‘Azınlık Raporu’ gerçek oldu; İdare Mahkemesi’nden skandal karar

HABER YORUM | İLKER DOĞAN  

Bilim kurgu-polisiye-aksiyon filmlerini sever misiniz? Cevabınız ‘evet’se size 2002 yılı yapımı ‘Azınlık Raporu’nu önerebilirim. Yönetmen koltuğunda Steven Spielberg’in oturduğu bir yapım. Başrolde ise aksiyon filmlerinin aranan ismi Tom Cruise var. Sinema eleştirmeni değilim ancak ‘Azınlık Raporu’nun izlediğim en güzel bilim kurgu ve aksiyon filmlerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Sağlam ve felsefesi olan bir senaryoya sahip.

Özetle; film 2054 yılında geçiyor. Dedektif John Anderton (Tom Cruise), psişik güçlere sahip kahinler ve teknoloji sayesinde cinayetleri daha işlenmeden önce fark edip suçluları yakalayan özel bir polis biriminin başında. Sistemin genel mantığı suçları henüz işlenmeden tespit ederek, muhtemel failleri ‘önceden’ cezalandırması!

TÜRKİYE’DE HAKİMLER VAR!

Şimdi size güzel bir haberim var!

Azınlık Raporu’nda 2054 yılında ‘geliştirileceği’ öngörülen sistem, Türkiye’de son bir kaç yıldır uygulanıyor. AKP rejiminin hakim ve savcıları, özellikle son 5 yıldır ‘potansiyel’ suçluları, henüz olay gerçekleşmemiş olmasına rağmen, ‘ihtimal’ dahilinde ve ‘kanaatlerine’ dayanarak ‘önceden’ cezalandırıyor.

Bunun son örneği Ankara’da yaşandı. Karar yeni…

2018 yılında KHK ile ihraç edilen öğretmen (adı bizde saklı) İdare Mahkemesi’nde dava açıyor. Ankara (xx) İdare Mahkemesi, öğretmenin talebini ‘reddediyor’ ancak kararda hukuk tarihine geçecek, ders kitaplarına konu olacak skandal ifadeler kullanılıyor.

DEVLETE SADAKATTE SINIR NERESİ?

‘Devlete sadakat’ ifadesinin her satırda vurgulandığı kararda devlet kutsanıyor. Kamu görevlisinin ‘devlete sadakatle bağlı’ olması gerektiği defalarca savunuluyor. Devlet memurlarının ‘devlete sadakat’ gibi bir yükümlülüğü var mı? Devlete sadakatin sınırı nerede başlıyor, nerede bitiyor? Devlet suç işliyor olsa bile, kamu görevlisi devlete sadakat göstermek zorunda mı? Hukuk/adalet ve devlet söz konusu olduğunda, kamu görevlisi hangisini tercih etmeli?

Adana’da geçtiğimiz yıl Suriyeli bir genç Ali Hemdan, polis tarafından yaklaşık 5 metre mesafeden göğsünden kurşunlanarak öldürüldü. Polis yalan ifade verdi. Polis kriminal laboratuarı, polisi kurtarabilmek için yalan rapor yazdı. Sonradan ortaya çıkan görüntüler bütün yalanları deşifre etti. Polis karşısında duran 18 yaşındaki genci göğsünden vurmuştu.  Şimdi bu yalan raporu hazırlayan polisler, ‘devlete sadakatini’ kanıtlamış mı oldu?

KHK’lı hakim Kemal Karanfil, “Devlete değil, Anayasa ve hukuka sadakat esastır. Zira devlet, soyut bir kavram. Devletin iskeleti ve ruhu anayasa ve hukuktur.” diyor.

‘KANAATE GÖRE’ HÜKÜM KURULUYOR

Kararda, “… dolayısıyla bu yükümlülüklere (devlete sadakat) aykırı hareket eden veya edecekleri yolunda haklı ve objektif kanaat uyandıran… ” deniliyor. Söz konusu ifadeye göre İdare Mahkemesi hakimleri ‘gelecekte’ işlenmesi muhtemel bir suçu bugünden öngörüyor ve şahsı cezalandırıyor. Olasılık ve tahminlerle bir insan hakkında hüküm veriliyor.

Bu karar ilk değil. Daha önce de benzer kararlar verilmişti. Mesela emniyet personelinin yargılandığı bir çok davada ‘silah kullanmadıkları ama kullanma ihtimalleri olduğu’ belirtiliyordu.

FİLMİN SONU ÇOK FENA!

Kararda ayrıca, ‘sonradan elde edilen verilerin de hükme esas alınabileceği’ savunuluyor. Bu karara göre hakim huzuruna getirilmeyen, tartışılmayan sözde ‘veriler’ hükümde gerekçe yapılabilir. Hakim Kemal Karanfil bu konuda ise şöyle diyor: “Karar, duruşmada tartışılan bilgi ve belgeler üzerinde kurulur.”

Bu arada, Azınlık Raporu’nun sonunda ne olduğunu da hatırlatalım. ‘Kusursuz’ işlediği düşünülen sistem, sistemin yılmaz savunucusu polis şefi Anderton’un başına dert oluyor. Anderton, ‘kölesi’ olduğu sistemin hedefi haline geliyor…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin