Afrika’dan Hitler’e

Yorum | Levent Kenez

“Kuzey Kıbrıs’ta bir gazete ahlaksızca bir başlık atmış. Türk ordusunu Kıbrıs’tan sonra yeni bir işgal yaptığını söylüyor. Ben KKTC’deki kardeşlerimi tavır almaya davet ediyorum. Bu ne ahlaksızlıktır, ne edepsizliktir. Ben Kuzey Kıbrıslı kardeşlerime sesleniyorum, bir cevap vermeleri lazım.”

Erdoğan’ın Bursa’da parti toplantısında bu sözlerle hedef gösterdiği ve bir cevap verilmesini istediği şey gerçekleşti ve ertesi gün bu gazete taşlı sopalı saldırıya uğradı. Tabelası söküldü, gazetenin ofisi kullanılamaz hale getirildi.

Erdoğan’ın bahsettiği gazete KKTC’de yayın yapan küçük ve marjinal Afrika Gazetesi. Erdoğan ağzına almasa ne yazarsa yazsın kimsenin haberinin olmayacağı, kimsenin umursamayacağı, varlığını bile bilmeyeceği bir mevkute. Ama Erdoğan ve ekibi için her şey bir propaganda aracı ve her şeyden sömürülecek bir şey çıkabildiği için Kıbrıs’taki minik bir gazetenin yazdığı şey, Bursa’da bütün televizyonların canlı yayınladığı bir toplantıda konuşmasının bir parçası oluyor. Ve bu gazete ertesi gün saldırıya uğruyor.

Bu olayı bugün AKP yandaşı kimse sorsanız “Hak ettiler tabii ki, az bile yapılmış” şeklinde cevaplar. “İsteyen istediğini düşünsün, yazsın bundan ne zarar gelir” gibi saf ve naif şeyleri anlatmanın artık büyük bir zaman kaybı olduğunu söylemeye bile gerek yok.

Kimsenin umursamadığı bu saldırının daha vahiminin yakında Türkiye’de de yaşanmayacağının bir garantisi yok. “Savaşa kimler destek verdi, kimler destek vermedi” şeklinde yapılan haberler, operasyona muhalif olan siyasilerin ve gazetecilerin evlenin basılması ve sokağa çıkanı ezeriz şeklinde yapılan provokasyonların sonunun şiddet olacağını öngörmemek mümkün değil. Türkiye’nin bu linç kültüründen zararsız çıkması, ‘Oda sıcaksa birileri de pencereyi açar’ diyen katil sevicilerin yanılmasını gerektirir ki, çok zor.

Bugün hükümetin bir algı oyunu ile oluşturduğu insanları gaza getiren ama oldukça absürt yerli ve milli dalgasına mağlup olan İYİ Parti ve CHP’nin ‘Milli meselelerde zıt görüntü vermek bizim için iyi olmaz’ şeklinde yaptıkları hesap yine ellerinde kalacak. Şehit cenazelerinde yine onlar yuhalanacak yine onlar protesto edilecekler. Tamamen iç siyasete yönelik bir askeri operasyona verdikleri destekten ötürü bir kez daha Erdoğan’ın kendilerine çizdiği alanda oyun oynamaya devam edecekler.

HİTLER’E ÖYKÜNMENİN FATURASI

Sefton Delmer, Londra’da yayın yapan Daily Express gazetesinin Berlin temsilcisidir. 1933’teki şaibeli Alman (Reichstag) Meclisi’nin ateşe verilmesinden hemen sonra Hitler’le görüşür. Hitler ona bunun Tanrı tarafından verilen bir işaret olduğunu söyler. 28 Şubat 1933 tarihinde gazetede yayınlanan haberinde Hitler’in “Eğer bu yangının Komünistlerin işi olduğu ortaya çıkarsa bu katil haşereyi demir yumrukla ezmemizin önünde hiçbir şey duramaz” dediğini yazar.

Alman tarihinde bu parlamento yangını, Hitler ve muhalifleri arasındaki mücadelede bir dönüm noktası olarak gösterilir. Bu olaydan sonra Hitler mecliste çıkardığı bizim KHK benzeri yasalar ve olağanüstü hal ile birlikte o zamana kadar faaliyet gösteren bütün muhalifleri tek tek ortadan kaldırır. Bir çok muhalif ya öldürülür ya da hapse atılır. Büyük güç kaybeden muhalefet yer altına inmeye çalışsa da korku altındaki insanlar onlardan uzak durur ve başarılı olamazlar. Ülke tamamen Hitler’in iki dudağı arasında yönetilen ve Nazi elitlerinin hüküm sürdüğü bir yer haline gelir ve kaderi de Hitler ile aynı olur.

Türkiye, 15 Temmuz sonrası bu sürecin çok benzeri bir yolda gidiyor. İnsanların afyonlanması ve uyutulması için sadece kötü olmaları gerekmiyor. Güçlü bir propaganda mekanizmasının olduğu, basiretsiz muhalefetin hüküm sürüdüğü ve aykırı ses çıkaranın etkisiz hale getirildiği ortamda ne yaşanacaksa onlar yaşanıyor.

Bu çözümsüz görünen paradigmanın büyük bir ekonomik kriz, askeri başarısızlık, iç karışıklık ve ülkede can güvenliğinin kalmaması ya da sürpriz bir seçim mağlubiyeti ile değişeceğini düşünen ciddi bir kesim var. Aklı başında herkes bu kadar kötücüllüğün finalinde bizi büyük bir felaketin beklediğinde hemfikir.

Ben Ergenekon’un,  Erdoğan ve AKP’yi çiğ çiğ yiyecekken Cemaat’in buna engel olmasından ötürü büyük bir nefret ve intikamla önce Cemaat’in işini bitirmeyi planladığını ve bunda da zahiren başarılı olduğunu görüp bundan sonraki hamlenin Erdoğan’ın direk kendisine olacağını düşünüyorum. Bu esnada giderek güç kazanan ve ileride yaşanacağını bildiği bu kaçınılmaz savaşa Erdoğan’ın da hazırlık yaptığını unutmamak gerekiyor. Afrin’deki PR operasyonundan sonra bunu çakma mağduriyetlerin takip edeceğinden şüpheniz olmasın. Paramiliter güçlerini oluşturmaya aynı kararlılıkla devam edecek.

Ordunun tekrar denkleme girme ihtimalinin belirdiği, Rusya ve İran yanlılarının mevzi kazandıklarını düşünerek heyecanlandığı ve Amerika’nın olanları seyrettiğini sananların epey fazla olduğu Türkiye’de Erdoğan diktatörlüğünün Hitler benzeri ülkeye büyük zararlar vererek son bulacağı bir eşiğe girdiğimizi düşünüyorum.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin