelerle paylaştı: “Bugünkü telefonda, ‘baba uğraşlarımız sonuç verdi, tahliye oldun. Seni almaya geliyoruz’ demeyi çok isterdim. Ama yalnızca ‘moralini bozma, kendine iyi bak’ diyebildim. ‘Size yük oldum, benimle ilgilenmekten kendinize bakamadınız’ diye ağladı.”


Cezaevlerinde can pazarı! Yüzlerce tutuklu ölümü bekliyor!

Kanser hastası Mevlüt Öztaş yalnız değil. Cezaevlerinde onun durumunda yüzlerce hasta var ancak hayati tehlikeye rağmen tahliye edilmiyor. Bunlardan biri Osmaniye Cezaevi’ndeki Sabri Kaya’ydı. Kalbinin yüzde 25’i çalışıyordu. İki kez bağırsak kanaması geçirdi. Onlarca kez tahliye talebinde bulundu ancak nafile. Hasta tutuklu Kaya, son ana kadar tahliye edilmedi. Öleceğinin anlaşılması üzerine tahliye kararı verildi. Aynı gün hayatını kaybetti.

Hasta tutuklu Elif Şahin’in 2011’den beri böbrek yetmezliği sorunu var. Tutuklu bulunduğu dönemde hastalığı daha da ilerledi. Panik atak, yüksek tansiyon ve kalp sorunları var. Ancak o da tahliye edilmiyor.

KEMOTERAPİ BİLE ALAMIYORLAR

3 yıldır Cezaevinde tutuklu bulunan Ümit Gökhasan (46) da tıpkı Mevlüt Öztaş gibi kanser hastası. Ailesinin verdiği bilgilere göre aylardır kemoterapi de alamıyor. O da tahliye edilmiyor.

Hasta tutuklulardan biri de Lütfi Koç. Menemen Cezaevi’nde tutulan Koç, son görüşmesinde eşine, “Benim acil hastaneye çıkmam gerekiyor. Durumum iyi değil. Karnımın sol tarafı şiş. Doktor kanserden şüphelenmişti. Tetkiklerim bekliyor. Beni burada öldürmek istiyorlar.” diyordu.

BÖBREKLERİNİ KAYBEDİYOR

Erzurum cezaevinde tutuklu bulunan öğretmen Birgül Bulut, ileri derecede böbrek rahatsızlığı var. Hipertansiyon, astım, kan pıhtılaşma bozukluğu, hemoroid, kalp ritim bozukluğu hastalıkları için günde 20 adet ilaç kullanıyor. Gözaltında iki kez astım krizi geçirdi. Böbreklerini kaybetme riski var ancak o da tıpkı diğerleri gibi tahliye edilmiyor.

Hasta tutuklu Şadi Şakacı, cezaevinde makineye bağlı yaşıyor. Daha önce zatürre geçiren, uyku apnesi ve astım hastası olan Şadi Şakacı, korona salgınında en riskli gruplarda bulunuyor. Ancak o da tahliye edilmiyor. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin