Adaletin peşinde bir ömür: Ömer Faruk Gergerlioğlu

HABER PORTRE | İLKER DOĞAN 

İnsan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk tarihine adını daha şimdiden altın harflerle yazdırdı. Anayasa ve hukukun ayaklar altına alındığı Gergerlioğlu davası, Türkiye’nin hem hukuk hem demokrasi hem de insan hakları ve özgürlükler konusunda nereye savrulduğunu göstermesi açısından örnek gösterilebilecek bir dosya. Vekil olmadan önce sosyal medya hesabından paylaştığı bir haber linki nedeniyle yargılandı. Vekil seçildi, yargılamanın durdurulması gerekiyordu ancak devam etti.

Yerel mahkemenin kararı Yargıtay tarafından jet hızıyla onaylandı. Meclis’in AYM’ye yapılan başvuruyu beklemesi gerekiyordu ancak beklemedi. Karar Meclis’te okunarak dokunulmazlığı düşürüldü. ‘Adalet Nöbeti’ne başlayan Gergerlioğlu’na Meclis polisi tarafından pusu kuruldu. Göstermelik bir soruşturma ile Meclis’ten karga tulumba çıkarıldı. Son olarak 2 Nisan gecesi evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Tartaklanarak evden çıkarıldı. Hastaneye götürülmesi gerekirken cezaevine konuldu. Ardından anjiyo için yeniden hastaneye getirildi. Anjiyo sonrası hastaneden kaçırıldı.

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun ‘vicdan, insaf, adalet’ talebi iktidar ve küçük ortağını çok rahatsız ediyordu. Sonuç olarak; ‘vicdan ve adalet’ çığlıkları Anayasa ve hukuk ayaklar altına alınarak susturuldu.

“Benim adım Ömer Faruk. Bu adı bana rahmetli babam koydu. Dedi ki, ‘Oğlum sana bu ismi ‘adaletli’ ol diye koydum. Ben de hayatım boyunca adaletin peşinde koştum. ‘Harun’ deyip de ‘Karun’ olmadım. Ben ve arkadaşlarım sizi bir çok konuda uyardık ama geri adım atmadınız. Bunlar son derece hayati konulardı. Biz vazifemizi yaptık. Bundan sonrasında siz sorumlusunuz. Ben hem halkıma hem de Rabbime şahit ol diyorum. Şahit ol ya Rab, şahit ol Ya Rab, şahit ol Ya Rab!”

Biz şahidiz… Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun din, ırk, mezhep, siyasi görüş gözetmeden bütün mazlumların hakkını, hukukunu savunduğuna ve bunun için bedel ödediğine şahidiz…

İnsan hakları savunucusu HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun yaşadıkları Türkiye’nin bir özeti adeta. Gergerlioğlu davası baştan sonra skandallarla dolu. Dava sürecinde ve sonrasında yaşananlar Türkiye’de demokrasi ve hukukun ne hale geldiğini göstermesi açısından son derece önemli.

SÜREÇ NASIL BAŞLADI?

Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında 2016 yılındaki Facebook ve Twitter hesabından yaptığı bir haber linki paylaşımı nedeniyle soruşturma başlatıldı. ‘Silahlı örgüte üye olma ve terör örgütü propagandasını yapmakla’ suçlandı. Davaya konu paylaşım, ulusal bir medya kuruluşunun (T24) halen yayında olan bir linki. Haberin içeriği ise PKK’nın çözüm sürecine ilişkin yayımlanan bir açıklaması. 2017 yılında hazırlanan iddianamede Gergerlioğlu’nun paylaşımlarından bir tanesi TMK 7/2 kapsamında değerlendirildi ve kamu davası açıldı.

YARGILAMANIN DURMASI GEREKİYORDU ANCAK DURDURULMADI

2018 yılında Gergerlioğlu milletvekili seçildi. Dokunulmazlık kazandığı için Anayasa’nın 83. maddesine göre yargılamanın durdurulması gerekiyordu ancak durdurulmadı. Yasama dokunulmazlığı bulunmasına rağmen istinaf yargılamasına devam edildi. Yerel mahkeme, ‘terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği’ gerekçesiyle Gergerlioğlu hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi. İktidarın acelesi vardı ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararı 19 Şubat 2021 tarihinde jet hızıyla onadı. Ardından karar Meclis’te okunarak Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığı düşürüldü. Gergerlioğlu AYM’ye başvurmuştu. Normalde Meclis’in AYM’ye yapılan başvurunun sonucunu beklemesi gerekiyordu. Ancak beklemedi.

MECLİS POLİSİ PUSU KURUYOR

Ömer Faruk Gergerlioğlu, Meclis’te ‘Adalet Nöbeti’ne başladı. Meclis’te HDP Grup Başkanvekili’nin odasına döşek atıldı ve orada yatmaya başladı. Nöbetin 5. gününde Meclis polisi resmen Gergerlioğlu’na pusu kurdu. Sabah namazı için lavaboya gittiğinde baskın yapıldı. Onlarca polis tarafından pijamaları ve terlikleriyle gözaltına alındı. Yaka paça dışarı çıkartıldı. ‘Adalet nöbeti’ eylemi nedeniyle hakkında açılan sözde bir soruşturma kapsamında ifadesi alınarak serbest bırakıldı. Amaç Gergerlioğlu’nu Meclis’ten dışarı çıkarmaktı. Gergerlioğlu’nun daha sonra Meclis’e girmesi engellendi.

İŞKENCECİ POLİS, ÖZEL OLARAK GÖNDERİLMİŞ

Ömer Faruk Gergerlioğlu, ‘Adalet Nöbeti’ne HDP Genel Merkezi’nde devam edeceğini açıkladı. Milletvekilliği düşürülen Gergerlioğlu’na 22 Mart’ta 10 gün içerisinde teslim olmazsa hakkında yakalama kararı çıkarılacağı tebliğ edildi. Gergerlioğlu teslim olmayacağını açıkladı. Ve 2 Nisan akşamı polisler evine baskın yaptı. Gergerlioğlu, kameralar önünde darp edilerek, karga tulumba gözaltına alındı. Ayakkabılarını giymesine yine müsaade edilmedi. Gözaltı sırasında Gergerlioğlu’na tokat atan polis tanıdıktı. Kadir Türkyılmaz isimle polisin işkenceci olduğunu Meclis’te deşifre eden isim Ömer Faruk Gergerlioğlu’ydu. Yani Gergerlioğlu’nun ‘işkenceci’ olduğunu ortaya çıkardığı polis, kendisini gözaltına almak için gönderilmişti.

HASTANE YERİNE CEZAEVİNE

Gözaltı sonrası yaşadığı stres nedeniyle Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kalp ritmi bozuldu. Hastaneye götürüldü. Doktor darp raporu verdi. Raporda Gergerlioğlu’nun vücudunun birçok yerinde morarma ve darp izi olduğu belirtilmiş ve kalp ritmindeki bozukluk nedeniyle kardiyolojiye sevki istenmişti. Ancak bu rapora rağmen Gergerlioğlu hastane yerine Sincan Cezaevi’ne götürüldü. Gergerlioğlu, saatler sonra bu kez jandarmalar tarafından hastaneye getirildi. Polisin kendisini aracın içerisinde ‘yumruklamakla’ tehdit ettiğini, küfürler savurduğunu söyledi. Elleri titriyordu. Anjiyo yapıldı. En azından bir kaç gün hastanede kalması gerekiyordu ancak anjiyodan saatler sonra hastaneden kaçırıldı. Ne ailesine, ne vekil arkadaşlarına ne de avukatına hiç bir bilgi verilmedi.

BÜTÜN MAZLUMLARIN SESİ OLDU

Ömer Faruk Gergerlioğlu, AKP ve küçük ortağı MHP’yi rahatsız ediyordu. Zira her kesimin sesi oldu. Çin’in soykırım uyguladığı Uygurları hatırlatması iktidarı da ortağı sözde milliyetçi geçinen ortağı MHP’yi de kızdırıyordu. Kaçırılan insanların gündeme getirilmesi ise iktidarın en büyük rahatsızlıklarından biri olmuştu. Bu konuya Gergerlioğlu’nun dışında gündeme getiren neredeyse yok gibiydi. Kayyım rektörü protesto eden İstanbul Üniversitesi öğrencilerine destek olan da Gergerlioğlu’ndan başkası değildi. Askeri helikopterden atılan köylülerin hakkını arayan da oydu, çıplak arama skandalının peşini bırakmayan da… Gergerlioğlu, yıllardır hak savunucusu. MazlumDer’in başkanlığını da yapmıştı.

En son anne babası tutuklu lösemi hastası Hakan’la ilgili paylaşım yapmış ve “Hakan Dağdeviren için toplum bunca feryat ediyor, insan tek bir kelam etmez mi yahu!!! Nerede insaf, vicdan, nerede merhamet, insanlık yahu, el insaf!!!” demişti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin