Ayşe teyze bir kere daha aldandı!

YORUM | HAKAN TANER

Bir önceki makalede yarım kalan kısımdan devam edeyim… Alışveriş yaparken dikkat edilmesi gereken noktalara artık yenileri eklendi.

Önceden bir mağazaya girdiğinizde mağaza içi atmosferi sizi ihtiyacınız olmayan şeyleri de almaya zorlayabiliyordu. Artık bu durum gerilerde kaldı, çünkü herkes ister istemez ustalaştı.

Alışverişte artık daha çok şeye dikkat etmek şart oldu.

Geçen hafta hileli ürünler listesini ilan eden Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı aradan bir hafta geçmeden yeni bir ek liste daha yayımladı ki ek listede bile 400’e yakın hileli hurdalı firma ve marka var.

Hileli ürünler başlı başına mesele.

Malum ülkede enflasyon var. Bir de enflasyon baskısı.

Kâğıt üstünde istenilen rakam yazılıp okunsa da bunun gerçek hayatta bir karşılığı yok.

Hâl böyle olunca devreye aynı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yaptığı gibi başka yöntemler giriyor.

Üreticiler de perakendeciler de baskı altında.

Dikkati çekmek istediğim bu da değil.

BAZI PERAKENDECİLER SAHTEKÂRLIK YAPIYOR

Eğer Almanya, Fransa veya İspanya’da yaşıyor ve indirim mağazalarından alışveriş yapıyorsanız Lidl, Aldi, Dia ve Rewe vb. fark etmez, aldığınız ürün ve fiyat performansı uyumlu, gramajı, litresi, son kullanım tarihi, ürün içeriği net ve doğrudur.

Eğer Türkiye’de herhangi bir indirim mağazasından alışveriş yapıyorsanız “ucuz” diye yaptığınız alışveriş aslında sizler için normalden daha pahalıya gelmektedir.

Niye?

Çünkü indirim mağazaları gramajlar ve içeriklerle oynamakta bir beis görmemekte. Siz başka bir markette 1 kilo olarak gördüğünüz bir şekeri burada 700 gram olarak alıp ucuza aldığınızı düşünebilirsiniz.

700 gram olarak satılan bir fındık kreması indirim mağazasında 600 gram olarak satıldığı için ucuz görünebilir.

Çikolatalardan örnek vermek gerekirse daha önce 86 gram olan ürün 66 grama düşürülmüş bir de fiyat yüzde 20 artmış.

Çok basit bir örnek daha vereyim. Hazır salep poşetinin normali 18 gram. İndirim mağazasında bu ürün 16 gram ve diğeriyle aynı fiyattan satılıyor.

Diğer mağazalarda 1000 gram olarak satılan ürünleri 750 gramlık paketlere düşürüp müşteri bunu fark edene kadar ucuza satıyor izlenimi uyandıran bu mağazalar şimdi bir yenilik daha yaparak gramajları daha da aşağı çekti.

Dolayısıyla aldığınız ürünlerin gramajlarına iyi bakın, daha ucuz sandığınız bir ürün aslında daha pahalı olabilir.

MUHTEVİYATINDA NE VAR?

Hile gramajla sınırlı değil. Bu marketler çoğu ürünlerin tedarikçisi olarak kendi yakın akrabalarına kurdurdukları tedarik şirketlerini tercih ediyor.

Bu firmaları denetleyen pek kimse yok. “Private label” denilen market markalı ürünler fiyat açısından aynı ürünün markalı olanına göre birazcık ucuz görünse de ürün içeriği (muhteviyatı) bu ürünlerde maalesef oldukça farklılık arz edebiliyor.

Çay poşetinin içeriği ve gramajı değiştirilip şimdi aynı fiyata daha çok diye satılan bir yerde sahtekârlığın hududu henüz çizilmedi.

“Ucuz diye yoğurdu ve sütü süt tozundan, bakliyatı hububatı nemli ya da kalitesi en düşüğünden alabilirsiniz.” demiyorum, zaten öyle alıyorsunuz.

Laboratuvarınız olmadığı için diğer ürünleri test etme imkânınız olmayabilir; fakat süt ve süt ürünlerini, kâğıt ürünlerini başka markalar ve market markaları ile çok rahat karşılaştırıp aradaki farkı görebilirsiniz.

Bu durum deterjan, kozmetik, çikolata vb. ürünlerde daha da fazla.

Market markalı ürünlerde iş bununla da sınırlı değil. Bu ürünlerin de kendine münhasır gramajları var.

Dolayısıyla bu ürünleri alırken bir değil iki kere düşünün.

HER İNDİRİM, İNDİRİM DEĞİL 

Tedarikçi  firmalar indirimli ürün talep eden marketlere önce son kullanma tarihi yakın ürünleri göndererek hem elindeki stoktan hem de maliyetten kurtulmayı başarıyor.

Bazen tersi de oluyor. Tedarikçi ya da perakendeci son kullanım tarihi geçmiş, raf ömrünü tamamlamış ürünlerin tarihini değiştirip satışa devam ediyor.

Son zamanlarda indirimlerde çok rastlanılan hususlardan biri de bu. Eczaneden parfümeriye, marketten lastikçiye her alanda böyle bir furya var. Almadan önce sorun veya tarihin orijinalliğini kontrol edin.

Alışverişte bu ve benzeri kritik noktalara dikkat ettikten sonra en son alışveriş fişinizi de kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Zira son zamanlarda bir kısmı eleman tasarrufundan bir kısmı da nasıl olsa fark edilmez fırsatçılığından raf fiyatından aldığınız ürün kasada farklı çıkabiliyor.

Bugüne kadar ucuz çıkanı görülmediğine göre buna da dikkat edin derim.

Hülâsa “enflasyon düşük çıksın” diye TÜİK’in kilosu 27 TL diye not ettiği peynir aslında 700 gram.

Kilosuna dikkat etmeden sepete koyduğun yoğurt eskisine göre 300 gram azaldı.

Böylece fiyat istikrarı ve enflasyon hedefi sağlandı.

Alışveriş yapan Ayşe teyze bir kez daha aldandı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin