Antetli kepazelik ve aptallığın tekrar edilemeyecek kadar bayağı tarihi!

YORUM | NACİ KARADAĞ

Fevzi Yazıcı…

Bu ülkenin alanında yetiştirdiği en önemli birkaç isimden birisi. Bir buçuk seneyi aşkın bir süredir dünya tarihinin en saçma salak davalarından birinden dolayı hapishanede.

İleride dünya alçaklık tarihine geçecek kadar bereketli örneklerin yaşadığı bir süreçten geçtiğimiz için Fevzi’nin ismi de, yargılandığı davanın aptallığı da pek dile getirilmiyor.

Ülkenin ve havuz bataklığının hali belli olduğu için bunun yadsınacak bir durumu yok.

Ancak, uluslararası meslek platformları Yazıcı’nın kıymetini çok iyi biliyor ve bu ülkede yaşananların da farkında.

Geçtiğimiz gün düzenlenen uluslararası tasarımcılar toplantısında Fevzi ile ilgili özel bölüm vardı ve pek çok konuşmacı Yazıcı’nın ne kadar kıymet ifade ettiğini anlattı. Onunla ilgili anı defteri oluşturuldu.

+1T Fevzi Yazıcı’nın gazetecilik mesleğine kazandırdığı çok önemli bir kavram. Tasarımın en az içerik kadar önemli olduğunu dünya medyası Fevzi Yazıcı’nın insanüstü gayretleriyle organize ettiği +1T günlerinde fark etti.

Bu sebeple her yıl düzenlenen bu organizasyona dünyanın en kıymetli meslek ehli katıldı.

Yazıcı ve ekibi, tasarım konusunda dünya duayenlerini bu işin eğitimini alan gençler ile buluşturdu.

AKP iktidarı elindeki devlet imkanlarına rağmen bunu 40 yılda başaramaz emin olun.

 

ONCA MASRAFA RAĞMEN

New York’ta görülen Zarrab Davası’nda havuz medyası ve Saray’ın istihbarat, psikolojik savaş birimleri ne yaptıklarını şaşırmış vaziyetteler. Dengeleri bozulduğu için saçmalıkta sınır tanımaz hale geldiler. Üç gün önce kahraman ilan ettiklerini birkaç gün sonra hain ilan edip, mal varlığına çökebiliyor, yedi ceddini tutuklayabiliyorlar.

Bütün dünya olup bitenleri izleyip, Erdoğan ve Perinçek konsorsiyumunun ne kadar saçmalayıp, aptallaşabileceğini de görüyor bu dava vesilesiyle.

Kendine gazeteci diyen (örneğin havuzun Sabah kolunun Amerika temsilciliğini yapan zavallı) haber takip etmek yerine istihbarat personeli gibi çalışıyor, yeterli gelmeyince doğrudan espiyonaj çalışmasına girişiyor bu sebeple.

Gözü karartıyor havuzun gazeteci görünümlü ajan personeli.

Her gün yükselen bir eşik bu. Tetikçilikten, muhbir gazeteciliğe, oradan doğrudan ajanlığa kadar çıkan korkunç bir mesleği sefalet seyri…

Saray’a bağlı pek çok illegal birim olduğu yazılıp çiziliyor.

TV izleme birimi var, Meclis izleme birimi var, muhtar izleme masası, hakimler için özel takip masaları, valileri kontrol birimleri, okul müdürlerini fişleyip not eden özel ekipler, sosyal medya trolleri, diplomat takip üniteleri ve yüzlerce kayıt dışı birim oluşturulmuş durumda.

Saray değil, illegal izleme ve yönetme merkezi adeta.

2017 yılının ilk 11 ayında örtülü denen ödenekten harcanan para akıl almaz.

Tam 1,7 milyar TL.

Aylık 160 milyon liradan bahsediyoruz. Korkunç bir rakam bu.

Maaşı 35 bin TL olan cumhurbaşkanı, her ay bu paranın yaklaşık 5 bin katını harcıyor demek.

Ve ortaya çıkan şeyi gördüğümüzde insanın acıyası gelmiyor değil.

FEVZİ YAZICI’NIN TIRNAĞI OLAMAYACAK ADAMLAR

Son olarak Fevzi Yazıcı’nın evinde çıktığı ileri sürülen Hocaefendi’ye atfedilen mektup gibi.

Baştan sona saçma sapan, aptalca ve tam da Saray ve AKP zekâ düzeyine layık bir kumpas belgesi.

2 milyar TL bütçeniz olacak ve ortaya çıkacak olan sonuç bu olacak!

İnanılır gibi değil ama AKP iktidarı bu belgeyi üretmekle kalmadı bir de eliyle ABD makamlarına delil olarak verdi. Üç dakikada sahteliği ispat edilecek olan bir kurmaca belgeye sığınabilecek kadar zavallı pozisyona düşmüş durumdalar.

Belgenin sahteliğine dair pek bir şey söylemenin anlamı yok.

Abdullah Gül’e yollanan mektuptan imza ve antetten üretildiğini lise bir seviyesindeki bir grafiker bile anlar kolaylıkla.

“Hasebiyle” yerine “Hesabıyla” yazabilecek kadar da terminoloji zavallısı bir üretim merkezinin yaptığı acemice ama tam da Erdoğan ve Perinçek tayfasına yakışacak bir sahtekarlık. Üstelik bu kadar gizli ve tehlikeli bir örgüt (!) antetli yazı ile iç yazışma yapıyor! Bylock ile bile iletmiyor emri üstelik!

Fevzi’yi ellerinde tutabilecek bir belge olmadığı için böyle saçma sapan bir uyduruk belgeyi delil diye ortalığa sürebilecek kadar rasyonel akıldan uzaklaşmış durumdalar.

Sabah’ın Amerika ajanı da bunu savunuyor utanmadan, sıkılmadan…

Milyarlarca lira harca ve ortala çıkardığın belge bu olsun.

İnsanın acıyası geliyor gerçekten.

Ve anlıyoruz ki, sarayın emrindeki ki Fevzi Yazıcı’nın kestiği tırnak kadar bile kıymet edemeyecek tetikçilere ülkenin en önemli değerlerinden birini boğdurmaya çabalıyorlar. Onlar da biliyorlar ki, sadece sarayın emrindeki değil, havuzun bütün tasarımcılarını bir araya gelse çeyrek Fevzi Yazıcı bile edemez.

Nefretlerinin bitimsiz oluşunun bir sebebi de bu sanırım.

 

KABUL ETSİN DİYE HÜCREYE ATTILAR

New York davası kimyalarını bozunca akıllarına gelen bu tarihin en saçma sapan kurgusuna başvurmuşlar. Bir buçuk yıldır hapiste olan Yazıcı’yı apar topar gözaltına alıyorlar tekrar. 9 Aralık’ta Vatan’a götürülerek her türlü işkenceye başvuruyorlar. İstanbul Başsavcısı bizzat emir alarak gelip, itiraf etmesi için baskı yapıyor. Aksi halde gözaltı süresini 30 güne çıkarmakla tehdit ediyor.

Kendi adamlarının panikle medyaya yansıtmasıyla da apar topar ifadesini alıyorlar. Fevzi, ithamları ve iftirayı kabul etmiyor. 18 Aralık günü tekrar Silivri’ye götürüp hücreye atıyorlar. Cüneyt Özdemir davayı ‘hık mık’lar ile naklederken çok iyi tanıdığı ve değil terörizm, en ufak bir kriminalite ile alakası olmayan Fevzi Yazıcı hakkında susuyor elbette.

Fevzi hastalanıyor hücrede. İtiraf edinceye kadar işkenceye devam edeceklerini söylüyorlar.

Ve hala hücrede tutuluyor bu değerli sanatçı.

Gelecek nesil bu kepazelik ve bayağılık tarihini okurken iyi eğlenecek ama dünyanın en değerli isimlerinden biri olan Fevzi Yazıcı’yı zindanda esir tutmanın ızdırabı bu eğlenceyi baskılıyor açıkçası.

Bizden saray ve Perinçek çakallarına bir nasihat:

Milyarlar verip istihdam ettiğiniz grafikerleriniz var ya, hazır Fevzi’yi hücrede esir etmişken ona yollayın da, hem meslek öğrensinler, hem de belki ahlakından bir nebze etkilenip böyle soytarılıklara siz emretseniz bile bulaşmazlar!

Böylelikle aptallıklarının her geçen gün daha da bayağılaşan tarihi belki biraz daha zekice örnekler vermeye başlar!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Selam
    güzel şaplattın tokatı ama sonra öptün geçti Sâdol.. duâ ediyorum ama hür irâdeye dokunamayız… yâni bir de Fevzi’ye sormak lâzım.. çünkü O’na ne kadar zulmederlerse Rabbimizin katında mâkâmı yükseliyor… gün gelip çıktığında alacağı mükâfat buna göre hâl alıyor.. meselâ yarın çıkarsa Avrupanın en iyisi olabilir…bir kaç gün daha kalırsa Dünyâda çığır açabilir.. daha da kalırsa kâinatta nam yapar… daha âhireti var.. böyle gidiyor işte… daha vedDâhaaaa!
    aslında insanlar değer bilse.. bunların yaşanmasına gerek kalmazdı…
    eğer bu olanlar yaşanmasaydı.. değersizler nâm yapardı ve hâlimiz duman olurdu çünkü gelecek nesli o paçozlara emânet edemeyiz…
    veyyineSelâm
    Hu v’el Hüve
    kulum ben..talebe
    Allah Hu!
    vesSalAllâhi aleyhi vesSellem dedi ki;
    es!bâ…
    “men kuntü Mevlâhu fe AliyümMevlahu”

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin