3.5 Ay sürecek varlık-yokluk harbi başladı

YORUM | TARIK TOROS

Önümüzdeki seçim mevcut rejim ve bileşenleri yönüyle ölüm-kalım savaşı.

Cumhurbaşkanı değişirse hayatı bitecek epey insan var.

Yerine gelenin, “Bu kadrolardan nasıl kurtulurum” diye düşünmesine lüzum yok.

Erdoğan yola çıkarken bizzat 10 Temmuz 2018 tarihli 3 nolu kararnameyle düzenledi bunu:

Atadığı binlerce bürokratın görev süresi kendi döneminin bitimiyle sona eriyor.

Valilerden elçilere, MİT başkanından TRT genel müdürüne, Diyanet, Merkez Bankası, TÜİK ve SGK başkanlarına, TMSF başkan ve üyelerinden, emniyet müdürleri, müftüler ve rektörlere, ÖSYM ve YÖK başkanlarına kadar yığınla isim.

Yani…

Muhalefetin “göreve gelirsek bunları göndereceğiz” demesi gerekmiyor.

Erdoğan’ın getirdikleri -otomatikman- onunla beraber gidiyor.

Bu bilgi, seçimin ardından yapılacak temizlik yönüyle “iyi bir şey” olduğu kadar…

Seçime gidilirken Erdoğan’la beraber yan yana harp edecek savaşçıları tespit yönüyle de mühim.

Her şeyini yitirecek, kendini yargının önünde bulacak ve bulaştığı suçlar itibariyle belki hayat boyu gün yüzü göremeyecek bir kitleden bahsediyoruz. 

Devlette her köşe başını tutmuş bir ekip bu, bağlı kadrolarla sayıları on binleri bulan rejim gücü.

Kampanya yaparken asıl bunlarla savaşacaksınız.

Saray’dan talimat aldıkları için yapmayacaklar bunu.

Kendi koltuklarını korumak için yapacaklar.

Gittiğiniz her ilde karşınıza o ilin emniyet müdürü ve valisi çıkacak. 

Müftüsü, cami cemaatini provoke edecek.

İstihbarat aman vermeyecek.

Seçim günü ve gecesi, il-ilçe seçim kurulları dahil, canla başla mücadele edecekler.

**

Türkiye’de iktidara talip olanların şu üç dönem için eylem planı yapması gerekiyor: 

-Bölge bölge doğru aday belirleme, kampanya yönetimi ve sandık güvenliği tedbirleri.

-Seçim günü ve gecesi yapılacaklar. İletişim, sevk ve organizasyon. Yurt sathında uzman hukuk ekibi.

-Seçim ertesi iletişim ve takibi.

**

İktidar uyumuyor ve dersini çalışıyor.

Hoş, artık sürpriz yapmıyor.

Nerede ne yapacağını tahmin etmek güç değil.

Misal: 

Erdoğan’ın “2018’de kronometre sıfırlandı, yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıyım” demesi beklenmiyor muydu?

1 yıldır belliydi bu strateji.

**

Gelgelelim iktidar rahat değil.

Sürekli açıklanan vaatler… 

Vergi barışından, idari cezaların affına, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili düzenlemeye kadar bir dizi tedbir… 

Marketlere “fiyatları artırmayacaksınız” telkin ve tehditleri…

“Fransa, İngiltere, Almanya’da millet sokakta, aç, açık” yalanları ve dahası.

Bitmeyecek, daha neler göreceğiz.

**

Türkiye ekonomik ve sosyal yönden uçurumun kenarında.

Bir anda olmadı, 10 yılda adım adım inşa edildi bu.

İktidarı, sivil toplumu, medyası, polis gücü, yargısı, muhalefetiyle…

El birliğiyle.

Tüm anketlere ve ortalamasına baktım.

Durum aynı: İktidar ve muhalefet blokları yüzde 40-42 bandına sıkışmış durumdalar.

Böyle giderse cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kalacak.

İkinci turda da yüzde 15-17 civarı Kürt ve kararsız seçmenin oyunu alan kazanacak. 

Bu kadar açık ve net.

3.5 yıldır aynı duran tablonun 3.5 ayda değişeceği yok.

**

Seçimden sonra şu iki şeyden biri olacak:

-İktidar kazanırsa, muhalefet büyük bir psikolojik yıkımla uğraşacak.

-Muhalefet kazanırsa, iktidar hemen teslim olmayacak (bkz. 2019 İstanbul seçimleri). Görevi devralınca da o güne kadar görülmemiş sert ekonomik buhranla yaka paça olacak.

**

Bir şık daha var.

Ancak konuşmak için erken.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin