Anadolu kulüplerinde sivrilen oyuncuların İstanbul takımları tarafından yüksek bonservis ücreti karşılığında transfer edilmesi hepimiz tarafından bilinen bir durum. Türkiye’de bu yöntemi Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş uygularken; Almanya’da bunu sadece Bayern Münih gerçekleştiriyor. Bundesliga’da dikensiz gül bahçesi isteyen bir anlayışa sahipler. Kendilerini zorlayan takımların en önemli oyuncularını alarak şampiyonlukların çoğuna ambargo koyabiliyor.
Bundesliga’da 25. hafta geride kalırken, Bayern Münih en yakın takipçisi RB Leipzig’in 13 puan önünde, koşar adım art arda 5. şampiyonluğa ilerliyor. Bundesliga’yı 26 kez şampiyon olarak tamamlayan Bayern Münih, Deutsche Telekom, Allianz, Audi ve Adidas’ın ekonomik desteğiyle âdeta Almanya’daki rakiplerini saha dışında ezip geçiyor, parasıyla dövüyor. Bayern Münih’in başarısını sadece paranın gücüne bağlamak haksızlık olur. Futbolun içinden gelenlerin yönettiği bir kulüp olması da başarının bir başka kaynağı.
RAKİPLERİ ZAYIFLATMA POLİTİKASI
Sponsorluk anlaşmaları ve bilet satışlarıyla büyüyen ekonomik gücünü üye aidatları ve ürün satışlarıyla güçlendiren Bayern, yıldız oyuncularını alarak rakiplerini zayıflatma politikasını uzun yıllardır uyguluyor. 2000’li yılların başında Bayer Leverkusen, ligde Bayern Münih’e kafa tutmasının faturasını yıldız oyuncuları Michael Ballack, Ze Roberto, Lucio ve Robert Kovac’ı rakibine kaptırarak ödedi. Ondan sonra Leverkusen’in sesi pek çıkmadı. 2004’te Borussia Dortmund’un yıldız ismi Torsten Frings kadroya katıldı. 2006’da Köln’de oynadığı futbolla sivrilen Lukas Podolski, paranın gücüyle satın alınan bir başka isim oldu. 2007’de Werder Bremen’den Miroslav Klose için 15 milyon, Mönchengladbach’tan Marsell Jensen için 14 milyon Euro bonservis ödenerek kadro güçlendirildi.
2009’da ligde takım ayırmaksızın önüne gelene gol atan Stuttgartlı Mario Gomez için artık 30 milyon Euro karşılığında Bayernli olma vakti geliyordu. Kasaba takımı olarak ünlenip Bundesliga’da fırtına gibi esen Hoffenheim’ın başarılı ismi Luis Gustova’nın 2010’da Bayernli olması için 17 milyon Euro ödemek yeterli oluyordu. Oliver Khan’ın futbolu bırakmasıyla aradığı kaleciyi bulmada zorlanan Bayern Münih’in imdadına Schalke’nin ‘panter’i Manuel Neuer yetişirken; ödenen rakam 32 milyon Euro’ydu. Wolfsburg’da yıldızlaşan Hırvat Mandzukiç Bayern’e imza attığında takvimler 2012’yi, para sayma makineleri de 13 milyon Euro’yu gösteriyordu.
HEP BAŞKASININ YILDIZLARI
2013’te son dönem şampiyonluk yarışındaki amasız rakibi Borussia Dortmund’un genç yıldızı Mario Götze’yi 37 milyon Euro’ya kadrosuna katan B. Münih, bir yıl sonra Bundesliga’nın gol kralı Polonyalı Robert Lewandowski’yi bedelsiz olarak aldı. Dortmund’un bir diğer yıldızı Marco Reus’u henüz alamayan Bayern Münih, bu sezon defansın önemli ismi Matt Hummels’i 38 milyon Euro karşılığında renklerine kattı. 2013’te 37 milyon Euro bedelle aldığı Götze’den istediği verimi alamayınca, bu sezon öncesi 22 milyon Euro’ya tekrar Dortmund’a sattı. Yine bu sezon yaşlanan Philipp Lahm’ın sağ kanatta boşluğunu dolduracak genç oyuncu Joshua Kimmich’i Stuttgart’tan 8,5 milyon Euro karşılığında transfer etti.
Bundesliga’da sivrilen oyuncuları kadrosuna katan Bayern Münih, içeride alınacak yeterli oyuncu olmadığı zaman gözünü diğer liglere dikiyor. Yurtdışından alınan Ribery, Boateng, Javi Martinez, Robben, David Alaba, Renato Sanches, Arturo Vidal ve altyapıdan yetişen Philipp Lahm, Toni Kroos, Thomas Müller ve Bastian Schweinsteiger gibi yıldız isimlerle Bayern, yenilmez armada hâline geldi.
İŞİ EHLİNE VERİNCE…
Bayern Münih’in başarısının diğer yüzünde futbolun içinden gelenlerin kulübü yönetmesi yatıyor. Alman futbolunun ‘İmparator’u Franz Beckenbauer, 1994-2009 arasında kulüp başkanlığı yaptı. Beckenbauer’in başkanlığı döneminde Bayern’in diğer efsaneleri Karl Heinz Rumenigge ve Uli Hoeness kulüpte önemli görevler üstlendi. Rumenigge kulüp CEO’su olurken, Beckenbauer sonrası başkanlık koltuğuna Uli Hoeness oturdu.
Alman futbolunun yetiştirdiği en önemli yıldızlar olan Beckenbauer, Rumenigge ve Hoeness, sadece Bayern Münih’i yönetmedi. Âdeta Alman futboluna yön veren isimler oldu. Bu üçlünün onayını alamayan hiçbir isim Alman Millî Takımı’na teknik direktör olamadı. Mesela, Christoph Daum’un millî takım yolunu kapatan bu isimler olduğu gibi, hiçbir teknik adamlık tecrübesi olmayan Jürgen Klinsmann’a millî takımı emanet ettiren yine bu isimlerdi. Kısacası Almanya’da futbol borsasını Bayern Münih belirliyor. Hem saha içinde hem de saha dışında…
Bayern’in yıldız kolleksiyonu
