AKP kırk yaş sendromuna tutulmuş gibi [Dr. Emin Aydın]

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, AP'nin 37'ye karşı 479 gibi ezici çoğunlukla aldığı kararı için 'Hiç bir geçerliliği yok.' açıklaması şaşırttı. FOTOĞRAF: AFP

AP’nin AB ile Türkiye arasındaki müzakerelerin geçici olarak dondurulması yönünde ezici ve üzücü bir çoğunlukla almış olduğu tavsiye kararına karşı AKP iktidarının gösterdiği tepki ancak kırk yaş sendromu (mid-life crisis) olarak adlandırılabilir. Erdoğan prangalı Türk dış politikasının ne zamandır bir kırk yaş erkeği bunalımı geçirmekte olduğunu görüyorduk zaten.

Bilindiği üzere kırk yaş sendromunun iki temel göstergesi vardır: İlki, bedeniyle ruhunun örtüşmediğini düşünmeye başlamak; ve ikincisi mevcut eşinden ve işinden daha iyisini hak ettiğine inanmak. Kendi bedeni ve ruhuyla Türkiye arasında bire bir özdeşlik kurduğu anlaşılan Sayın Erdoğan’ın Türk halkının fiziki sınırlarının başka, gönül sınırlarının başka olduğunu iddia ettiğini hatırlarsınız. Şöyle demişti: “Ne diyor şair? ‘Ellerin yurdunda çiçek açarken bizim ile kar geliyor gardaşım / Bu hududu kimler çizmiş gönlüme, dar geliyor, dar geliyor gardaşım.’ Evet, bizim gönül sınırlarımız bizi kardeşi ve dostu olarak gören her toplumu, her coğrafyayı kapsayacak kadar geniştir. İnşallah önümüzdeki dönemde hem kendi insanımızın hem umudunu bizi bağlamış dünyanın tüm mazlumlarının yüzünün güleceği bir dönem olacaktır.”

Erdoğan’ın merhum Abdurrahim Karakoç’tan aktardığı bu beyit barış özleminin ifadesidir aslında. Tam da Erdoğan rejiminin yaptıklarını eleştiriyor. Erdoğan’ın literalist okumasının daha derinlerdeki teolojik bir saplantının uzantısı olduğunu tahşiye ile geçelim.

Benzeri ifadelerinden Erdoğan’ın Türkiye’nin Türkiye’den büyük olduğuna, Yeni Türkiye’nin 780 bin kilometrekareye hapsolunamayacağına, Lozan’ın diktiği elbisenin bu bedene dar gelmeye başladığına inandığı anlaşılıyor ki kırk yaş sendromunun ilk semptomu budur.

AB’den ve Batı ittifakından gelen ve temelde insan hakları ihlallerine ve terör tanımına eleştiriden ibaret olan uyarıları ‘Ayrılalım o zaman,’ hırçınlığıyla cevaplayan AKP iktidarı, AP’nin Perşembe günü aldığı karardan sonra iyiden iyiye bir kırk yaş tepkisi gösterdi: “Zaten ilişkiler kerhen yürüyordu; bizim için yok hükmündedir…” Bu, evliliği kurtarmak için bir müddet ayrı yaşamayı teklif eden karısına, “Ben zaten seni hiç sevmemiştim, ayrılalım gitsin” tepkisi gösteren kırk yaş erkeğinin gösterdiği tepkinin aynısı değil mi?

Kırk yaş krizinden geçen erkeklerin genç bayanlarla tutarsız, sürdürülemez ve çoğunluk kendi kendini aldatan ilişkiler kurdukları veya ilişki kurduklarını zannettikleri, nezaket kuralları çerçevesindeki gülümsemelere aşırı manalar yükledikleri, başka evliliklerin sosyal ortamlara yansıyan maskeli yüzüne bakarak ‘filancalar ne mükemmel bir çift’ öykünmeleri yaptıkları, bu dönemdeki arayışlarının sonucu olarak ya dolandırıcılara av oldukları, ya da ömürleri boyunca pişman olacakları hatalar yaptıkları bilinir. Şangay İşbirliği Örgütü’ne kurucu üyelerinin dahi yüklemedikleri manalar yüklemek ve onu AB veya NATO üyeliğinin alternatifi olarak görmek böyle bir şey işte.

Batı ittifakının Ankara’nın terör örgütü olarak ilan ettiği gruplarla iletişim içinde olduğundan yakınan Sayın Erdoğan “Dostlar birbirine böyle mi yapar?” diye soruyor. Yarın Çin yönetimi size, “Şangay İşbirliği Örgütü’ne katılımın ön şartı Pekin’in terör örgütü olarak gördüğü Uygurlarla olan bütün ilişkilerinizi kesmeniz, Türkiye pasaportu verdiğiniz ve Suriye’de savaşmaları için geçiş imkânı sağladığınız bütün Uygurları Çin’e iade etmeniz, Afganistan’da askeri eğitim verdiğiniz Uygur militanlarının isim listesini bize teslim etmenizdir,” derse ne yapacaksınız? Veya Rusya, “Nurculuğun bütün kolları indimizde terör örgütü iken, sizin Diyanet İşleri Başkanınız Nurcu teröristlerle görüşüyor, bizim yasakladığımız Said Nursi’nin kitaplarını resmi olarak bastırıyor ve dağıtıyor, bu durum kabul edilemez,” derse, Türkiye vatandaşlığı verilmiş Çeçen mücahitlerini terörist oldukları iddiasıyla iade etmenizi isterse, “Etmezseniz, bizim kendi yöntemlerimiz var, devreye sokmak zorunda kalacağız,” tehdidinde bulunursa ne yapacaksınız?

Kırk yaş krizinin üçüncü bir semptomu erkeğin iş hayatında gelmiş olduğu yerden memnun olmamaya başlaması ve riskli yatırımlara kalkışmasıdır. Suriye’ye girmek böyle… Başkanlık hayalleri böyle… En olmayacak zamanda Merkez Bankası’ndan faiz indirimi talep etmek böyle… Ekonominin kırılganlığın zirvesinde dolaştığı bir zamanda ülkedeki yabancı yatırımın kahir ekseriyetinin sahibi olan batılı müttefiklerle restleşip, Körfez sermayesiyle cari açık ikamesine yönelmek böyle…

Ne yazık ki derin bir hüsran yaşamadan içine düştükleri sendromdan uyanamaz kırk yaş krizi erkekleri. Uyandıklarında eski eş ve dostlarını geri kazanmak için çok uğraşsalar da artık iş işten geçmiştir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin